Nazım Peker
Nazım Peker

Cumhurbaşkanlığı mı, Başkanlık mı?

S. Erdoğan yine gündemi değiştirdi.  Ermenilerin torunlarına taziye dileğinde bulundu. Böylece Türk’ün haklı tezinin ayağına kurşun sıkmış oldu.
 
Kimileri bu taziyeyi, bir ön alma, Ermeni Diasporası’nı zora sokma olduğunu savundular. (Taziye kimlere dilenir? Biliyorsunuz değil mi?)
 
Gerçekten de böyle mi?
 
Ben tarihçi değilim. Düşünen bir öğretmen emeklisiyim.
 
Bir neslin kıyıma(Soykırıma) uğrayıp uğramadığına kim karar verir?
 
Elbette mahkemeler.
 
Ermeni soy kırımı iddialarının” olduğuna dair bir mahkeme kararı var mı?
 
Bugüne kadar ben böyle bir karar olduğunu ne duydum, ne gördüm nede okudum.
 
Böyle bir mahkeme kararı yoksa; “Soy Kırım” iddialarını, kimin söylemlerine göre kabul edip var sayacağız? Her önüne gelen, “Soy kırım yaptı” derse bunun ne önü ne de ardı alınamaz.. Söylentiler havada uçuşur da uçuşur.
 
Öyleyse olmayan sözde” Soykırım iddiaları “için S. Başbakan, neden bir “TAZİYE” açıklamasında bulunmuştur?
 
Anlayabildiğim kadarı ile Başbakan’ın derinlemesine bir tarihi bilgisi yok. Galiba danışmanları da genellikle Türk ve Türk kültüründen uzak kimseler. Kimi danışmanları ise “TÜRK” diye bir ırkın olmadığını savunmaktalar.
 
Durum bu olunca; ortaya böyle bir gariplik çıkmakta!
 
Taziye’den Ermenistan memnun mu; Ermenistan cumhurbaşkanı Sarkisyan memnun mu, Ermeni Diasporası memnun mu? Teşekkür(!) için de Erivan’da şanlı BAYRAĞIMIZI yaktılar.
 
Hiç biri memnun değil.
 
Öyleyse, bayram değil, seyran değil; eniştem beni neden öptü?
 
S. Erdoğan, kendisi ve ailesi hakkında ki iddialardan çok rahatsız. Bu iddiaları mahkemeler taşıyıp aklanmadı da? İddiaların gerçekliğini, gerek K. Kılıçdaroğlu gerek D. Bahçeli defalarca dillendirdiler. Kılıçdaroğlu işi, “adım kadar, Van Gölü kadar gerçek” sözleriyle bir adım ileriye taşıdı; “Baş çalan” hakaretinde bile bulundu.
 
S. Erdoğan, bu iddiaları ve hakaretleri mahkemeye taşıyabildi mi?
 
Ne gezer.
 
Buna Anadolu’da “sineye çekmek” deniyor.
 
Onun için S. Erdoğan’ın güçlü bir Cumhurbaşkanlığa ya da başkanlığa ihtiyacı var. Bütün yetkileri elinde olan, her dediğini yapan; Kenan EVREN yetkili bir zırha bürünmek istiyor.
 
Bunun içinde; AKP’nin adayının ilk turda seçimi almasını hesaplıyor. İkinci tura kalma halinde Cumhurbaşkanlığının hiçte çantada keklik olmadığını çok iyi biliyor.
 
Onun için: hem Cumhurbaşkanı, hem Başbakan hem de AKP Genel Başkanlığını yürütebileceği bir yetkiyle donanmak istiyor. Yani üçü bir yerde!
 
Bu mümkün mü?
 
Biraz zor.
 
Bunun için Ermeniler dahil, bütün Türkiye’nin oyuna ihtiyaç duymakta.
 
Siz Başbakan’ın yerinde olsanız nasıl bir yol takip ederdiniz? Eğer Başbakan, bir hata yaparda elindeki DOKUNULMAZLIK zırhını es kaza kaybederse; nelerle karşılaşabileceğini, başına nelerin geleceğini çok iyi biliyor.
 
Onun için; “benim milletim, benim vatandaşım, aziz halkım” söylemlerinin arkasında, kendini kurtarma gayretleri var.
 
Bütün çaba ve oyunlar bunun üzerine kuruluyor. Enerji sıkıntısı, gelecek zamlar, ekonomik olumsuzluklar, iç ve dış siyasetteki daralmalar S. Başbakan’ı derin derin düşündürmekte.
 
Bir de ayarlarını bozduğu kantarların, kendini tartma ihtimalinin de olabileceğini görmekte.
 
Anladınız mı; ince hesabı?
 
Esen kalınız.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!