Ergenekon kumpası davasında görev alan hâkim ve savcılar hakkında “görevi kötüye kullanma, hürriyeti tahdit, suç uydurma ve evrakta sahtecilik” suçlamalarıyla açılan davaya devam edildi.
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nde görülen davanın bugünkü 44. celsesine sanıklardan sadece dönemin 13. Ağır Ceza Mahkemesi başkanı Hasan Hüseyin Özese, SEGBİS’le katıldı.
Duruşmanın başlangıcında Mahkeme Başkanı Abdülkadir Güngören, tanık olarak talimatla beyanı alınan eski 13. Ağır Ceza Mahkemesi mübaşiri Hasan Öztürk’ün ifadesini okudu. Ergenekon kumpas davasında Mahkemenin, sanıklar ile avukatlarının bilgi ve belge alışverişine müdahale edip etmediği konusunda bilgisine başvurulan Öztürk, beyanında şunları anlattı:
“Evrak, bilgi, belge alışverişi konusunda ara karar oluşturulmuştu. Bu kapsamda belgeler kontrol edildikten sonra taraflara ulaştırılıyordu. Verilmeyen evrak olup olmadığını hatırlamıyorum. Bir celsede Kemal Kerinçsiz ile Av. Gönül Kerinçsiz’in belge alışverişinde tartışma çıktı. Belgelerın davayla ilgisi olmadığı görüldü, ama yine de verildi. Sonra baş edilemeyince bu uygulamadan vazgeçildi.”
Tanığın bu ifadesine karşı beyanı sorulan sanık Hasan Hùseyin Özese, Hasan Öztürk’ün huzurda veya SEGBİS’le dinlenmesini isterken, aleyhindeki beyanları kabul etmediğini bildirdi. Özese, “Sanıkların savunmaya ilişkin hakları ihlal edilmemiştir.” derken, katılanların müdahilliği kararının kaldırılması talebini tekrarlayıp, “sanıkların zarar gördüğü şeklindeki değerlendirmenin yanlış olduğu” iddiasında bulundu.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Güngören, “Bu konuda karar vermedik, inceliyoruz. Aynı şeyleri tekrar etmesek iyi olur.” uyarısında bulununca da Özese, “Savunma belgelerini mübaşir aracılığıyla denetlediğimiz iddiası asılsızdır, belge alıp vermişlerdir.” diye konuştu.
Ardından hem Ergenekon hem de Balyoz kumpas davasında mübaşir olan Aydın Arslan’ın HSK müfettişlerine verdiği, “Sanık ve avukatları rahatça görüşüyor, hatta yiyecek bile veriliyordu. Rahat belge alıp veriyorlardı.” şeklindeki ifadesini ve müfettişlerin, “Araya konan tahtaların görüşmeyi engellemediği, savunmanın kısıtlanmadığı kanısına varılmıştır.” tespitini okuyup, mübaşir Arslan’ın tanık olarak dinlenmesini ve duruşma görüntülerinin izlenmesini istedi.
Özese’den sonra duruşmaya gelen bazı katılan ve avukatlarının beyanı alındı. Av. Erkin Etike şunları söyledi:
“Tanık, beyanında sanıkların atılı suçu işlediğini belirtmiştir. Bir defa dahi yapılmış olsa suç oluşmuştur. Avukat ile müvekkil arasındaki gôrüşmeler hiçbir şekilde denetlenemez – hele de mübaşir tarafından. Hele de ara karar verilmesi, suçun oluştuğunun delilidir.”
Katılan Nusret Senem de dava görüntülerinin dosyaya geldiğini belirtip bunların izlenmesini ve bir örneğinin kendilerine verilmesini isterken, Av. Hüseyin Buzoğlu şöyle konuştu:
“Hasan Hüseyin Özese’nin sanık ve vekiller arasında kısıtlama olmadığı sözlerini hayretle karşılıyorum. Salonda mikrofonlar sallandırılır, jandarmaya müdahale emri verilmiş, sanık ve avukatlar duruşmadan atılmışken bu sözleri kabul etmek mümkün değildir. Sanıklar, haklarındaki adli kontrolün kaldırılmasını istiyor. Bırakın kaldırılmasını, yüzlerce sanığın hürriyetini ôrgütün talimatı doğrultusunda tahdit eden sanıkların tutuklanmasını talep ediyorum.”
Beyanlardan sonra Savcı Müslüm Canpolat, firari sanıklar hakkındaki yakalama kararının akıbetinin sorulması ve Nusret Sanem’in görüntülere ilişkin talebinin kabulü yönünde mütalaa verdi.
Verilen aranın ardından Mahkeme Başkanı Güngören, tanık dinlenme taleplerinin kabul, sanıkların tutuklanması talebinin ise reddedildiğini bildirirken, Ergenekon görüntüleri konusunda şu açıklamayı yaptı:
“Görüntü kayıtlarının verilmesi talebinin, SEGBİS Yönetmeliği uyarınca reddine, gerekirse ilgili bölümlerinin heyet huzurunda ve duruşma salonunda izlenmesi” kararlaştırıldı.
Duruşma 25 Ocak’a bırakıldı.