Candan azizi okurlarım! Ülke o kadar karıştı ki,” ÇÖZÜM SÜRECİ” lafına kapıldık gidiyoruz. Nedir çözülecek olan, nasıl çözülecek, kim ya da kimler nasıl çözecekler; üç bilinmeyenli bir matematik sorusu ile karşı karşıyayız.
Hükümetin başı ve yetkilileri,” Bu süreçten umutluyuz. Bir rüzgâr yakaladık, bunun önüne kimseler geçemez” diye ülkeyi tütsülemekteler. Anlamaktayım ki, elem tere fiş, kem gözlere şiş. Siz anladınız mı çözülecek olan ne? İmralı’da yatan bebek canisi bir zamanlar : “EL AMAN” derken koskoca Türkiye Cumhuriyeti bu caniden aman diler hale getirildi.
Sayın Bekir Bozdağ, “ Demokrasilerde ÖZEL MAHKEMELER olmaz” demekte. Silivri’de bu ülkenin vatanseverleri, TSK’nın değerli subaylar ÖZEL MAHKEMELERDE insafsızca ve hukuksuzca yargılanmakta.
Soru: Türkiye Cumhuriyeti bir DEMOKRASİ ülkesi mi? Veya Türkiye’de DEMOKRASİ var mı?
Hükümet, bu mahkemelerin bir demokrasi ayıp olduğunu görmüş olacak ki, bu tür mahkemelerin oluşturulmasını yasaklayan bir yasa çıkardı. İyide etti. Bir ayıptan kurtulmuş olduk değil mi?
Ne gezer! Yasa çıkarken denildi ki, Ergenekon vs. gibi davalara bakan ÖZEL MAHKEMELER ellerindeki bu davaları sonuçlandırana kadar devam edecekler.
Bu ne demek biliyor musunuz?
Bir hakem var, bütün maçları problemli yönetiyor, kararları isabetsiz, düdükleri yanlış çalıyor, her maçı olaylarla bitiyor. Federasyon toplanıyor ve “ Bu hakem yetersizdir, futbol adına ayıptır, hakemlerin yüz karasıdır, bir daha maç yönetmesin. “ kararı veriyor. Amma bir şartla “Fakat bu sezon bitinceye kadar da maç yönetsin!”
Bunun mantığı var mıdır? Bu karar, doğru bir karar mıdır? Sezon sonuna kadar ki maçların ve olayların sorumluluğu, kulüplerin ve sporcuların uğrayacağı zararlar ne olacak?
İşte ÖZEL MAHKEMELRLE ilgili “kalksın- olmasın” diye çıkarılan yasanın da mantığı budur, öyle değil mi?
Madem ki ÖZEL mahkemeler bir demokrasi, bir hukuk ayıbı, madem ki bir garabet. Bu ayıp ve garabet de uygulamalardan kaynaklı. Uygulamaya karşı hem hukuk, hem hukukçular hem de kamudan şikâyet var. Bu ayıp için kaldırıyorsun da; devam eden hukuk ve demokrasi ayıbını, neden sonlandırmıyorsun?
Bunun mantığı nedir?
Bana göre bunun mantığı, bu ayıplı ve işime gelen davalar sürdürülsün, bana isyan eden, söz söyleyen, tenkitte bulunanların canı yansın. Amma olur ki, iktidardan düşersem, bende böyle bir yargıdan yırtayım düşüncesiyle çıkarılmış ve kendini sağlama alma yasasından başka nedir çıkarılan bu yasa?
Canı yananlar, hukuk skandalına kurban gidenler, aileleri perişan olanlar, gelecekleri çalınanlar beni ilgilendirmez mi demek istiyorsunuz? Bunun neresi, İNSAN HAKLARINA uygun, neresi İSLAMA UYGUN söyler misiniz Allah aşkına?
Benim aldığım bir kültür var: “Boynuzsuz koç, boynuzlu koçtan hakkını alacaktır.” Daha da kötüsü, “Zulm ile abad olanın sonu berbattır.” Çok daha acı olanı ise” AYARINI BOZDUĞUNUZ KANTARIN GÜN GELİP SİZİ DE TARTABİLECEĞİ” gerçeğidir.
Hem subaylar için üzülüp, “Tarih bunu affetmeyecektir” diyeceksin. Hem de hukuk skandalına devam. Buma “İki yüzlülük, tavşana kaç tazıya tut, timsahın gözyaşları” denir.
Tarih şunu göstermiştir ki, bütün Neronlar, Firavunlar kendilerini en güçlü hissettikleri anlarda yıkılmışlardır. Türkiye’de BANKERLER altın çağlarını yaşarken batmışlardır. Kastelli battığında anlı-şanlı artistler O’nun reklamını yapıyorlardı.
Silivri’de yaşananlar bir demokrasi ayıbı, hukuk skandalıdır. Danıştay Başkanı Sayın Karakullukçu bile” Emniyet veolisler savcı, bilirkişiler hâkim , mübaşirler yazı işleri müdürü olmuşlar, sonrada ADALET diye bağırıyoruz” feryadındadır. Bu seslere kulak veriniz. Bu seslerin ahı hem vicdanınızı hem de kulaklarınızı Firavunun sineği gibi rahatsız edecektir.
Esen kalınız.
NOT: Bana göre hainleri bol olan ülkelerde ÖZEL mahkemelere ihtiyaç vardır
