Siyasileri geçtik; devleti temsil eden ve artık dünyaya yön verdiği öne sürülen Dışişleri Bakanlığı’nın beş gündür Kerkük’le ilgili tek satır resmi açıklama yapmamasına ne demeli? Irak Türkmen Cephesi Başkanı Danışmanı Ali Mehdi’nin sözleriyle bitirelim: “Kerkük kaybetti, istikrarsızlık ve kötü günler bizi bekliyor.” Valilik oldubittisinden kısa bir süre önce Amerikan askerlerinin Kerkük’e niye konuşlandığını anladık, değil mi?!
Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP’nin Lideri Devlet Bahçeli, geçtiğimiz 25 Haziran’daki Meclis Grup Toplantısı’nda, ilham kaynaklarından birisinin Atatürk’ün, “Allah nasip eder, ömrüm vefa ederse, Musul ve Kerkük ve Adaları geri alacağım. Selanik de dahil Batı Trakya’yı Türkiye hudutları içine katacağım” haykırışı olduğunu vurguladı.
Atatürk bunları söylediği için midir, bilinmez; AKP iktidarı, Yunanistan’ın adalarımıza çökmesine göz yumdu, ABD’nin Irak işgaline verdiği destekle de Musul ve Kerkük’ün de işgâl edilmesinin önünü açtı.
Evet, konumuz yine Erdoğan’ın bile hakkında, “Türkmen şehridir. Kürtler işgâlci konumdalar.” dediği, Bahçeli’nin ise 7 yıl önceden “82” plakasını verdiği Kerkük…
Ankara’nın, medyasıyla birlikte adeta yok saydığı gelişmeler malûm.
PKK hamiliğini devralan Talabani’nin partisi KYB, Pazar günü üç Arap, bir de Hıristiyan üyeyi yanına alıp Bağdat’ta bir otelde Kerkük’e KYB’li Rebvar Taha’yı vali seçti!..
Aynı gün, ismi açıklanmayan bir “Dışişleri yetkilisi” konuşup, “gelişmeleri yakından takip edeceklerini” bildirdi.
Zannettik ki, arkası gelecek; Erdoğan ve Bahçeli kükreyecek, diğer yetkililer ile medyaları da onları takip ederek söylenmedik söz bırakmayacak!..
Ankara’da Kepenkler Kapalı
Ertesi gün AKP’nin MYK toplantısı vardı. Toplantıdan sonra Sözcü Ömer Çelik, uzun uzun Gazze ve AKP’nin kuruluş yıldönümüne ilişkin mesajlar verdi.
Kerkük konusuna ise ancak bir gazetecinin sorusu üzerine, “kimsenin dışlanmadığı kapsayıcı bir politikadan; Arap grupların, KDP’nin ve Türkmenlerin hakkının teslim edilmesi gerektiğinden” dem vurup şunları anlattı:
“Bu sağlıklı ve kabul edilebilir bir durum değildir. Bunun tamamen kapsayıcı bir çerçeveye dönülmesi için hızla adım atılması gerektiğini değerlendiriyoruz. Yoksa başka başka sorunlarla karşı karşıya kalınır. Irak’ta bütün Iraklıları kapsayan modeller ancak çalışabilir, işleyebilir ve Irak’a hizmet edebilir. Onun dışındaki hiziplerin fiili alanlar, bir takım parçalar oluşturarak yaptığı, adım attığı adımlar kesinlikle yanlış sonuç doğuracaktır. Biz bu açıdan doğru bulmuyoruz.”
“Sağlıklı, kabul edilebilir bir durum” değilmiş, “doğru bulmuyorlarmış”… Dikkat buyurun; klişe söz, “Bizim için yok hükmündedir.” bile denmiyor.
“Kapsayıcı bir çerçeveye dönülmesi için hızla adım atılması gerektiğini düşünüyorlarmış”... O hızlı adımları kim atacak veya attıracaksa?!
Kerkük’teki emrivakinin üzerinden beş gün geçti; AKP’den çıkan tek ses bu oldu.
MHP’ye bakalım.
Ömer Çelik’le aynı gün MHP Genel Başkan Yardımcısı ve TBMM Dışişleri Komisyonu Üyesi İsmail Özdemir, sosyal medya hesabından 11 paragraflık bir paylaşım yaptı. İlk üç paragraf, “Caniyahu ve İsrail’in katliamları” ve ABD’nin hem İsrail’e hem Suriye’de PKK/PYD terör örgütüne verdiği desteğe ilişkindi. Nihayet dördüncü paragrafta Kerkük’le ilgili şunları kaydetti:
“Kerkük’te Türkmen kardeşlerimizin hak ve hukukunun gasp edilmesine yönelik sergilenen oyunlar ise beyhudedir. Türkmen varlığı Irak’ın geleceğinin teminatıdır. Türkmenlerin huzura ermediği bir iklimde Irak ve bölgenin istikrarından bahsedilemeyecektir. Kerkük Türk yurdudur, ebediyete kadar da Türk yurdu olarak kalacaktır. Irak’ı işgal eden ve ardından Türkmen varlığını yok sayan kürsel (küresel) karanlık akıl, maksadına ulaşamayacaktır.”
Özdemir, Kerkük’ün ardından ise “Kudüs davası” ile Rusya-Ukrayna savaşına değinip, Türkiye’nin bölgesel ve küresel krizlerin aşılması için yaptığı girişimleri överek, “Hamdolsun bunda da başarılı oluyoruz… Türkiye dünyaya mührünü vurmaya devam edecektir.” dedi.
Bahçeli’nin Fulya’ya Yeni İsim Koyması
MHP cephesinde dün sıcak bir gelişme yaşandı.
CNN Türk Özel Haberler Şefi Fulya Öztürk, Irak’ın kuzeyindeki Metina-Zap bölgesinde askerlerimizle ilgili yaptığı haber üzerine MHP Lideri Bahçeli’nin kendisini arayıp tebrik ettiğini, bu arada da, “Bundan sonra senin adın Fulya Asena Öztürk” dediğini açıkladı.
Ah be Fulya; keşke o haberde şöyle bir Kerkük’ün adını geçirseydin, belki Sayın Bahçeli bu konuda da bir şeyler söylerdi!..
CHP: “Sözde Seçimler Geçersiz Sayılmalı”
Yok, Atatürk’ün partisi CHP’yi unutmadık. Takip edebildiğimiz kadarıyla şu ana kadar Genel Başkan Özgür Özel de Kerkük’ün adını anmadı.
Mâlum; çuvaldan önce Kerkük, TSK için “kırmızı çizgi” idi. Bu nedenle konuyu CHP’nin Milli Savunma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı emekli Tümamiral Yankı Bağcıoğlu’na sorduk. Bağcıoğlu’nun milli güvenlik açısından yaptığı tespit ve uyarılar şunlar oldu:
“Bahse konu seçimler ile eşzamanlı olacak şekilde KYB Genel Başkanı Bafel Talabani, terör örgütü PYD’nin sözde lideri Mazlum Abdi kod adlı Ferhat Şahin ile görüşmüş; Irak’ın kuzeyinde terör örgütünün siyasi kolu, Türkiye’ye meydan okurcasına Kerkük yönetiminden Türkmenleri azletmiş, Türk nüfusunu yok saymış, Kerkük bölgesi ile Türkiye’nin bağlantısını zayıflatmıştır. Bu menfii gelişme, bölgede yatırımları bulunan Türk firmalarının ticari faaliyetlerini de olumsuz etkileyebilir. Bu durum ayrıca bölgede etkili operasyonlar yaparak PKK’nın etkinliğini marjinal seviyeye indiren TSK’nın başarılı harekât faaliyetlerinin etkilerinin sosyal alana yansımasını engelleyebilir. Suriye ve Irak’ta, terör örgütünün Türkiye’nin güvenliğine karşı daha cüretkâr davranabileceği bir durumu ortaya çıkararak Irak kuzeyindeki askeri varlığımızı belli gruplarca daha da sorgulanır hale getirebilir. Kerkük’te yapılan ve Türk nüfusunu yoksayan sözde seçimler geçersiz sayılmalıdır. Bu sözde seçimlerle Kerkük’ün yönetimi maalesef terör örgütüne müzahir yapıya verilmek istenmektedir.”
AKP’nin Dediği Oldu “Hızla” Adım Atıldı!..
Türkiye’nin ve Türkmenlerin hak ve çıkarlarını gözetmekle yükümlü yöneticilerimiz, Kerkük’te sahnelenen yeni oyuna böylesine mutedil yaklaşınca ne mi oldu?
AKP’li Ömer Çelik’in dediği oldu ve Irak Cumhurbaşkanı Latif Reşid, önceki gün sözde Kerkük valisi seçilen Rebver Taha’nın atama kararnamesini yayımlayıp mazbatasını verdi!..
Dün de, AKP kuruluş yıldönümünü kutlarken, sözde vali Kerkük Mahkemesi’nde yemin edip göreve başladıktan sonra yoğun güvenlik tedbirleri altında Kerkük Valilik binasına giderek koltuğuna oturdu!..
Bu arada Kerkük’ün çoktan paylaşıldığı; petrol yönetimi, eğitim ve askeri istihbaratı Kürtlerin aldığı, Araplara da polis müdürlüğünün verildiği ortaya çıktı.
“Kritik Toplantıyı” İptal Etseydiniz Bari
Siyasileri geçtik; devleti temsil eden ve artık dünyaya yön verdiği öne sürülen Dışişleri Bakanlığı’nın beş gündür Kerkük’le ilgili tek satır resmi açıklama yapmamasına ne demeli?
Yapmadığı gibi, dün Irak Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin başkanlığında üst düzey bir heyetin ülkemize resmi ziyaret gerçekleştireceğini ve sözkonusu heyetle bugün “Türkiye-Irak Ortak Planlama Grubu” ve “Yüksek Düzeyli Güvenlik Mekanizması” toplantıları yapılacağını bildirdi.
Medyamız da bu müjdeyi (!) “Irak’la kritik toplantı” başlığıyla duyurdu.
Irak merkezi yönetimi ve KYB’nin işbirliğiyle gerçekleştirilen Kerkük’teki emrivakiye sözde bir tepki için bu toplantıyı iptal etmeyi bile düşünmediler demek ki!..
Irak Türkmen Cephesi Başkanı Danışmanı Ali Mehdi’nin sözleriyle bitirelim:
“Kerkük kaybetti, istikrarsızlık ve kötü günler bizi bekliyor.”
Valilik oldubittisinden kısa bir süre önce Amerikan askerlerinin Kerkük’e niye konuşlandığını anladık, değil mi?!