AKP milletvekillerini hayretle seyrediyorum. TBMM’inde çoğunluk olmalarına rağmen; bir Kamer Genç kadar, Oktay Vural kadar etkin değiller.
Akademisyenlere sordum: İki nedeni olabilir dediler.
1- Bu vekillerin ya konuşacak kadar bilgi ve birikimleri yok
2- Ya da iradeleri kendi ellerinde değil.
Sebep her ne ise bu sessizlikleri hem kendilerini hem de S. Başbakanı zor durumlara sokmaktadır. Yapılan yanlışlıklara dur diyebilseler, bu iş aleyhimize çıkabilir iradesini gösterebilseler; ülke de kendileri de Başbakan da pişmanlık duymaz, kötü etkilenmez.
Geçtiğimiz ay, acı bir Soma faciası yaşadık. Oysa faciadan çok kısa bir zaman önce CHP’li vekilin, “Soma’da kötü şeyler olacak. Buraları bir araştıralım” önergesine;
“Delilin var mı? Bizim yapacak başka işlerimiz var!” diyerek AKP’liler karşı çıkmasalardı. Önerge kabul edilip, gerekli önlemler alınsaydı; beklide ülke bu acı faciayı yaşamayacak, S. Başbakan da, “Bu işin fıtratında bu vardır” diye zavallı bir açıklama yapmış olmayacaktı, 301 canda şehit.
Musul Konsolosluğumuz basıldı. Konsolosumuz, çalışanları elliye yakın Türk vatandaşımız, onlarca tır şoförlerimizde esir alındılar. Konsolosluk demek vatan toprağı demektir.. Yıllar önce M. Cemiloğlu, Moskova Büyük Elçiliğimize sığınmıştı. Dünyaya dur diyen büyük bir askeri güce, siyasal üstünlüğe ve nükleer silahlara sahip Ruslar alamamışlardı.
Neden?
Çünkü, Moskova Büyük Elçiliğimiz, T. Cumhuriyeti Devletinin vatan toprağı idi. İstanbul, Bursa, Kars, İzmir, Edirne, Hatay ne idiyse konsolosluk da o demektir.
Şu işe bakınız ki, Başbakanlığa direkt bağlı MİT bu tehlikeyi görememiş. TSK, görememiş, vizyoner derinliğe sahip Dışişleri bakanımız görememiş. MHP’li Sinan Oğan görmüş. Baskın olayından bir gün önce, TBMM’inde bu tehlikeye dikkat çekmiş, “gerekli önlemleri alınız” demiş.
AKP’li saygın vekiller ne demiş? Tıpkı SOMA olayında yaptıklarını yaparak; “Delilin var mı, delilini göster. Bizim yapacak başka işlerimiz var!”
Allah’ın işine bakınız ki, S. Sinan Oğan’ın konuşmasından yirmi dört saat bile geçmeden Musul Konsolosluğumuz, yani VATAN TOPRAĞIMIZ işgal ediliyor. Hem de kimlerce; mevcut hükümetin gizliden destek verdiği IŞİD- Irak –Şam İslam Devleti isimli militanlarca.
Ey AKP’li vekiller! Ne oldu? Gördünüz mü delili, görebildiniz mi delil nasılmış? Şimdi o eksik bıraktığınız işinizi yapabiliyor musunuz; vatan toprağınız işgal edilmişken?
Ne olurdu, Sinan Oğan’ın sesine kulak verseydiniz?
Sayın Başbakan’dan azar işiteceğinizden mi korktunuz? Şimdi vatandaşın ve seçmenlerinizin yüzüne nasıl ve hangi suratla çıkabileceksiniz?
AKP’nin seçilmiş ve saygın vekilleri! Ne olur bırakın şu kayıtsız şartsız BİATIDA, birazcık da kendiniz olun. Vicdanınızın sesini dinleyin. İradenizi bu kadar ucuza harcamayınız. Biz istiyoruz ki, bu devletin en yüce en saygın ve seçkin kurumu olan TBMM’sine canı gönülden saygı duyalım. Bu saygıyı lütfen HAK ediniz artık.
Ne oldu? Vatan toprağı işgal edildi. Hem de üç paralık çapulcularla: rahat mısınız?
Moskova’ya S. Cemiloğlu’nu yıllarca vermeyen bu devlete ne oldu böyle?
Dışişleri Bakanı, “Üç gündür alarmdayız!” açıklamasını yaptı. Madem alarmdaydınız da bu facia neden yaşandı, neden gerekli önlemleri almadınız ya da alamadınız? PKK’li militanca gönderinden bayrak indirilen 2. Hava Jet Üssümüz Musul’a ne kadar uzaktaydı? TBMM’sinden kullanamayacağınız, kullanmaktan korktuğunuz “Sınır ötesi hareket” yetkisini neden almıştınız?
Türkmenlere gönderdiğinizi söylediğiniz silahlar, hani nerede, Türkmenlerde olmadığına göre.
Bütün bu olup bitenler, eğer bir ihanet değilse gaflet ve bilgisizliktir. Devlet, böyle bir gafleti ve bilgisizliği taşıyamaz.
Koskoca ülkeye yazık ettiniz yazık! S. Gül’ün dediği gibi boşluğu dolduracaksınız? Bu boşlukları neden doldur muyorsunuz, sizi tutan mı var? Yoksa beceremiyor musunuz?
Esen kalınız.
