Hükümetin duayenlerinden B. Arınç, bir konuşmasında, “Biz cee deyip gitsek, hükümeti kim kuracak? Bunlar maaş bile ödeyemezler” demiş.
Bu sözü eğer ciddiye alacaksak, iki yönlü irdelememiz gerekecek.
B. Arınç, bu açıklamasıyla; birilerini tehdit mi yoksa gerçekleri mi itiraf ediyor!?
Gerçekler açısından bakarsak:
Hükümeti kim kuracak?
Hükümeti kime devredeceğiz?
Bunların gerçek payı nedir, doğru mudur değil midir takdirini, muhalefet ve aziz milletim elbette yapacaktır.
Hükümet etmek, ülkeyi yönetmek bir maharet ve beceri işidir. AKP, bu ülkeyi yönetemiyorsa da; yönetiyormuş gibi yapıyor ve insanları da inandırıp ikna ediyor.
Üç seçimi de kazanmak, üstüne üstlük Cumhurbaşkanı da olmak bir maharet ve meziyet değil mi?
Öyle anlaşılıyor ki kimileri, “Lafla peynir gemisini yürütmekte” Bu, az şey midir?
“Maaş ödeyemezler” sözü beni fazlaca rahatsız etti.
Bu sözde: bir tehditten ziyade bir tükenmişliğin ve iflasın itirafı var gibi geldi bana.
Türkiye Cumhuriyeti, enflasyonun üç haneli rakamlara ulaştığı karanlık dönemlerde bile maaş ödemiş ve aksatmamıştır.
Bu devlet, elli sente muhtaç dönemleri yaşamıştır.
Ama bu devlet, maaş ödemeyen bir dönem yaşamamıştır.
Bunların Yeni Türkiye’sinde durum hiçte iç açıcı değil demek ki!
Hani Türkiye zenginlemişti?
Hani Türkiye, IMF’ye borcunu bitirdiği gibi beş milyar dolarda IMF’ye borç verecek duruma gelmişti? (Erdoğan’ın ifadeleri)
Hani Türkiye eski Türkiye değildi? Merkez Bankası’nın kasasında yüz milyar dolar yedek ve rezerv para vardı? (N. Kurtulmuş’un Konya- Anemon Otel’deki açıklaması)
Hani Türkiye büyümede, Avrupa’yı solladığı gibi Çin’den sonra dünyada ikinci “EKONOMİK” büyümeyi yakalamıştı?
Hani Türk ekonomisi, artık kendi ayakları üzerinde sağlam duracak hale getirilmişti?
Hani Türkiye, İHRACAT rekorları kırmaktaydı?
Ne demek: “Bizden sonrakiler maaş bile ödeyemezler!” hezeyanı?
Türkiye’yi o hale; maaş ödeyemeyecek hale mi getirdiniz?
Özelleştirme adı altında devletin edinimlerini sattınız paraları nettiniz?
Devleti Cumhuriyet tarihinin en borçlu durumuna getirdiniz! Bu alınan borç paraları nettiniz?
Demek devleti, sizden sonra maaş ödeyemez hale mi getirdiniz?
Bu paralar nerelere gitti?
Rüşvet olup ayakkabı kutularını mı doldurdu?
Havuz medyasının finansmanında mı kullandınız?
Lüks yatırım ve saraylara mı harcadınız?
Osmanlı’da son demlerinde öyle yapmıştı. Devlet para bulamaz iken, beş milyon altına Dolma Bahçe Sarayı’nı yaptırmıştı. Sarayda çalışanlara da yılda iki milyon maaş ödemekteydi?
Üç yüz bin metrekare, üç blok ve bin odadan oluşan AK SARAY’da kaç kişi yyçalışacak ve aylık kaç milyon ödenecek?
Sevgili okurlarım! Sizler Bülent Arınç’ın bu, “Maaş bile ödeyemezler” sözünden ne anladınız?
Esen kalınız