Nazım Peker
Nazım Peker

Bölge İnsanı Dik Duracakta

Açılım Süreci” diye başlattılar. “Anaların Gözyaşı akmasın” diye süslediler. Asker ve polise de, “Sakın ha, PKK’lı yurt severlere(!) dokunmayın” diye tembihlediler.
 
Böylece ülkenin doğusu, birlerinin tabiri ile “Sivas’ın Ötesi” PKK’ya bırakıldı. Devlet bölgeden çekildi. Devletin değil de hükümetin valileri atandı. Valiler de, “Aman ha! Askere ve polise PKK’ya karşı takip ve taciz emri vermeyiniz” diye iyice tembihlendiler.
 
Meydanı boş bulan terör örgütü; silahlandı, şehirleri silah depolarına çevirdi, mağaraları otel gibi düzenledi, şehirleri mayınladı, hendeklerle mahalleleri ayırdı, haracını topladı, mahkemelerini kurdu, kimlik kontrollerini başlattı.
 
Ta ki 7 Haziran sonrasına kadar.
 
Baktılar ki teröre taviz; Anadolu’da oy, Sivas’ın ötesinde de vekil kaybına neden olmakta. Oslo görüşmelerini, Dolmabahçe mutabakatlarını, verdikleri her türlü tavizi unutarak; terörle mücadeleye karar verdiler.
 
Eli kolu bağlanan, kozmik odalarına kadar girilen TSK, kanı ve canı pahasına şehirleri terör örgütünden temizlemeye çalışıyor. Nasıl bir silah yığınağı yapıldıysa; aylardır bitmiyor. Mehmetçiğin ve polisin üzerine kurşun yağdırmaktalar!
 
Bütün bunlara niçin göz yumulmuştu, neden görmezden gelinmişti? Birlerinin iktidarda kalabilmesi, Anayasa’dan Türklüğün çıkarılması ve BAŞKANLIK hayallerinin gerçekleşmesi aşkına!
 
Evdeki hesap çarşıya uymadı. Hayaller gerçekleşmedi. Üstüne üstlük 17-25 Aralıkta unutulmadı. Tam aksine hafızalarda ve gündem de taptaze tutuldu.
 
Terör ve teröristlerin baskısından bunalan bölge halkı; şehirlerini terk etmeye başladı. Bu terk ne İran’a, Ne Irak’a ne Suriye’ye değil. Devletin egemen olduğu bölge ve illere olmaktadır. Bölge halkı, Ne Kürt halkının temsilcisi olduğunu söyleyen PKK’ya nede sınırlarımız dışındaki Kürt bölgelerine gitmemekte: devletin kollarına, yıllarca et ile tırnak olduğu Türk halkının kucağına gelmekteler
 
Laubali yönetimiyle, bölgeyi ve ülkeyi terör belasına bulaştıran hükümet; kurtuluşu, kahraman TSK ve fedakâr polisimize havalede etmiştir. Hem de hükümeti yıkmakla suçlayıp itibarsızlaştırmaya çalıştığı, Silivri’de tutukladığı şanlı Türk ORDUDSUNA.
 
Buna ilave olarak, bölge halkına yönelerek. ”Teröre karşı dik durmalarını” istemektedir.
 
Bölge halkı, ne yapacağını şaşırmış vaziyettedir. Devletten yana mı olsun, teröristi mi desteklesin yoksa bi taraf mı kalsın?
 
Halk, adım gibi eminim ki devletin yanında olacaktır.
 
Lakin halkın endişesi; Ya hükümet yeniden PKK, HDP, KCK, Kandil ve İmralı ile anlaşırAçılım Süreci” ni yeniden devreye sokarsa; halimiz ne olur endişe ve kaygısındadır.
 
Eğer terörle ciddi ciddi mücadele edilip, sokak sokak temizlenecekse; bölge halkına; “Devletin her zaman yanlarında “olduğu güvencesi verilmelidir.
 
Bakın o zaman terörden ve teröristten eser kalıyor mu? Devlet idaresi ciddi bir iştir. Devlet ise ciddi bir müessesedir.
 
Esen kalınız.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!