Nazım Peker
Nazım Peker

AKP’li Osman Düşününce

Ülkesini çok severdi. Onun için Türkiye bir cennet, Türkiye’de olmak ise bir ayrıcalıktı.
 
Hayatı çok zorluklarla başlamış, zorluklarla devam etmişti. Sonunda kamuda bir görev almış, devlete sırtını dayamıştı.
 
Siyasetle ilgilenmeyi severdi. Bir arayış içindeydi  .
 
Kendine göre, dürüst, kul hakkına saygılı, yasaklara kapalı hür düşünceye saygılı, eleştirilere açık birilerini arıyordu.
 
Her karşılaştığımızda, “Abi seni severim. Sana saygım sonsuz. Ama senin MHP de çok pısırık ve korkak! Benim korkak ve ürkeklerle işim olmaz” derdi.
 
M. Yılmaz’ın, Demirel’in, Çiller’in, Özal’ın, Erbakan’ın, Ecevit’in ve etrafındakilerin yolsuzluk ve rüşvet dedikoduları canını sıkardı hep.
 
Dürüsttü. Dürüstlük arayışı içindeydi.
 
Ne zaman ki R. Tayyip Erdoğan, “3 Y” ile ortaya çıktı. “Yasaklarla, yoksullukla ve yolsuzlukla mücadele edeceğim” dedi.
 
Osman aradığını bulduğunu sandı.
 
Bir gün yanıma geldi, “Abi gördün mü adam gibi bir adam çıktı.” Dedi ve ekledi, “Fakir-fukara, garip-guraba babası” diye de ekledi.
 
Osman, artık AKP ve R.Tayyip Erdoğan’ın has adamı idi.
 
Çünkü ideallerini ve hayallerini orada bulmuştu/bulduğunu sanmıştı.
 
Yıllar böylece geçip gitmekteydi.
 
Her kim ki Osman’ın yanında Erdoğan’a çatsa, aleyhinde laf etse Osman karşılarına çıkıp korkusuzca savunmaktaydı. Sanırım üç-beş kez de kavga etmişti. AKP’nin gönüllü fedaisi idi
 
Arkadaşlar kendi aralarında Tayyip Erdoğan ve AKP aleyhinde konuşsalar. Osman’ın geldiğini görünce ya susarlar ya da konuyu değiştirirlerdi.
 
Zaman zaman “Açılım sürecine, Andımızın yasaklanmasına, T.C’lerin” silinmesine sıcak bakmasa da; Osman’ın Erdoğan sevgisi ve AKP tutkusu devam etmekteydi.
 
Nisan ayı başında tramvayda tesadüfen karşılaştık. Yanıma geldi.
 
Osman’ın bir sıkıntısı vardı. Hafiften açılır gibi oldu.” Abi bilirsin seni çok severim. Erdoğan ve AKP yüzünden seni zaman zaman kırma noktasına geldiğimi de biliyorum. Ne olur kusuruma bakma.”
 
Allah Allah! Bizim Osman’da değişim vardı. ADESE’nin orada indik. Çay bahçesine oturduk. Sözü aldım, “Hayrola Osman nedir sıkıntın? “dedim.
 
Başladı anlatmaya, “Abi düşündüm ki, Tayyip Beyin oğulları Ramsey’in sahibi Remzi Gür’ün bursuyla okudular. Bu çocuklar okulu bitirdikten sonra her hangi bir devlet memurluğu yapmadılar, ticaretle de uğraşmadılar. Ama birden bire on-on beş tane geminin sahibi oluverdiler. Bu kafamı karıştırdı. Ayrıca S. Erdoğan, eskiden benim gibiydi. Şimdi çok değişti. Her şey yask. Millet, bırak eleştirmeyi konuşmaktan korkuyor. Sosyal medyayı kullanmaktan çekiniyor.”
 
Osman nelerde anlatıyordu. Biraz samimiyetime güvenerek, “Osman senin başına taş mı düştü? “deyince.
 
O, söze girdi, “Keşke abi! Ama düşününce bazı şeylerin imkânsız ama yapıldığını gördüm. Bu Türgev de benim kafamı karıştırdı. Örtülü ödeneğin bu kadar açık vermesi, kamuda saltanat ve lüksün patlaması, KPSS, Üniversite, Hâkim-Savcı sınav yolsuzluk iddiaları midemi bulandırdı. Ayrıca Kılıçdaroğlu ‘BAŞÇALAN-MİLYON ALİ’ diye bunlara hakaret etti. Mahkemeye gitmediler. Neden abi? Şimdi AKP ve Erdoğan’ın yanında değilim. Artık: CHP ya da MHP için çalışacağım” 
 
Nedenini Osman’a bıraktım
 
Kuran 835 kadar yerde “Düşünmez misiniz, düşünenlerden olmaz mısınız, akıl erdirmez misiniz” diye boşuna bizleri ikaz etmiyormuş meğer. Osman; düşününce ve akıl erdirince gerçekleri görmüş. Darısı diğer Osmanların başına!
 
Esen kalınız. 

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!