AKP ve S. Erdoğan bu millete hep pembe tablo çizdiler, hayal dünyasında gezdirdiler. BDDK’nın verileri, bu hayal dünyası ve pembe tablo ile hiç mi hiç örtüşmüyor.
2002’den 2014 kadar geçen AKP dönemindeki vatandaşa pompalanan büyüme efsanesi de, yalandan öte bir şey değilmiş meğer.
Bu dönemde bize hep; “Avrupa büyümede küçülürken biz ÇİN ile yarışıyoruz. Çin’deki büyüme hızı 6-7’lerde kalırken biz 7.5 büyüdük” masalı anlatmışlar.
Şimdi gerçek duruma bir bakalım; bu rakamlar istatistik ve anket değil. “İstatistik ve anket; rakamlara yalan söyletme sanatıdır” diye düşünenlerdenim.
2002-2014 arası Türkiye’nin İÇ ve DIŞ borcu 3 kat artarken VATANDAŞIN borcu 52 (Elli iki) kat, CARİ açıkta 83 (seksen üç) kat artış göstermiştir.
BDDK’nın rakamlarına göre; son 12 yılda AKP’nin EFSANESİ olarak aziz Türk milletine lanse edilen büyüme hızındaki sürekliliğin perde arkasında koskocaman bir BALON olduğu rakamlarla ortaya çıkmıştır.
Son 12 yılda iç TÜKETİME dayalı büyüme ile vatandaşın borcu TL bazında 52 kat artarken CARİ AÇIKTA 83 kat artış göstermiştir.
Devletin İÇ BORCU 2002’de 155 milyar TL iken 2014 itibariyle 436 milyar TL-Katrilyon olmuştur. DIŞ BORCU 130(Yüz otuz) milyar dolardan 388 (Üç yüz seksen sekiz) milyar dolara fırlamıştır. Yani 2002’ye göre tam üç kat artmıştır.
2002’de kişi başına düşen dış borcumuz, 1.963 dolardı. Bu borç şimdi kişi başına: 5.103 (Beş bin yüz üç) dolara tırmanmıştır.
Çaldı ama şunları da yaptı diyen geri zekâlılara bir not düşmeliyim.
Bu borç artışların yanı sıra; Erdemir, Türk-Telekom- Tüpraş, Limanlar gibi devasa ve stratejik öneme haiz devlet mülk ve kuruluşlarının satışından-özelleştirmelerden elde edilen 52 milyar (Elli iki) dolar vardı.
AKP hükümetlerinin ve S. Erdoğan’ın “ödedik-bitirdik” diye öğündüğü IMF’ye ödenen 22 (Yirmi iki) milyar dolar borcun iki buçuk katı kadar para, vatandaşın malı olan KİT’lerin satışından geldi.
Bütün bunlara rağmen DIŞ borç, IMF’ye ödenen tutarı 12’ye katlamış durumdadır.
Övünülen EKONOMİK büyüme ve kalkınma işte budur.
Emekli, memur, işçi aldığı parayla geçinemiyor. Çiftçi-köylü ürettiğini değerinde satamıyor, sattığıyla da geçinemiyor. Ama bütün bunlara rağmen, Türkiye büyüyor ve büyümede Çin’i bile solluyor öyle mi? Sıcak para girişi de azalıyor. Bakalım neler olacak. S. Davutoğlu’nu hangi sürprizler bekliyor?
Rakamlar ortada. BDDK mı yalan söylüyor, yoksa birileri mi?
Yalandan kim ölmüş?
Esen kalınız.
