Müyesser Yıldız
Müyesser Yıldız

Sanıklar Tanığı Alkışladı… Bora Kaplan “Adamsın” Dedi…

featured

Bora Kaplan organize suç örgütü davasına bugün de devam edildi.

Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın bugünkü celsesi başlamadan önce avukatları Bora Kaplan’a firari gizli tanık Serdar Sertçelik’in yayınladığı son tape kaydını dinletti.

Tapede, Sertçelik’le görüşmeleri yapan, tutuklanan emniyet müdürünün Mahkeme Başkanı’na ilişkin ifadelerinin olduğu ôğrenildi. Bu ifşaatları dinledikten sonra Kaplan’ın, avukatlarına, “Şimdilik reddi hakim talebinde bulunmayalım.” dediği duyuldu.

Bu arada, dünkü duruşmanın sonunda Mahkeme Başkanı bugünkü celsenin saat tam 09.00’da başlayacağını söylediği halde saat 10.00 itibarıyla heyet yerini almayınca sanıkların yeniden duruşma salonunun altındaki bölüme indirilmesi dikkat çekti.

“36-37 GÜNDÜR HÜCREDEYİM”

Heyetin 1 saat gecikmeyle yerini almasından sonra söz isteyen sanık Cemil Kumaşçıoğlu şunları söyledi:

“Örgütten değil bir Masak dosyasından tutukluyum. Bolvadin’den getirildim. Cezaevinde eziyet ediyorlar. 36-37 gündür hücredeyim. Hiçbir talebim karşılanmıyor. Avukatım bunu görüştüğünde, ‘İstediklerini verirsek tefe koyarlar.’ demişler. Bora Kaplan’ın televizyonu var, benim yok. Abdullah Öcalan’a bile televizyon verildi; bomboş bir dosyadan tutukluyum, ama bana yok. Dosya medyatikmiş, Adalet Bakanlığı’na yazmışlar falan. Kuaföre bile çıkarmıyorlar. Psikolojim bozuldu.”

“BEN BİLE KİMLİĞİNİ BİLMİYORUM”

Bunun üzerine Mahkeme Başkanı şu açıklamayı yaptı:

“Bundan sonraki duruşmayı Temmuz’da yapmayı planlıyorduk. Ama başka bir dosyadan dolayı galiba Eylül’e kalacak. O yüzden muhtemelen bu duruşmadan sonra Bolvadin’e göndeririz. Kurumların iç yetkisi var, ‘Şunu şöyle yapın, böyle yapın.’ deme imkanım yok. Olsa yazarım.”

Bora Kaplan’ın avukatları da kimliğini açıklayan gizli tanık M7 ve ifadesini çeken Ü5’in beyanlarının delil olarak dosyadan çıkarılmasını, bu tanıkların ifadesinin Savcı tarafından alınıp alınmadığının tespiti için savcılık katı kamera kayıtlarının incelenmesini, ayrıca Ü5’in mahkemede dinlenmesini istedi.

Avukatlar Umut Köroğlu ve Rıdvan Şahin’in, “Özel celsede dinlediğiniz gizli tanık Ü5’e nasıl baskı yapıldı, kafasına silah mı dayandı? Neden yeniden dinleyip sormadınız?” şeklindeki soruları üzerine Mahkeme Başkanı, “Gizli tanık dinlenirken yanında naip hakim vardı. Naip hakim heyetimizin dışında. Kimlik tespitini ona yaptırıyoruz. Ben bile kimliğini bilmiyorum.” yanıtı verdi.

BİLİRKİŞİ KİM?

Av. Sidar Yurtçiçek de tutuklanan polislerin tanık olarak dinlenmesini isterken, sanıklardan Muhammet Kaplan şunları söyledi:

“Önceki ifademde ismini verdiğim tüm polisler tutuklandı. Yeni öğrendiğim bilgiye göre HTS’lerle ilgili raporu hazırlayan bilirkişi de Murat Çelik’in altında çalışmış bir polis. Çok şey biliyorum, paraları nasıl bölüştüklerini, ama gündem olmasın diye söylemiyorum. Bu bilirkişinin dinlenmesini istiyorum.”

“BAKANLAR, BAKAN YARDIMCILARI HAKKINDA İFADE VERMEMİ İSTEDİLER”

Söz alan Bora Kaplan ise duruşmayı izleyen KOM polislerinin not alıp gizli tanıkların ve müştekilerin ifadelerini yönlendirdiğini öne sürerken, “Dün Erkan Doğan niye kağıttan okudu? Polisler yazmış, ‘Git oku.’ demiş. Dün 20 polis vardi. Şimdi niye 2’ye düştü? Erkan Doğan kıvırmasın diye. Buna engel olmanız gerekirdi; ama Erkan Doğan’a tek soru sormadınız, bizim çelişkileri gidermemize de izin vermediniz.” dedi.

Bora Kaplan, tutuklanan polislerin dinlenmesi talebinde bulunurken de şunları anlattı:

“Bunlar devlet memuru, ama devlet memuru olduları şüpheli. Kendi hesaplarının peşindeler. Bana kumpas kurdular; bürokratların, bakanların, bakan yardımcılarının hakkında ifade vermemi istediklerini söyledim, inanmadınız. Kafalarına göre bir savcı bulup istediklerini yaptırdılar. Bana operasyon düzenlerken T24’ü kim aramış? Burası devlete, hükümete muhalif bir kanal. Niye devletin Anadolu Ajansı’nı veya İHA’yı aramıyorsunuz, gaye nedir? FETÖ’cü demiyorum, ama FETÖ’cülerin yaptıklarını yapıyorlar. Bu makam sahipleri hakkında suç duyurusunda bulunulsun ve tanık olarak dinlensinler. Hangimiz yalan söylüyoruz, ortaya çıksın. Beddua etmiştim, Rabbim yargılandıklarını gösterdi. Savcı M.K.’nin de yargılandığını göstersin. Eşim ev hapsinde, Allah’tan korkmuyorlar. Sokaktan adam toplayıp müşteki yaptılar. Aleyhime ifade verdirdiklerinin yüzde 90’ı sabıkalı, dolandırıcı.”

Sanıklardan Cemil Kumaşçıoğlu ise, “Bizi tutuklayan sulh ceza hakimi kapının önüne çıkıp, ‘Ne bu ya? Kendi başıma karar veremeyecek miyim?’ dedi. Ayrıca o gün bir başka sulh ceza nöbetçiyken niye bu sulh cezaya gönderildik?” dedikten sonra bu hakimin beyanının alınmasını istedi.

Son olarak Kaplan’ın avukatlarından Umut Köroğlu, hukuki gerçekleri söylediği için polislere 300 bin dolar verdiği şekinde iftiraya maruz kaldığını belirtip, “Bir lira veren namussuz, şerefsiz, ahlaksızdır.” deyince Mahkeme Başkanı, “Burası açıklama yapma yeri değil.” karşılığını verdi.

Sanıklar ve avuktların bu taleplerinden sonra Başkan, Savcı’nın mütalaasını sormadan karar müzakeresi için duruşmaya ara verdi. Yarım saatlik aranın ardından duruşma yeniden başladığında Savcı’ya mütalaasını soran Başkan, peşinden kararı açıkladı.

Savcı, gizli tanıkların ifadelerinin dosyadan çıkarılması ve ifadesini geri çeken Ü5’in yeniden dinlenmesi başta olmak üzere tüm taleplerin reddini istedi. Mahkeme Başkanı da tüm taleplerinin reddedildiğini açıkladı.

Avukatların tepkisi üzerine de Başkan’ın, “Allah’ın emri değil, şimdi verdiğimiz kararlardan dönülmez diye bir şey yok.” dediği duyuldu.

İKİ MÜŞTEKİ DAHA “POLİSLER ZORLADI” DEYİP ŞİKAYETÇİ OLMADI

Duruşmaya iki müştekinin dinlenmesiyle devam edildi.

Müştekiler Serdar Hoşyiğit de Altan Tozar da sanıklardan şikayetçi olmadıklarını, polislerin kendilerini dosyaya zorla dahil ettiğini öne sürdü. Serdar Hoşyiğit şu iddiada bulundu:

“İstedikleri ifadeyi vermeyince, ‘Bora Kaplan bir daha dışarı çıkmayacak, korkma.’ dediler. Kabul etmeyince de, ‘Sen böyle devam et, ikinci operasyona dahil edelim, gör. Git, düşün.’ dediler. Sonra mahkemeye ilişkin tebligatı getirdiler. İmzalamak istemeyince ‘Derdini mahkemede anlatırsın.’ dediler, mecburen imzaladım. Şu anda huzurunuzdayım.”

Müşteki Altan Tozar ise, “Ne şikayetim ne davacılığım var. Davaya taraf olmak istemiyorum, ama arkadaşlarımı görmek için gelmek istiyorum.” dedi.

Duruşmanın öğleden sonraki bôlümünde bazı sanıkların ek savunması alınırken Av. Nazım Orhon, bu davada yukarıda fillerin tepiştiğini, aşağıda insanların ezildiğini belirterek, “Türk Milleti’nin vergilerinden maaş alan devlet memurlarının bu yaptıkları nefret ve üzüntü yaratmıştır. İddianameyi hazırlayan savcı hakkında söylenenler de midemizi bulandırıyor. Kolluk kuvvetlerinin yargıyı bu kadar etkisi altına almasından üzüntü duyuyoruz.” diye konuştu.

“BENİ SAFDIŞI BIRAKIN” DİYEN TANIK

Duruşmanın tanıklar bölümünde ilk olarak Mahfuz Tatar cinayeti tanıklardan M.A. dinlendi.

Sözlerine, “8 yıl geçti, evlendim, hamileyim.” diye başlayan M. A. o gece Mahfuz Tatar’ın yanında misafir olduğunu, Tatar’ın çok alkollü olduğu için mekana alınmayınca çok küfrettiğini ve kavga çıktığını anlattı.

Bora Kaplan’ın, M. A.’nın daha önceki üç ifadesinde adından söz etmediği halde son ifadesinde yer alan ismini polislerin mi eklediğini sorması üzerine şu diyaloglar yaşandı:

M. A.: Psikolojik baskı yapmayın. İfadem neyse o. 8 yıl oldu. Evliyim, olaylarla alakam yok. Sayın Hakim, lütfen bizi safdışı bırakın, gelmek istemiyorum.

Kaplan: Ablacığım olaydan sonra sıcağı sıcağına verdiğin ifadelerde adım yok. Hangisi doğru?

Başkan: Biz değerlendiririz.

Kaplan: Bu da gizli tanıklar gibi oldu.

Av. Tarık Teoman: 8 yıl önce söylemediğinizi 8 yıl sonra söylemenizde bir çelişki yok mu?

M. A.: Bora Kaplan’ı herkes tanıyor. Bana çelişkili sorular sormayın. Hamile olabilirim, cocuğum düşebilir. Beni olayların içine çekmeyin.

Sanık Muhammet Kaplan: Eşiniz polis mi?

M. A.: Sizi ne ilgilendirir?

M. Kaplan: Eşi üzerinden tehdit ediyorlar.

Başkan: Nereden biliyorsun?

M. Kaplan: Dışarıdan haber geldi, istiareye yattım.

Bora Kaplan: Kod, takma adınız var mı?

M. A.: Özel hayatıma girmezseniz sevinirim. Şu anda evlendim.

Başkan: Kod adı, terör örgütü üyesi mi? Bu dosyayı ilgilendirmiyor.

B. Kaplan: İlgilendiriyor, izin verirseniz açıklayayım. Adınızı niye değiştirdiniz?

M. A.: Keyfim istedi.

B. Kaplan: Bara kaçta geldiniz?

M. A.: 8 yıl gecmiş. Siz dünü hatırlıyor musunuz?

B. Kaplan: Elinizi ayağınızı öpeyim, böyle olur mu?

M. A.: Gülmeyin, burası ciddi yer. Ben niye buradayım Hakim Bey? Ben tanık değil miyim? Niye suçlanıyorum?

B. Kaplan: Takma adınız İdil’miş, kod adınız varmış. Benimle hiç karşılaştınız mı? İfade vermeden önce resmimi gösterdiler mi?

Başkan: Beyanlar arasında çelişki oluşturmaya çalışıyorsun.

B. Kaplan: Beyan bir tane olur. Asıl çelişki, farklı beyan verilmesi olmaz mı?

M. A.’nın, “Başka soruya cevap vermek istemiyorum.” deyip salondan ayrılmasından sonra ikinci tanık G.Ö. dinlendi.

Semih Arslan’ın öldürüldüğü veya intihar ettiği söylenen apartmanın görevlisi olan G.Ö. bazı sanıklar aleyhindeki ifadesini polislerin yazdığını ve kötü muamele gördüğünü iddia etti.

ÖRGÜTÜN PARA KAYNAĞI DUBAİ’DE BÜYÜYOR

Kaçakçılık suçundan hükümlü olduğu Silivri Cezaevi’nden SEGBİS’le bağlanan tanık C.K. örgütün can damarının para, paranın kaynağının da Erkan Yıldırım olduğunu, Yıldırım’ın şimdi Dubai’de gün be gün büyüdüğünü söyledi. C. K. şu dikkat çekici ifadeleri de kullandı:

“Tanıklar ifadesini çekiyor. Mağdurlar nasıl gelip de yaşadıklarını anlatsın?”

Mahkeme Başkanı’nın soruları üzerine ifadesini alan KOM polislerinin hepsinin görevden alındığını hatırlatan C. K., o beyanlarını kabul etmediğini belirtip, “Daha önceki beyanım doğru değil. Öyle söyleyeyim. O zaman dediysem de kabul etmiyorum.” dedi.

C. K. sanıklardan Barış Kurt hakkında şôyle konuştu:

“Barın önünde gördüm. Takım elbiseli, karizmatik bir adamdı. Sayın Bakanımız Süleyman Soylu’ya benziyor. Saç traşı, kel anlamında. Ya rahmetli Semih Arslan veya Muhammet Kaplan söyledi, ‘devlette derin bir abimiz’ dediler.”

Başkan ve avukatların ardından Bora Kaplan, C. K.’ya ifadesini polislerin yönlendirip yönlendirmediğini sordu. C. K. şunları anlattı:

“Gökhan komiser Murat Çelik’in selamı olduğunu söyledi. Evet, yönlendirdikleri noktalar oldu. Erkan Yıldırım’dan şikayetçi olmamı istediler. ‘Kazancım ne olacak?’ dedim; arabamı, paramı, her şeyimi almıştı. ‘Kayyum atandı, tüm paranı alacaksın.’ dediler. Ben de anlattım. Sonra ‘Ekleyecek şeyin var mı? Bora’dır, Muhammet’tir çok samimisin.’ dediler. İfademde yazılı hususları onlar hatırlattı.”

C. K.’nın bu sözlerini sanıklar alkışlarken Bora Kaplan, “Adamsın ya…tesekkür ederiz.” dedi. Devamında da şu diyaloglar yaşandı:

Başkan: “Muhammet şöyle şöyle demişti.” mi dediler?

C. K.: Evet.

Muhammet Kaplan: Gardaşım benim. Erkan’ı anlattırıp Muhammet’i yapıştırdılar yani.

Bora Kaplan: Daha ne desin, yapıştırdılar diyor. Adamsın C….

C. K.: İfademi almak için cezaevine gelen polisler, kurdun dişine kan değmiş derler ya, öylelerdi.

C. K.’nin ifadesinin ardından yarın devam etmek üzere duruşma sonlandırılıdı. Bu arada bazı sanıkların salondan çıkarken yakınlarına, “Murat Çelik’e avukat yollayın.” diye seslendiği duyuldu.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!