Erdoğan başkanlığında geçen hafta yapılan 1 saatlik Yüksek Askeri Şura toplantısında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler‘in görev süresi 1 yıl uzatıldı. Deniz Kuvvetleri Komutanı ve Hava Kuvvetleri Komutanı emekli edildi. 16 general ve amiral bir üst rütbeye, 47 albay general ve amiralliğe yükseltildi. 40 general ve amiralin görev süreleri 1 yıl, 313 albayın görev süreleri ise 2 yıl uzatıldı. 38 general ve amiral de kadrosuzluk nedeniyle emekliye sevk edildi.
Bunları, yapılan resmi açıklamadan biliyoruz. Bir de açıklanmayanlar var. YAŞ’ın ardından Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan 24, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan ise 13 albay, görev süresini tamamlamadan emekli edildi. Ayrıca görev sürelerinin uzatılmaması sonucu Deniz Kuvvetleri’nden 9, Hava Kuvvetleri’nden 27 albay emekli oldu.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na gelince; kaç albayın res’sen emekli edildiği, kaçının görev süresinin uzatılmadığı bilinmiyor. Çünkü MSB’nin verdiği talimat uyarınca artık toplu liste yayımlanmadığından, emeklilik kararları sadece herkesin şahsi sayfasına gönderildi.
Sızıntı… Parmak İzi Araştırılsın…
Rakamsal bilgilerden sonra YAŞ kararlarının TSK koridorlarındaki yansımalarına gelelim.
Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki kimi gelişmeleri gerek ben yazdım gerekse Cumhuriyet’ten Barış Terkoğlu yazdı.
15 Temmuz’dan sonra iki kez terfi ettirilen ve Erdoğan’ın talimatıyla tam 5 yıl Personel Başkanlığı yapan Tumgeneral Kutlay Demir‘in emekliliğiyle ilgili birçok iddia ortaya atıldı. Bu iddialardan birisi Demir’in ankesörlü telefondan arandığının ortaya çıkması, ancak yapılan soruşturma neticesinde hakkında Kovuşturmaya Yer Yok kararı verilmiş olmasıydı.
Barış Terkoğlu’nun yazdığına göre; bu durumun medyaya sızması, Kutlay Demir’i yeniden kritik bir göreve getirmeyi düşünenlerin planlarını bozdu. Sızmanın faturası ise bizzat Kutlay Demir tarafından Hava Kuvvetleri Komutanlığı (HKK) Personel Dairesi’ne getirilmiş olan Tuğgeneral Aziz Adalı‘ya kesildi. Bu yüzden Adalı’nın da emekliliğine karar verilmekle kalınmadı; hem onun hem de sözkonusu iddianameyi sızdırdığı öne sürülen Ahmet Zeki Üçok hakkında idari soruşturma başlatıldı.
Terkoğlu’nun, “Gazeteci, kaynağını açıklamak zorunda değil. Zaten yazdığım, herkese açık bir iddianame. Ama vicdani huzur için söyleyebilirim ki, bana Demir’in FETÖ iltisakını gösteren iddianameyi, Adalı vermedi. 15 Temmuz’dan önce TSK’daki FETÖ’cüleri yazanlara dava açan, FETÖ’yü soruşturan savcılara belge-bilgi göndermeyen karargâh, ne yazık ki tarihten ders çıkarmamış!” dediğini kaydedip bu konudaki son gelişmeleri aktaralım.
Söylenenlere göre; savunması istenen Aziz Adalı, hakkındaki iddiaları reddedip sözkonusu dosyayla hiçbir ilgisinin olmadığını belirtirken, evrakın sahibi bir albayı işaret etti. Dahası, evraklardaki parmak izlerinin incelenmesini istedi.
Terfi etmeyi beklerken, emekliye sevk edilen Adalı’nın yakın çevresine, “Namusumla geldim, namusumla gideceğim.” dediğini, ayrıca daha önce MSB kaynaklarının kendisi hakkında Saray’a, “İçki içiyor” şeklinde bilgi verdiğini, keza bir dönem adı askeri kantin yolsuzluğuyla anılınca bizzat hakkında idari tahkikat yaptırdığını anlattığını öğrendik.
Adalı’nın yine yakın çevresine söylediği, “Herkes birbirinin üzerine oynamış” sözünün altını çizip Kutlay Demir’e dönelim.
Tutuklanacakmış
Emekliliğe sevki kararının ardından Demir hakkında başka ilginç şeyler de konuşulmaya başlandı.
İddia o ki; Balıkesir merkezli ankesör soruşturmasından önce Konya’dan bir pilot itirafçı olmak isteyince Demir, itirafçı olmamasını, kendisini kurtaracağını söylemiş. Pilot bu durumu polislere anlatınca da Demir’in tutuklanması için girişimde bulunulmuş, ama kimi siyasiler bunu engellemiş!..
Bir diğer iddia; sözkonusu olaylar gündeme gelmese Demir, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanlığı’na hazırlanıyormuş.
Topu Saray’a Attılar
Kutlay Demir ve Aziz Adalı’nın yanı sıra HKK’nın mevcut Personel Başkanı Tuğgeneral Oğuz Okuyucu‘nun da emekli edildiğine dikkat çekmiştik.
Okuyucu’nun, İzmir Casusluk kumpasında 1.5 yıl hapis yatan ve “sosyal demokrat” bilinen bir isim olduğunu hatırlatıp ona ilişkin son bilgileri aktaralım.
İddialara göre; Okuyucu neden emekli edildiğini Hava Kuvvetleri Komutanı, Genelkurmay 2. Başkanı ve Genelkurmay Başkanı’na sormuş. “Kurtaramadık” deyip Saray’ı işaret etmişler.
Okuyucu’nun, yakın çevresine “FETÖ’yle mücadelenin” geldiği nokta konusunda sert ve dikkat çekici değerlendirmeler yaptığı da konuşuluyor.
Donanma Komutanı Kim Olacak?
HKK’ndan sonra Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bakalım.
YAŞ kararıyla, Donanma Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na getirildi.
Şimdi Donanma Komutanlığı’na halen Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı olan Koramiral Aydın Şirin‘in atanması bekleniyor. 15 Temmuz’da darbeciler tarafından rehin alındığı belirtilen Şirin’in sadece akaryakıt gemisi komutanlığı yapmış olmasının altı çiziliyor.
Şirin’in yerine ise bu YAŞ’ta Tümamiral rütbesine yükseltilen Personel Başkanı Nihat Baran‘ın getirileceği tahmin ediliyor. Baran’ın da sadece akaryakıt gemi komutanlığı vurgulanıp kendisi hakkında 15 Temmuz gecesine ilişkin çeşitli iddialar gündeme geldiği, sonrasında İngiltere ve Libya’ya gönderildiği vurgulanıyor. Dahası emekli edilen Deniz Kuvvetleri Komutanı Adnan Özbal‘ın Baran’ı Personel Başkanlığı’ndan almak için çok uğraştığı, ancak bunun Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler’e takıldığı öne sürülüyor.
Baran’ın, geçtiğimiz aylarda gündeme gelen Wikileaks belgelerinde, hakkında “ABD’ye bilgi veriyor” şeklinde yazışmaların yer aldığı Milli Savunma Bakan Yardımcısı Yunus Emre Karaosmanoğlu’na ve MSB Personel Başkanı Bilal Durdalı‘ya yakın olduğu da dillendiriliyor.
İki kritik isim, ikisi de sadece akaryakıt gemisi komutanlığı yapmış. Denizcilerin, “Eskiden tanker komutanlığı yapanlar amiralliğe bile terfi ettirilmezdi.” dediğini kaydedelim ve YAŞ’ın ardından görev sürelerini tamamlamadan emekliye sevk edilen 24 albaydan birkaçının özelliklerini paylaşalım.
“FETÖ”nün Fişlemeleri mi Dikkate Alınıyor?
Bilindiği gibi, 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra Balyoz ve Askeri Casusluk kumpaslarında hapis yatan albaylardan bazıları amiral yetkileriyle görevlendirildi.
Bunlardan birisi Deniz Kurmay Albay Aydın Sezenoğlu idi; 1’inci Fırkateyn Komodorluğu’na getirilmişti. İşte bu isim, görev süresini tamamlamadan emekli edildi.
Keza “FETÖ” kumpaslarından; Yarbay Ali Tatar‘ın intiharına yol açan sözde “Amirallere Suikast” dosyasında “Alevi” olarak fişlenen bazı albaylar da emekliye sevk edildi. İşte bu gelişme, “Acaba FETÖ’nün fişlemelerine mi itibar ediliyor?” sorusunu akıllara getirdi.
Dikkat çekici iki ilginç emeklilik daha:
15 Temmuz’dan sonra kurmay yapılan ve yurtdışına ataşe olarak gönderilen Cem Hasanoğlu ve amiral yetkisiyle Ege Deniz Bölge Komutanı yapılan Kıdemli Albay Hakan Tolungüç de listede yer aldı.
Sadede gelirsek; tüm bu iddialar doğru olsun ya da olmasın, TSK koridorlarında bunların konuşuluyor olması bile başlı başına vahim değil mi?
Ali Paşa Kim mi?
Son YAŞ’ın ardından Deniz Kuvvetleri camiasının aklına düşen Paşa ile bitirelim.
Hatırlanan bu Paşa, tecrübeli tüm denizcilerin uyarılarına rağmen “İstanbul’daki divanın isteği” diyerek 7 Ekim 1571’de gerçekleştirdiği, büyük bir hezimetle sonuçlanan İnebahtı Savaşı’nda Osmanlı Donanması’nın kumandanlığını yapan Müezzinzade Ali Paşa oldu.
“Sicil-i Osmani”de onun için; “Denizciliği bilmediğinden hayli yetişmiş tersane beyinin de birlikte şehid düşmelerine sebep olmuştur.” diye yazıldı.
Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Erhan Afyoncu da geçen Ekim’de, iktidarın gazetesi Sabah’taki köşesinde, “İnebahtı Savaşı’nı likayatsizlik yüzünden kaybettiğimizi” anlattı.
Sanki onunla savaşa gidecekmişiz gibi herkes günlerdir Teğmen Çelebi’yi konuşuyor. TSK’nın bu hâllerine ise bakan yok. Ne diyelim; Allah sonumuzu hayreylesin!..
