Hükümet, Yasamadaki parmak sayısına güvenerek her türlü aysa ile rahatlıkla oynamakta. Kimine “Torba”, kimine “Paket”, kimine “Ek” adı vererek istediği yasaları istediği şekilde çıkarıyor.
İhale yasasının, eğitim yasasının, imar yasasının kaçar kez değiştiğini bilen kaldı mı?
Son olarak gayet tehlikeli, iki yasayı da aynı parmak sayısıyla TBMM’den çıkardılar. İnternet yasası denen, “Sosyal Paylaşım “ yasası ile HSYK yasası çıktığı şekliyle;
Haberleşme özgürlüğü ve istenen sitelere erişim özgürlüğü açısından,
HSYK yasası, erklerden birinin de Yürütmenin emrine verilecek olması açısından
Oldukça tehlikeli ve sakıncalıdır.
Vatandaş, istediği siteden istediği haberi alamayacak. Çünkü TİB, başkanının emriyle ya haber kaldırılacak ya da site kapatılacak
HSYK ise bağımsızlığını kaybedip, Adalet Bakanı’nın emriyle hükümetin emir ve istekleri doğrultusunda yönlendirilecek ve karar vermeleri istenecek. Bu, belki direk yapılmayacak. Amma, yönlendirmeler ve vücut diliyle belirlenecek.
Her iki yasa da, S. Abdullah Gül’ün önüne varınca; bazı safdiller ve AKP ile S. R. Tayyip Erdoğan’ı tanımayanlar; “S. Gül, bu yasları onaylamaz VETO eder.” İyimserliğine kapıldılar.
S. Gül’ün seçildiği günden bu tarafa, bu tür olaylara bir bakınız; Cumhurun Cumhurbaşkanı olarak mı yoksa AKP ve S. Başbakan’ın Cumhurbaşkanı olarak mı hareket etmiştir?
S. Başbakan olmasaydı, acaba S. Gül, hangi iradeyle Cumhurbaşkanı olabilirdi ve o koltuğa oturabilirdi?
Bırakın S. Gül’ü, AKP’nin hangi milletvekili S. Başbakan “HE” demese milletvekili olabilirdi?
Bizde bir söz vardır.”İnsan, yediği çanağa pislemez!”
Siz S. Gül’ün yerinde olsanız; S. Başbakan’ı yüzüstü bırakır mıydınız? Başbakan’ın bu yasalara o kadar ihtiyacı olacak ki, Başbakan bunları bildiği için şimdiden aklı sıra önlemlerini alıyor. “Bu yasa, en çok CHP ve MHP’nin işine gelecek. Onların kasetleri çok” diyerek başkalarının sırtından efelenip, iyi niyet ayaklarına yatıyor. Ama yemezler. Önümüzdeki günlerde, eğer köklü bir anlaşma olmazsa; sen seyreyle kaset yağmurunu. Cemaat, pusuda. Cemaat, vicdan açısından biraz yosun! Öyle olmasaydı, İslam’ın hiç tasvip etmediği, dinleme, fişleme işine girerler miydi? TSK’nın ve diğer kesimlerin hürriyetlerine kan doğrarlar mıydı?
Onun için, S. Gül, “Velinimetini” dımdızlak ortada bırakır mı sandınız?
K
orkmayın HSYK’yı da imzalar. İmzalamaya mecburdur. Kim bilebilir, hangi sakar bir kasetin, kendilerini ve yavrularını vurmayacağını? Orta da Başbakan ve Bakanların vahim durumları varken.
Onun için S. Güle fazla güvenmeyin ve umut da bağlamayın. Bağlayanlara da saf olup inanmayın.
Görevli olarak görevlendirilenler, elbet görevlerini yapmak zorundadırlar. Ülkede başı dik, alnı pak insan mı kalmış?
Şu bir gerçektir. Batan insan, tuttuğunu da ya batırır ya da pisler.
On bir yıldır kol kola gezdiğin, “Ne istediler de yapmadık” dediğin insanlarla; şimdi kalk, CHP ve MHP’yi kol kola girmekle ve PARALEL YAPININ destekçileri olmakla suçla.
İnanın terbiyemden söyleyecek söz bulamıyorum. Demek ki YALAN, bütün kötülüklerin ANASI imiş.
Esen kalınız.
Nazım Peker
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı