IŞİD, Irak ve Suriye’de işi azıttı. Konsolosluğumuzu basma cüretini göstermekle kalmadı orada bulunan devlet memurlarını da esir aldı ve vermemekte de direnmekte.
İSRAİL, Filistin’i şu mübarek günlerde perişan etmekte! Zavallı Filistinlilerin, tepesine bomba, bedenine mermi yağdırmakta!
BARZANİ, devletini kurdu. Resmileştirmenin yollarını aramakta! Işid-Barzani ikilisi, Türkmen kardeşlerimizi perişan etmekteler.
Etrafımızda bunlar olup biterken biz ne yapmaktayız? Konuşmak, konuşmak, boşa konuşmak..Temcit pilavı gibi aynı lafları söyleyip durmaktayız, “Bal yapmayan arının vızıltısı” gibi vızıldamaktayız.
Bu vızıltılar ise, sürüye kurt getirecek cinsten.
“Vizyoner derinlikli, sıfır sorunlu komşuluk ve daima bir adım önde olmak” büyük laflarının mucidi, saygın ve çaplı Dışişleri Bakanı, Davutoğlu bakınız ne vızıldamış, “Ortadoğu bizden sorulur. Ortadoğu’da bizden izinsiz yaprak kımıldamaz” demiş.
Bu sözler doğru ise: Ortaya çok ama çok vahim bir durum çıkmaktadır.
IŞİD, bir AKP yapımıdır. Işid, bütün eylem ve kıyımlarını Türkiye Cumhuriyeti’nin dolayısıyla da S. Başbakan ve Dışişleri Bakanı’nın emir ve izinleri ile yapmaktadır.
Doğru mu?
İsrail, Filistinlilere bu zulmü ve kıyımı da Türkiye Cumhuriyeti’nin izniyle mi yapmış oluyor?
Barzani, Irak’ı parçalayarak burnumuzun dibinde bize rağmen bize hasım Bağımsız KÜRT devletini, S. Başbakan ve Davutoğlu’nun izni ve müsaadesiyle mi kurmakta? Türkmenlerin başına gelen felaket, sizin müsaadenizle mi olmakta?
Siz hiç ABD’li, Rus ya da bir başka büyük devlet adamının, böylesine ciddi bir konuda, “Oraları bizden sorulur. Oralarda bizden izinsiz yaprak kımıldamaz” dediğini duydunuz mu?
Neden?
Çünkü onlar ciddi devletlerdir. Onları yönetenlerde ciddi devlet adamlarıdır. O devletlerin devlet adamları, uluorta konuşmazlar. Böylesi konularda devlet adamlığına yakışan, “Gereken ne ise yapılır/yapılacaktır.”derler. Ama yapmak istediklerini de muhakkak yaparlar.
Türkiye, 2002 yılına kadar, sadece Ortadoğu’da değil bütün dünyada ordusuna saygı duyulan, ondan çekinilen; devlet adamlarının da ciddiye alındığı bir büyük ve saygın ülke idi! “Vizyoner bakışlı, stratejik derinlikli, sıfır sorunlu komşuluk” ideolojisi ve hayalleriyle Türkiye; kale alınmaz, ciddi bulunmaz, konuşan ama yapamayan, ordusu bitirilmiş, caydırıcılık gücü kalmamış bir konuma getirilmiştir.
Eserinizle övünebilirsiniz!
Hani siz dünya lideri idiniz? 30 mart seçimlerinde yüzde 43 lük başarı aldınız. Putin’in dışında sizi kutlayan bir devlet ya da şirket lideri oldu mu?
Görmüyor musunuz? Görüp de inanmıyor musunuz; Sıfır sorunlu komşuluk” dediniz. İnanın “SIRF SORUN” olup çıktınız.
Gelelim şu Ortadoğu meselesine; Bu bölgede “Sizden izinsiz yaprak kımıldamaz mı? Ortadoğu sizden mi sorulur?”
Öyle ise soralım;1– Bu IŞİD denen terör örgütüne neden kafa kestirtmektesiniz, neden konsolosluğumuzu bastırttınız? Türkmenleri neden perişan ettirdiniz? Amacınız ne? 2- İsrail, neden Filistin’e kan kusturmakta? Neden buna göz yummaktasınız? Müslüman kanı dökülmesindeki çıkarınız nedir? “Kahrolsun İsrail!” demekle bir yere varılmıyor? İsrail ile ticaretin neresindesiniz?
Neden Barzani’ye, Türk’e hasım bir Kürt devleti kurdurtmaktasınız? Ne yapmaya çalışıyorsunuz?
Bu yazı tamamen, sizlerin iddialı ve maksadı aşan, devlet ciddiyetiyle bağdaşmayan açıklama ve beyanlarınız üzerine kaleme alınmıştır.
Acaba etrafımızda selam vereceğimiz bir komşu ülke kaldı mı?
Lütfen, benim ve aziz Türk milletinin merakını giderir misiniz?
Esen kalınız.
