AKP bildiğiniz gibi “Çözüm Sürecini” bu millete kakalarken; “Biz gerekirse bu yolda baldıran zehri içmeye razıyız” propagandasını yapmıştı.
Bu millet “Habur” denen bir rezaleti yaşamıştı. Açılım Sürecini, “Hayvanlar bile anlamıştı” da bir biz kalın kafalılar anlamamıştık. Ne güzel günlerdi o günler; Oslo, İmralı, Kandil güzergâhını “Suyoluna”, “Komşu kapısına” çevirmişlerdi. Sonuç: Sıfıra sıfır elde var sıfır.
Süreç zarar görmesin, yara almasın diye bölgeye PKK karşıtı olmayan Valiler, kaymakamlar, emniyet müdürleri atadıklarını Oslo’da itiraf etmişlerdi. PKK’nın faaliyetleri için; görmeyin, duymayın, karışmayın, engellemeyin üstü kapalı talimatları verilmişti. Bu aymazlığın bedelini, şehirlerin caddeleri: El Yapımı Bombalarla döşenince fark ettik.
16 Nisan da “EVET” çıkarsa terör duracak denmişti. Dağdaki teröristler “EVET” çıkacak diye tir tir titriyorlardı. Bize böyle söylemişlerdi. Müslüman Müslüman’ın sözüne inanmayacak da ne yapacak? Biz de inandık ve tartışmalı da olsa burun farkıyla “EVET” çıkardık.
Terör bitti mi? Uçacaktık! Uçuyor muyuz?
İşin garibi Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜSİAD’da “İşte şu anda Güneydoğu’da, Doğu’da dağlar, mağaralarla dolu. Yerlerin altına şehirler kurulmuş ve bu şehirlerde mühimmat istemediğiniz kadar. Ve buralarda bu insanlar o bölgeyi nasıl ele geçirmişler, bunu anlamak mümkün değil.” Açıklamasını yapıverdi.
Şimdi sormayalım mı, bu mağaralar nasıl oldu da bu hale getirildi? Ülkeyi kim yönetiyordu?
Son günlerde Doğu ve Güneydoğu’dan sıkça şehitler gelmeye başladı. Bu, tahmin etmiyorum amma; acaba yeniden bir “Barış Süreci’nin” alt yapısı mı oluyor? Gerekçe mi oluşturuluyor?
Böyle bir sürece dönülürse; inanın şehitlerin kanı, sizleri boğar.
AKP gerçekten de FETÖ ve FETÖCÜ yapılanmayla samimi bir mücadele ediyor mu? Sorusu zihinlerde dolaşmakta!
Ülkenin en ücra köyündeki okula, üniversiteye, askeri kışlaya, emniyete, adalete FETÖ sızmış. CHP’yi (AKP’lilere göre) FETÖCÜLER yönetmekte, MHP’nin yarısı Bay Bahçeli’nin de şüpheleriyle FETÖCÜ. Ama gel gör ki AKP’de bir tane FETÖCÜ yok.
Eskiden “Kurtağzı bağlama duası” vardı. Hayvanı kaybolan köylüler bu işi bilen hoca efendiye “Kurtağzı bağlama” duasını okuttururdu. Bu sayede kurt hayvanı görse bile ağzı bağlı olduğu (!) için yiyemezdi. Acaba AKP’de “FETÖCÜ Bağlama” duasıyla mı korunmuşlar ki, onlarda bir tek bile yok!
Çaycı, çorbacı, odacı Fetöcü. Ama yer yarılmış siyasi fetöcüler yerin dibine girmişler. Fetö ile ne görüşen, ne yemek yiyen, ne fotoğraf çektiren, ne “Türkçe Olimpiyatlarına” katılan, ne mektup alıp-veren, ne de “Ne istediler de vermedik” diyen bir Allah’ın kulu siyasetçi yok. Eeee! Bu durumda bizde de bir Maşallah demek kalmıyor mu? Maşallah!
“Bizi kandırdılar sırtımızdan vurdular.” diyen siyasetçiler, Bank Asya’ya hissedar olan, para yatıran iş adamları aklanıp- paklanırken sıradan memurlarla uğraşmak: FETÖ ile mücadele yapıyoruz açıklamalarına uygun düşmüyor gibi geliyor. Beyin takımı dururken, bu nasıl FETÖ ile mücadele oluyor?
FETÖ devlet ve devletin kurumları için büyük bir tehlikedir. Kökünün kurutulması gerek. Devletimizden ve yöneticilerimizden hem PKK hem FETÖ terör örgütü başta olmak üzere bütün terör örgütleriyle dişe dokunur, devlete düşman olmayacak şekilde mücadele edilmesini istiyoruz.
Esen kalınız.