Suç örgütü lideri olduğu iddia edilen Ayhan Bora Kaplan başta olmak üzere 28’i tutuklu 61 sanığın yargılanmasına devam edildi. 15 Temmuz’da TRT’nin önünde çekilen fotoğrafta Bora Kaplan’ın yanındaki çelik yelekli ve uzun namlulu silahlı kişinin kendisi olduğunu açıklayan sanık Tansel Aktan, bu operasyonun sebebinin 15 Temmuz olduğunu öne sürdü. Esenboğa yolunda Bora Kaplan’ı yere yatıran komiseri de uyaran Aktan, “Kendine dikkat etsin, onu öldürüp bizim üzerimize atabilirler.” dedi.
Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Sincan Cezaevi yerleşkesindeki duruşma salonunda görülen davanın bugünkü celsesinde savunması alınan sanıklardan Mustafa Koç, “Ayhan Bora Kaplan denilen beyefendiyi hayatımda hiç görmedim. Sadece medyadan bilirim. İlk defa nezarethane ve burada gördüm.” dedi. Sadece ailesine iyi bir yaşam sağlamak için ek iş olarak valelik yaptığını anlatan Mustafa Koç, örgüt üyesi olsa maddi durumunun iyi olması gerektiğini, oysa şu anda kendisine yeşil kart çıkarıldığını, ailesinin de sosyal yardımlarla geçindiğini söyledi.
Silahlı suç örgütü yöneticisi olduğu iddia edilen Mutlu Ayaş, suçlandıkları cinayetlerin işlendiği tarihte ayakkabıcılık yaptığını ve bu sanıkların hiçbirisini tanımadığını, 2018’den 2021 yılı sonuna kadar da iki kez cezaevine girdiğini bildirdi.
Mutlu Ayaş, Mahkeme Başkanı’nın, valelik yaparken telsiz için “arkadaş” demelerinin ve telsizde şifreli konuşmalarının sebebine ilişkin sorusuna, “polise yakalanmamak için” karşılık verdi. Bunun üzerine Başkan, “Valelik suç değil ki, teknik takip yapılsın. Bak, bir telsizden dolayı buradasın.” dedi. Mutlu Ayaş, hasmı olduğu için silah taşıdığını, ayrıca sabıkalı olduğu için başka iş bulamadığını söyleyince de Başkan, “Hep hasmı olanlara, sabıkası olanlara mı valelik yaptırıyorlar? ‘Tam aradığımız adamsın.’ mı deniyor?” sorularını yöneltti.
Bir süre Bora Kaplan’ın yanında çalışan tutuksuz sanık Mümin Ali Belden, Kaplan’dan, “Bora Abi” diye söz ederken bir soru üzerine, Bora Kaplan bir mekana iki kez gitse orasının Kaplan’a ait olduğu gibi çok saçma bir algı oluştuğunu söyledi. Kaplan da Beldek’e, “Ali’ciğim, beraber calışırken yasadışı talimat verdiğime veya yasadışı bir işime tanık oldun mu?” diye sordu. Beldek, “Hayır.” cevabını verdi.
Silahlı suç örgütüne yardım etmekle suçlanan tutuksuz sanık Emniyet Müdürü N. Ç., Polis Akademisi’nde görevliyken açığa alındığını, suçlamaya konu olay döneminde Çankaya Emniyet sivil ekipler amiri olduğunu, Bora Kaplan’ın mekanlarına uygulama yapmadığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını belirtti. 2016’da Bora Kaplan ve adamlarının işkencesine maruz kaldığını öne süren Erkan Doğan olayını hatırladığını, ama bu kişiyle görüşmediğini anlatan N. Ç., “Dişleri çekilmiş, işkence edilmiş biriyle konuşsam mutlaka hatırlarım.” dedi.
Bu Operasyonun Sebebi
Tutuklu sanıklardan Tansel Aktan, Bora Kaplan’ı 2016-2017’de iki mekanının mobilya işlerini yaparken tanıdığını, kendi şirketleri olduğunu, Kaplan’ın mekanlarında bodyguard veya vale olarak çalışmadığını, böyle bir örgüt olduğuna da inanmadığını, sadece kendilerinin değil eşinin ve Bora Kaplan’ın 1 aylık lohusa baldızının da gözaltına alındığını anlatıp, “Ağzıma kötü şeyler geliyor, ama…” dedikten sonra başlarına bunların gelmesinin sebebinin 15 Temmuz olduğunu iddia ederek şunları söyledi:
“15 Temmuz’da TRT’nin önünde Bora Kaplan’ın yanındaki uzun namlulu, çelik yelekli kişi benim. FETÖ’cüler o günden beri bu dosyanın altyapısını yapıyordu. Süleyman Soylu itibarsızlaştırılmak istendi. 15 Temmuz’da verilen mücadele bunlara batıyor. Şu anda 2011-2013’te yaşananlar yaşanıyor. O zaman da her hafta böyle çeteler çökertiliyordu. 17/25 Aralık’ın altyapısını hazırladıkları daha sonra ortaya çıktı. Burada neyin altyapısını hazırladıkları da 2-3 yıl sonra anlaşılır. Sadece FETÖ’cüler değil, tüm AKP karşıtları birleşti. Kimin kim olduğunu zaman gösterecek.”
Bora Kaplan’a yapılan operasyonda Kaplan’ı yere yatıran Komiser Ufuk’un kurban olduğunu öne süren Tansel Aktan şu iddialarda da bulundu:
“Emniyette bana, ‘Ufuk’u öldürmeyi düşünüyormuşsunuz.’ denildi. ‘Ben devletçiyim, böyle bir şeyden utanç duyarım.’ dedim. Ufuk Komiser kendisine dikkat etsin. Onu öldürüp bizim üzerimize atabilirler.”
“Buraya Çıktığım için Utanıyorum”
Tutuksuz sanık Uzman Çavuş U. D., 2018-2019’da iki mekanda birkaç ay komi, garson olarak çalıştığını, 3 yıldır TSK’da görev yaptığını belirterek, “Buraya çıktığım için de utanıyorum. Örgüt üyesi değilim.” dedi.
Yanındaki Kişi Telefon Şifresini Vermedi
Bora Kaplan, Esenboğa yolunda gözaltına alınırken araçta yanında olan Uğur Pekşen savunmasında, Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndan emekli uzman çavuş olduğunu, Kaplan’ın şirketinde depo görevlisi ve gece bekçisi olarak çalıştığını aralarında işveren-işçi ilişkisi dışında bağlantı bulunmadığını söyledi.
Pekşen, “Bora Kaplan havaalanına giderken aracı geri getirip ertesi gün sanayiye götürmem için beni yanına aldı.” dedikten sonra, Mahkeme Başkanı üzerindeki silahları sorunca şu diyaloglar yaşandı:
Uğur Pekşen: Silahlar benim meslekte aldığım ruhsatlı silahlar.
Başkan: 2 dolu silah, namluya mermi verilmiş. Olağan bir durum değil. Polisler bile bunu kolay kolay yapmıyor. 2 de dolu şarjör var.
Uğur Pekşen: Yıllarca terör bölgelerinde görev yaptım. Kendi güvenliğim için bulundurmak ne zaman suç oldu? Zaten ateşli silahların yol açtığı işitme kaybı sonucu emekli oldum.
Başkan: Şu anda aktif görev yapan adamlar bile 2 dolu silah 2 şarjörle dolaşmıyor.
Uğur Pekşen: Bu mesleki bir alışlanlık. Suç işleme kastı yok.
Başkan: Araç zırhlıymış. Niye böyle olduğunu merak ettin mi?
Uğur Pekşen: Bilmiyorum, 15 Temmuz’dan sonra sıkıntısı vardır diye şeyler konuşuluyordu.
Başkan: Ne sıkıntısı olacak ki? Olursa kamu görevlilerine olur. Bizim bile zırhlı aracımız yok.
Bu arada Bora Kaplan bir şeyler söylemek isteyince Başkan, “Atarım Bora.” diye bağırdı.
Devamında Başkan Uğur Pekşen’e telefon şifresini polise neden vermediğini sordu. Pekşen, telefonunda ailesine ait mahrem fotoğraflar olduğu gerekçesiyle vermediğini söyleyince Başkan, “Polisin derdi mahrem resimler değ il, suç unsurlarına bakmak. Şifreyi vermeyi düşünmüyorsun yani.” dedi. Pekşen de, “Hayır.” cevabını verdi.
Zırhlı Aracın Sebebi 15 Temmuz
Bora Kaplan da, “Uğur Abi’ye şunu sormak istiyorum.” diyerek Uğur Pekşen’e bazı sorular yönelttikten sonra zırhlı araç kullanmasının sebebini şöyle açıkladı:
“15 Temmuz’dan sonra FETÖ’cüler ve muhalif medya hakkımda birçok haber yapıyordu. Tedirgin oldum. Ayrıca ticari işler yapıyorum, bankadan para çektiğimde bu aracı kullanıyordum. Ayrıca silaha ihtiyacım yok. Bomba atsanız bir şey olmaz. Uçaksavar işlemez bu araca. Suç işleme değil tamamen savunma amaçlı.”
Başkan’ı Güldüren Tapeler ve İşkence Soruları
Tutuklu sanıklardan Umutcan Yıldırım emniyette işkence gördüğünü öne sürünce Mahkeme Başkanı, “İfadeni beğenmeyince mi yapıyorlardı? Ara verip dinlendikten sonra mı? Yapmazlar ya.” dedi. Başkan, Umtcan Yıldırım’a telefon tapelerini sorarken de sinkaflı ve argo ifadelere de uzun uzun güldü.
Bir sanık avukatı ise Umutcan Yıldırım’a polislerin ne istediğini ve neler yaptığını sordu. Yıldırım, “Annem burada, ne yaptıklarını anlatmama gerek yok.” derken polislerin istekleri konusunda şunu söyledi:
“Fotoğraf gösterdiler. TRT önündeki fotoğraftaki şahısları, silahları sordular. Şahısları tanımıyorum, silahları nereden bileyim? Orada ben var mıyım? Ben 2019’da çalışmaya başladım. Bir valelik yaptım, başıma gelmeyen kalmadı. Bundan sonra işe girerken emniyet güçlerine soracağım.”
Sanık savunmaları saat 17.30’da sona erdi ve mahkeme heyeti tahliye taleplerini görüşmek üzere müzakereye çekildi.
Verilen aranın ardından Mahkeme Başkanı tutuklu sanıkların tutukluluk halinin ve tutuksuz sanıkların yurtdışı çıkış yasağı adli kontrol tedbirinin devamıyla birlikte duruşmaya gelmeyen sanıklar hakkında zorla getirtilmeleri kararı alındığını açıklayıp Pazartesi devam etmek üzere duruşmayı sonlandırdı.