Eksen kayması nedir bilir misiniz?
Türkiye’nin ne yazık ki ekseni kaymış gibi.
Devlet ile hükümeti karıştıranlar:.
Aynı anda vatandaşında kafasını karıştıranlardır.
Dünyada saraylar yok değildir. Elbette saraylar olacaktır. Olması da yadsınamaz.
Saraylar, ülkelerin ve insanların muhteşem görüntüleridir.
Zenginlik ve ekonomik bağımsızlığın göstergeleridir.
Şimdi soralım; Türkiye zengin midir?
Türk insanı zengin midir?
Bu iki soruya vicdan ölçüleri içinde nasıl bir cevap veririsiniz?
Kırk yamalı bohçaya dönen bütçesi, trafik ve cezalarla cari açığını kapatmaya çalışan bir Türkiye,
Cari açığının yüzde on beşini, rüşvet ve yolsuzluk operasyonundan sabık
alı ve tutuklu İranlı bir iş adamının karşıladığı ve kapattığı bir ülkeye: ZENGİN ülke denebilir mi?
Okullarını öğrencilerin temizlediği bir ülkeye zengin ülke denilebiliyor mu?
Yerin yüzlerce metre altında madende çalışan işçilerine; doğru dürüst maske veremeyen, hayat odaları oluşturamayan, maden ve iş kazalarında dünya birinciliğini elinde tutan bir ülkeye zengin ülke deniliyor mu?
2002 yılında, üç buçuk milyon aile devletten sosyal yardım alırken bu rakam 2013 yılında on buçuk milyon aileye çıkıyorsa; bu ülkeye zengin halkına da zengin halk denilebilir mi?
Böyle bir ülkenin yöneticileri; üstelik kendilerini de dindar diye takdim ederken; Bir milyar üç yüz yetmiş beş milyon TL’ye bin odalı SARAY yaptırıyorsa; bunun adını ne koyacağız?
Halkı, bindiği arabasına mazotu benzini bulamaz iken, yöneticileri; yüz seksen beş milyon dolara kıtalar arası JET alıyorsa bunu nasıl izah edeceğiz?
Hatırladığım kadarıyla, Çumra Şeker Fabrikası yüz elli milyon dolara yapılmıştı.
Bu israf ve lüks hayat, içte ve dışta sorgulanmaya, alaya alınmışsa; yöneticileri elbette sıkıntı basacak ve tedirgin olacaklar. Kel başa şimşir tarak misali
İş bununla bitmiyor.
Makul ve akla yatkın bir cevap verilmeli ki, halkın gazı alınsın bedduaları durdurulsun.
O makul ve akla yatkın cevap; S. Erdoğan’dan geldi. “Eski köşk yol üstüydü, kutlamalar yapılamıyordu. Sonra bunlar benim değil ki. Ben sırtıma alıp gitmeyeceğim ki. Devletin demirbaşıdır ve envanterine kayıtlıdır.”
Eh yuh artık!
Hem kaçak, hem ruhsatsız, hem pahalı, hem çok lüks!. Oldu olacak mallığınıza da alsaydınız bari. Cevabın bu kadarına ve pişkinliğine de PES doğrusu.
Kaçak sarayı, devletin demirbaşına nasıl ve ne diye kayıt yaptırdınız? Sizin demokrasi ve hukukun üstünlüğü anlayışınız böyle midir?
Hani: üstünlerin hukuk değil, hukukun üstünlüğü idi esas olan. Bu davranışı ve hukuksuzluğu kimin hukuku diye takdim edeceğiz?
Üzülmeyin evde zor tutulan yüzde elli.
Üzülmeyin bunlara karşı olan yüzde elli.
Müsterih olun. Rahat rahat uyuyun artık! Çünkü AK SARAY devletin demirbaşı imiş. Kimsede alıp kaçmayacakmış
Böyle başa böyle tarak! Böyle taraftara da böyle sudan bir cevap!
Esen kalınız.
Nazım Peker
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı