Nazım Peker
Nazım Peker

2 B Satışları ve Kaygılar

Bizde bir anlayış vardır, tebaasını seven bir padişah için, halkının ne durumda olduğunu kesinkes bilmek zorunlu bir görevdir.
 
Bunu günümüze uyarlarsak halkın, bugün neye ihtiyaç duyduğu kadar; yarında neye gereksinim duyabileceğini kavramaktır.
 
Önemli olan da budur.
 
Çünkü padişahlar, cumhurbaşkanları, hükümetler, başbakanlar halk var olduğu için varlardır.
 
Onun içinde halkını yönetenler; halkının ne durumda olduğunu, nelere ihtiyaç duyduğunu, nelere ihtiyaç duyabileceğini bilmek, kestirmek durumundadırlar. Bunu bilen, buna inanan yönetimler; halkın mutluluğuna ve refahına çalışan yönetimler kurarlar, yasalar çıkarırlar.
 
Hükümetleri güçlü kılan, alınan yüzde bilmem kaç oydan ziyade ona inanan insanların sadakati ve bağlılığıdır.
 
Halkın aleyhine çalışan bir sistem geliştirenler, halkın değil belli güç odaklarının, çıkar çevrelerinin iktidarları olabilirler.
 
Son yıllarda Türk insanının lehine değil yabancıların lehine işleyen bir sistem ve düzen görülmektedir.
 
Öyle görülüyor ki bu düzen, halkın elinde avucunda ne varsa onu almaya çalışmaktadır. Buna düpedüz soygun sistemi denir.
 
İktidar, yabancılar lehine ortamlar oluşturup yasalar hazırlayarak bu soygunu adeta hızlandırmaktadır.
 
Çıkarılan yasalara ve uygulamalara bakılırsa sistem; Türk halkının değil iktidarın ve yabancıların ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik hissi vermektedir. Yapılan yasalar ve çalışmalar bu kanaati doğrulamaktadır.
 
Hükümetin ve Sayın Başbakan’ın gündeminde ve seçim beyannamelerinde hiç bahsedilmemişken; aniden gündeme getirilen: 4+4+4 eğitim sistemi ve bu sistemin içinde 20 milyar dolar olduğu söylenen “TABLET ALIM” işinin İhale Yasası’ndan ayrı tutulması.
 
Yabancılara mülk satılışında karşılıklılık ( mütekabiliyet) şartının kaldırılması yasasının çıkarılması; Arazi satışlarının, 2,5 hektardan 30 hektara çıkarılması ve Bakanlar Kurulu Kararı ile bunun da 60 hektara kadar çıkarılması.
 
Eskiden yabancılar ancak, “işyeri ve konut” alabilirken yeni yasa ile tarım arazileri de satın alabilecek olmaları.
 
Eski yasadaki karşılıklılık esası rafa kaldırılmış oluyor. Türk vatandaşlarına,  “MÜLK EDİNME” imkânı vermeyen ülkelerin vatandaşları dahi; yeni yasa ile Türkiye’den işyeri-konut ve tarım arazisi satın alabilecekler. Hem de 30 hektardan 60 hektara kadar.
 
Son çıkan 2B yasası ile fakir-fukara, garip-gureba, orman özelliğini kaybetmiş araziler için öngörülen % 70 lik bedeli ödeyecek imkânı ya da mecali var mı?
 
Öyle görülüyor ki bu araziler de, kooperatifler gibi olacak. Hani genel sistemdir kooperatifi fakirler kurar zenginler bitirir ya. Onun gibi bir şey.
 
İşin özü; yabancıdan tablet bilgisayar alışı, yabancıya toprak satışı, yabancıya ihale veriş, yabancıya Cumhuriyet değerlerini satış derken getirilen sitemin ve çıkarılan yasaların kime nasıl hizmet ettiğini; durup düşünmek ve iyice bir irdelemek gerekmiyor mu?
 
Bütün bunlar olup biterken vatandaş ise “cambaza bak” taktiği ile “Tiyatroları özelleştireceğim, darbeleri araştırma komisyonları, milli bayramları kaldırma çalışmaları, Yeni ve Sivil Anayasa çalışmaları, 28 Şubat sorgulamaları ve tutuklamaları, BAŞKANLIK sistemi tartışmaları ile uyutulmaktadır.
 
Bu gayretlerin hangisi bu milletin lehinedir?
 
Varın onu da siz düşünün ve siz karar verin.
 
Esen kalınız
 

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!