Sevgili okurlarım! Global sömürü düzeni, emperyalist amaçları için ülkeleri talan etmekten, gözyaşları döktürmekten asla geri durmuyor.
Hele hele, Kur’an’dan ayrılıp, hadis ve mezhep bölünmüşlüğüne bulanan, akıl etmeyip zanların peşinde sürüklenen İslam dünyası bu emperyalist düzenin baş hedefi.
Bölünmüş, parçalanmış, ortak akılı izne göndermiş, birbirinin gırtlağına “Allahuekber” diye sarılan bir İslam âlemiyle karşı karşıyayız.
Bizler birbirimize acımıyoruz. Umarım Allah bizlere acır ve merhamet eder.
Ortadoğu’da olanlar hepimizin malumu. Irak, Mısır ve Suriye’de yaşanan insanlık dışı gelişmeler hepimizin yüreğini yakmakta, uykularımızı kaçırmakta, psikolojimizi bozmakta. Hele hele Suriye’de son günlerde yaşananlar, insanlık adına utanç verici; Müslümanlar adına ise büyük bir zûldür.
Ne kadar acı ki, bu ıstırabın durdurulması için; İslam olmayan Rusya, ABD ile Batı dünyasından medet beklemekteyiz.
Müslümanlar için ne kadar utanç verici bir durum değil mi?
İbretlik birebir bir tespit: “Bu sabah müdavimi olduğum sebze halinin karşısındaki amele pazarına uğradım. Masada benimle aynı yaşta dört hurda kâğıt toplayıcısı vardı. Muhabbet ettik kırık Türkçeleriyle. Haleplilermiş Biri Suriye Baas Partisi taraftarı radikal bir solcu, birisi Türkmen milliyetçisi, biri Kürt, diğeri Arap/Türkmen melezi tarikat ehliymiş.
Laf döndü dolaştı, Suriye ve Halep’in yürekler acısı durumuna geldi. ‘Ne oluyor, ne olacak, neden böyle oldu” soruma: “Abi biz Suriye’de bırak aynı masada oturmayı, aynı cedde de yan yana yürümeye bile tahammül edemezdik. Şimdi vatan elden gitti, elin memleketinde aynı çöplüğü beraber karıştırıyoruz.’ dedi.”*
Ey bu kutsal toprakların aziz ve necip evlatları!
Emperyalist ve kan emici Batı ile Hristiyan dünyası, sen ile beni; ırk üzerinden, bölünmüşlük mezhep üzerinden vurarak bölmeye, birbirimize düşman etmeye ve birbirimizin boğazına “Allahüekber” diyerek sarılmamızı ve amaçlarına erişmeyi planlamaktadırlar.
Ne olur bu tuzağa düşmeyelim. Birbirimizi sevelim, sayalım. Ortak paydamız; ayyıldızlı bayrak altında hür ve kalkınmış olarak yaşamak olsun.
Hangimiz isteriz, başka bir ülkenin varoşlarında sersefil yaşamak ve geçinmek için çöplüğünü karıştırmak?
Eğer amacın: adam gibi sırtı pek, karnı tok, hür ve bağımsız yaşamaksa; ülkene ve ülkenin insanına sahip çık. Ayrılıkları yok et. Birlik ve beraberlik içinde dostça yaşamaya çalışalım!
İslam’ın “Hurafelerden, zanlardan uzak durun, şeyh ve derviş sömürüsüne kanmayan” ikazına uyarak sade ve yalın Müslüman olarak yaşamaya bak!
Esen kalınız.
Not: 2017’nin huzur ve barış getirmesini, mutluluk ve huzura ulaştırmasını dilerim. N.P
