Bir amiralin makam arabasıyla tekkeye gittiğini, ünformasının üstüne cübbe giyip sarık taktığını hatırlıyorsunuz değil mi?
Ve şunları da:
O görüntüler ortaya çıkınca amiral kızak göreve çekildi, ama her gün Karargâh’a gidip geldi… MSB, hakkında idari tahkikat başlattı… Bu tahkikat sonuçlandırılmadan da YAŞ kararıyla emekli edildi.
Emeklilikten sonra ise Pakistan’a yapılan 2. MİLGEM gemisinin denize indiriliş töreninde görüldü. İddialara göre, Devlete iş yapan özel bir firma ile çalışıyor ve resmi görevli gibi itibar görüyordu.
Bu skandalın diğer yüzünü ise geçtiğimiz Mart’ta Cumhuriyet’ten Barış Terkoğlu ile Sözcü’den Aytunç Erkin yazdı.
Meğer MSB, sarıklı-cübbeli amirali bırakıp, “Kimliği nasıl deşifre oldu?” sorusunun peşine düşmüştü.
“Nasıl deşifre oldu?”dan kasıt şuydu:
Amiral Mehmet Sarı’nın o görüntülerinden sonra TSK intranetinde yer alan fotoğrafı da yayımlanmıştı.
İşte peşine düşülen buydu. Acaba o fotoğrafı kim, nasıl temin etmiş ve medyaya ulaştırmıştı?
Hemen burada teknik bir bilgi verelim.
TSK intraneti, erbaşlar hariç 350 bin personelin görebildiği bir sistem. Öyle gizli, gizlilik dereceli bir şey değil.
Nitekim yine geçtiğimiz Mart’ta, Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Özel Kalem Müdürü Tuğgeneral Remzi Albasan’ın emekliye ayrılıp AKP’den milletvekili aday adayı olduğu duyurulduğunda, medya onun da bu sistemdeki fotoğrafını yayımladı.
Keza Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın Brüksel’deki NATO Temsilciliği’mizde düzenlediği basın toplantısı sırasında boş çay bardaklarını toplayan Tümgeneral Göksal Kayha’nın da intranetteki fotoğrafı kullanıldı.
Fatura Atatürkçü Yarbaya Çıkarıldı da
MSB’nin, Mehmet Sarı’nın fotoğrafının peşine düşmesine dönersek; yine Barış Terkoğlu ve Aytunç Erkin’in yazılarından özetleyelim:
Güya, sistem üzerinde yapılan inceleme sonucunda, bunu Atatürkçü kimliğiyle bilinen Yarbay F.K.’nin cep telefonuyla çekip Whatsapp grubunda paylaştığı, birilerinin de oradan alıp sosyal medyaya sızdırdığı tespit edilmiş ve Karadeniz’de katılacağı kritik bir tatbikat öncesinde F.K. görevden alınmış, ayrıca idari para cezasına çarptırılarak pasif bir göreve atanmıştı.
Bu arada da sarıklı-cübbeli amiral, Yarbay F.K.’nin peşine düşüp onu savcılığa şikâyet etmiş, MSB’nin derhal soruşturma izni vermesi sonucunda da F.K. hakkında iddianame hazırlanıp dava açılmıştı.
Sarıklı amiralin, Yarbay F.K.’ye yönelttiği suçlamalar şunlardı:
“Casusluk… Halkı kin ve düşmanlığa tahrik… Emre itaatsizlikte ısrar… Kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme.”
Soruşturmayı yürüten Savcılık ise ilk iki suçlamayı dikkate almayıp, sadece “emre itaatsizlikte ısrar” ve “kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme” suçlamalarıyla iddianame düzenledi. İşte bu iddianamenin ardından da Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın teklifi ve MSB’nin verdiği onayla F.K. açığa alındı.
Süreçteki şu hıza bakar mısınız?
31 Ocak’ta iddianame hazırlandı.
9 Şubat’ta iddianame kabul edildi.
1 Mart’ta F.K. açığa alındı.
Cübbeli Yarbayın İsmini Nasıl Öğrendi?
Bu hatırlatmalardan sonra olayın patlak verdiği 2021 yılına dönüp yine tavim üzerinden, dikkatlerden kaçan önemli bir ayrıntının altını çizelim.
Cübbeli amiralin tekkedeki o fotoğrafları ilk olarak 25 Mart’ta yayımlandı.
Ertesi gün MSB, olayın “her yönüyle incelendiğini” açıkladı.
5 Nisan’da Erdoğan, TSK’nın disiplin anlayışıyla bağdaşmayacak fotoğraf veren askere olumlu bakmadıklarını ve bunun münferit bir hadise olduğunu belirterek, “Halen konu üzerinde çalışan Milli Savunma Bakanlığımız kendi üzerine düşeni mutlaka yapacaktır.” dedi.
7 Nisan’da Savunma Bakanı Hulusi Akar, Sarı hakkında idari soruşturmanın sürdüğünü ve savunmasının istendiğini söyledi.
Olayın Yarbay F.K. ile ilgili kısmına gelelim.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, nasıl ve ne zaman tespit ettiyse, 12 Mayıs’ta da onun hakkında idari soruşturma başlatıp savunmasını istedi. O güne kadar kimse F.K.’nın ismini bilmiyordu.
Peki cübbeli amiral, F.K. hakkında ne zaman suç duyurusunda bulundu? 25 Nisan’da!..
Acaba bunu nereden ve nasıl öğrenmişti? Ve de bu, soruşturmanın gizliliğini ihlâl, aynı zamanda birtakım verileri hukuka aykırı şekilde temin etme değil miydi?
Ceza Üstüne Ceza
Devam edelim.
F.K.’ye 14 Mayıs’ta, Ramazan Bayramı tatili sırasında emre itaatsizlikten iki gün görev yerini terk etmeme cezası verildi.
Bu ceza 21 Mayıs’ta kesinleştirildikten 4 gün sonra da, önce gemi komutanlığından alınıp evvela Gölcük’te, ardından İstanbul’da pasif göreve atandı.
Nihayetinde cübbeli amiralin suç duyurusu üzerine hazırlanan iddianameyle birlikte açığa alındı.
Tümüyle bir idari işlemle verilen “emre itaatsizlik” cezasının anlamını, F.K.’nın avukatı Taner Gül’den dinleyelim. Kendisi de Balyoz kumpasında yıllarda hapiste yatan emekli Kurmay Albay Gül şunları söyledi:
“Emre itaatsizlik suçlaması; aklı zorlama ve bu işlemlere gerekçe yaratmadır. Bunun hiçbir hukuki açıklaması yok. İddia olunan olayda hangi vehamet yaşandı ki açığa alıyorsunuz? Silahları düşmana mı verdi veya yaptığı fiil sonucu gemiyi karaya mı oturttu ki Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ‘geri dönülmez’ bir zarar verdi?”
Ve Kanser Oldu
Yarbay F.K.’ye ödettirilen bedel, bunlarla sınırlı kalmadı.
O idari soruşturma sürecinde kendisinde kilo kaybı ve iştahsızlık baş gösterdi.
Gemi komutanlığı görevinden alındıktan 1 hafta sonra, 3 Haziran’da hastaneye gitti.
9 Haziran’da endoskopi yapıldı ve mide kanseri teşhisi kondu. Uygulanan kemoterapi sonuç vermeyince de ameliyat edilip takipli hasta statüsüne alındı.
Kim Nasıl Mağdur Oldu?
Cübbeli amiralin suç duyurusu üzerine Yarbay F.K. hakkında açılan davanın seyrine ilişkin son gelişmeyi aktaralım.
Geçen hafta İzmir’de duruşması yapıldı.
F.K. ve avukatı Taner Gül duruşmada hazır bulunurken cübbeli emekli amiral Mehmet Sarı duruşmaya katılmayıp ifadesini gönderdi. Avukatı da SEGBİS’le bağlandı.
Av. Gül, komutan olduğu için F.K.’nın yönetmeliğe göre gemide telefon bulundurabileceğini, bunun “emre itaatsizlikte ısrar” kapsamında değerlendirilemeyeceğini anlattı. Ayrıca TSK intranete 350 bin personelin tamamının ulaşma imkânı bulunduğunu vurguladı.
Yarbay F.K. de şöyle isyan etti:
“Mehmet Sarı herkesin görebildiği, görebileceği bir tek fotoğraf yüzünden ‘Mağdurum da mağdurum’ diyor. Ben gemi komutanlığından oldum. Üç kez tayinim çıktı. Midemin yüzde 60’ı alındı ve engelli raporu verildi. Engelli birey oldum. O ise çalışıyor. Emekliliğine herhangi bir zeval gelmedi, benim ise başıma gelmeyen kalmadı. Şimdi de ‘Hapis yat.’ deniyor. Hukuk bu mu?”
Peki cübbeli amiral Mehmet Sarı gönderdiği dilekçede neden yakındı?
“Emekli olduktan sonra, sanık tarafından yapılan paylaşımlar nedeniyle özel sektörde iş bulmakta sıkıntı yaşadım.” dedi, iyi mi?!
Duruşmanın sonucu mu?
Savcı hemen mütalaasını verip F.K.’nin “emre itaatsizlikte ısrar” suçundan beraatını, “kişisel verileri hukuka aykırı elde etme” suçundan ise 4 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.
Dava da 21 Eylül’e ertelendi.
Son bir ayrıntı daha:
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Milli Savunma Bakanlığı adına davaya katılma talebinde bulundu. Üstelik “gizli/gizlilik dereceli” bir yazıyla. Şaka gibi!..
Davaya katılma talebinin hikmet-i sebebi mi?
Cübbeli görüntülerinden zarar görmeyen TSK, F.K.’nın “işlediği” suçlardan zarar görmüş efendim!..
Nasıl olduysa, mahkeme MSB’nin bu talebini reddetti.
Barış Terkoğlu’nun vurguladığı gibi; “sarıklı amiral emekli edilip yoluna devam ederken, Atatürkçü-FETÖ karşıtı Yarbay F.K., onu deşifre ettiği iddiasıyla” cezalandırılacak mı; hep birlikte göreceğiz.