Bu asil milletin genlerinde onur vardı. Ne oldu da bu güzel erdemi kaybettik. Dün tu kaka dediğimiz, insanların yanında yer alıp, yol yürümeye hangi duygu ve düşünce ile utanmadan karar verebildik? Bizde güzel bir söz vardı: “Hayvanın alası dışında, insanın alası içinde” diye. Kişi sevdiği ile beraber olurmuş. Bu da bizlerin kulağına küpe olsun.
Ünal Karaman ve Kürşat Zorlu’nun istifaları üzerine yazdığım makaleye, yanıt veren Sn. Erdoğan Özgenç beyin yanıtını olduğu gibi aldım.
Özgenç hoca diyor ki;
“TIP’da bir gerçek vardır; hastalığa sebep mikropları yok etmeden hastayı tedavi edemezsiniz…
***
Her bedende mikrop vardır, hemen her kamyonda çürük meyve olduğu gibi…
Bunlar;
Bakımlı ama sinsi mikroplardır…
Başta belli etmezler kendilerini, semirmeye,
Gözle görülmeye başladıklarında belli ederler kendilerini…
***
Böyle mikroplar çoktur…
***
Bukalemun gibi gittikleri yerin rengini almakta beis görmezler…
Bırakın…
Hatta atın bu mikropları içinizden…
Daha güzel
Daha onurlu ve sağlıklı-aydınlık günler yakındır ve sizlerindir…
***
Yolumuz uzun ve meşakkatli, maalesef.
Yapacak çok işimiz var…
Azimle, şevkle ve hiçbir duyguya kapılmadan, mücadeleye devam…”
Ben de diyorum ki. Bu asil milletin genlerinde onur vardı. Ne oldu da bu güzel erdemi kaybettik.
Dün tu kaka dediğimiz, insanların yanında yer alıp, yol yürümeye hangi duygu ve düşünce ile utanmadan karar verebildik?
Bizde güzel bir söz vardı: “Hayvanın alası dışında, insanın alası içinde” diye.
Kişi sevdiği ile beraber olurmuş. Bu da bizlerin kulağına küpe olsun.
Esen kalınız.
Bir nankör için iyilik, yalnızca ihtiyaç duyduğu an çaldığı bir kapıdır. Ama o kapının ardında fedakârlık, sevgi ve emek yatar. O kapıyı her kapattığında ardında bıraktığı değerleri unutan, bir gün o kapıyı açacak gücü bulamaz.
Saygılar sunuyorum sayın Nazım hocam..