15 Temmuz gecesi TEM Daire Başkanı Turgut Aslan’ı başından vuran eski albay Erkan Öktem’in önünü bu albayın açtığına ve yine 15 Temmuz’dan önce bu albay hakkında MİT ve Emniyet’ten “FETÖ ile iltisaklı” şeklinde bilgiler geldiğine dikkat çeken merhum Şağban son olarak şunları kaydetti: “Gelen bilgiler oldukça ciddi görünüyordu, ama ne yazık ki bu albayla ilgili bir işlem yapılmadı. Şimdi bu albaya ne oldu diye merak ediyorsunuzdur. Hakkında bir soruşturma filan yapıldığını zannediyorsanız, kesinlikle yanılıyorsunuz. Darbeden sonra, 2017’de terfi etti, tuğgeneral oldu. FETÖ ile mücadelenin yürütüldüğü çok önemli bir göreve getirildi. Sonra tümgeneral oldu. Bu satırlar yazılırken de yükselmeye devam ediyor. Özetle FETÖ’ye dokunan bizim gibiler adeta yanarken FETÖ ile arası iyi olanlar, 15 Temmuz’dan sonra da yükselmeye ve kritik görevlere gelmeye devam ediyorlar.” Merhum Şağban göremedi; ama bu albaya ne olduğunu merak ediyorsanız, söyleyelim: Son kararname ile bir terfi daha aldı ve yine kritik bir göreve getirildi!..
Jandarma dosyasını yazmaya devam ederken, yine merhum Kurmay Albay Güven Şağban’ın mesaj dolu kimi paylaşımlarıyla başlayalım.
24 Nisan 2023’te dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, “15 Temmuz hain darbesi yapılırken; onlarla işbirliği yapıp, tanklarla anlaşıp bacak bacak üstüne atarak maç seyreder gibi seyreden mi Cumhurbaşkanı olmalı? Ölümüne ölümüne milletin yanında olan Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan mı?” şeklindeki paylaşımına şu karşılığı verdi:
“Bunu söyleyen Süleyman Soylu 15 Temmuz gecesi ve öncesinde fetö ile mücadele edenleri emekli etti. Fetö ile yol yürüyenleri, irtibat/iltisaklı olanları, o gece karanlıktan gelenleri ise terfi ettirdi. Zamanı gelince bunlar da ortaya çıkacaktır. Az kaldı…”
Erdoğan’ın geçen yıl 15 Temmuz’da, “O gece kimin nerede durduğunu not ettik.” sözünü ertesi gün, “Sayın Cumhurbaşkanım, ne yazık ki sizi yanıltmışlar… O gece çekirdek çitleyerek olanları seyredenleri, karanlıktan geleni, darbecilerle haberleşenleri, daha sonra onlar lehine tanıklık edenleri, akademi sorularını verenleri, onlarla uzun süre yol yürüyenleri terfi ettirdiniz” diye cevapladı.
Yine 2023’ün 19 Eylül’ünde CHP’li Murat Bakan’ın, Süleyman Soylu’nun 15 Temmuz kahramanlarının koruma kararını kaldırtmasını gündeme getirmesi üzerine, “Bizden ne alıp veremediği vardı acaba? Darbeyi engelleyerek, FETÖ ile mücadele ederek Abant toplantılarında tanıştığı arkadaşlarının ayağına mı bastık?” sorularını yöneltti.
Üç gün sonra 22 Eylül’de, Balyoz kumpasında yıllarca hapiste yatan emekli Kurmay Albay Mustafa Önsel’i de etiketleyerek yaptığı paylaşım ise şu oldu:
“15 Temmuzda bir karanlıktan gelen adam var. Bir de karanlıkta bekleyen adam. Karanlıktan gelen hiç ortada görülmez. Derinden ilerler. Güzel tanıklık yapar. Karanlıkta bekleyen ise fotoğraf çektirmeyi çok sever. Bakalım bunların farkına, kim ve ne zaman varacak.”
JANDARMADAKİ 5 KURMAY
Merhum Güven Şağban’ın ömrünün son yılında verdiği bu mesajlarda değindiği iki temel konu var: 15 Temmuz’da Jandarma’daki darbecilerle mücadele edenlerin tasfiye edildiği ve “karanlıktan gelen bir adam” olduğu…
Hasta yatağında derlediği 15 Temmuz notlarını okurla buluşturan Kırmızı Kitabevi’nin sahibi Haluk Hepkon’un “Yaşadıklarımın Çığlığı” kitabının önsözünde; “Kendisinin ve başından beri FETÖ’ye karşı çıkan subayların alelacele tasfiye edilmesini ise hiç unutmadı. Haksızlıklara karşı sessiz kalmak onun karakterindeki birinin yapabileceği bir şey değildi. Basına verdiği bir demeçte ‘FETÖ emekli edemedi ama Süleyman Soylu etti.’ diyerek tepkisini göstermişti” ifadeleriyle vurguladığı gibi…
Dört gün önce yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile 7 yıldır Jandarma Genel Komutanı olan Arif Çetin yaş haddinden emekli edilince iktidar medyası, onun 15 Temmuz darbe girişiminin başarısızlığa uğratılmasında nasıl büyük çaba gösterdiğini anlattı ya; biz de Çetin’le birlikte o mücadeleyi veren diğer 5 komutana ne olduğunu hatırlatalım.
15 Temmuz’un ertesinde ve sonraki yıldönümlerinde kahramanlıkları yazılıp çizilen bu 5 kurmay albay; merhum Güven Şağban, Ali Demir, Ahmet Hacıoğlu, Aziz Yılmaz ve Nurettin Alkan’dı.
İlk tasfiye edilen merhum Güven Şağban’dı. Karargâh’ta İstihbarat Planlama Güvenlik Daire Başkanıyken darbe teşebbüsünden kısa bir süre sonra önce Giresun Jandarma Komutanlığı emrine verildi, ardından 2017 kararnamesiyle emekli edildi.
Aynı kararname ile Personel Plan Yönetim Daire Başkanı Aziz Yılmaz ile İstihbarat Daire Başkanı Nurettin Alkan pasif görevlere çekilirken bu isimlere “Devlet övünç madalyası” verilmesinin engellendiği şeklindeki haberleri sızdırdığı suçlamasıyla Aziz Yılmaz hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunuldu ve “meslekten ihraç” talebiyle Jandarma Genel Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’na verildi. Balyoz kumpasında 3 yıl hapis yatan Yılmaz, 2018 kararnamesiyle emekli edilen ikinci isim oldu.
Yine Balyoz kumpasında hapis yatan Ali Demir ve Ahmet Hacıoğlu’nun durumuna bakalım.
15 Temmuz’dan hemen sonra Ali Demir’in İstanbul İl Jandarma Komutanlığı’na atanması kararlaştırıldı. Ancak iddialara göre, bizzat Erdoğan’ın müdahalesiyle İstanbul’a Hüseyin Kurtoğlu verilince Demir Diyarbakır’a gönderildi. Burada iki yıl PKK’lı teröristlerle mücadele ettikten sonra Bakü Büyükelçiliği’ne müşavir yapıldı. Karargâh’ta bir göreve getirilmesi bekleniyordu; ama 2020’de emekli edildi.
Darbecilere sabaha kadar silahlı çatışmaya giren Ahmet Hacıoğlu da 15 Temmuz’dan sonra evvela Bursa İl Jandarma Komutanlığı’na atandı. Bursa’dan Karargâha gelmesi beklenirken Erzurum Bölge Komutanı, ardından Şırnak Jandarma Bölge Komutanlığı’na verildi. Nihayetinde o da bir türlü Karargâh’a dönemeden 2020’de emekli edilenler kervanına katıldı.
KALAN TEK İSİM DE 4 YIL ÖNCE EMEKLİ EDİLECEKTİ AMA
Bu 5 komutan arasında görevde kalan tek isim, geçen süreçte önce Tuğgeneralliğe ardından Tümgeneralliğe terfi eden Nurettin Alkan oldu.
Merhum Güven Şağban, “Yaşadıklarımın Çığlığı” kitabında; 15 Temmuz gecesi kendisini rehin alan darbeciler tarafından omuzundan vurulan Nurettin Alkan’ın, götürüldüğü hastanelerde “FETÖ”cüler tarafından ele geçirilmeye çalışılırken kendisinin darbeyi önlemek için neler yaptığına da detaylı şekilde yer verdi.
Alkan’ın sonraki safahatını ise biz anlatalım. 15 Temmuz’dan sonra terfi ettirildi, ama Moskova Büyükelçiliğimize İçişleri Müşaviri olarak atandı.
İddia o ki, dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu 2020’de onun emekli edilmesine karar verdi; ancak tam bu sırada Erdoğan’ın Devlet Övünç Madalyası vereceği isimler arasında onun da olduğu anlaşılınca ismi kararnameden çıkarıldı. Yine bir başka iddiaya göre, Alkan’ın Moskova dönüşünde Jandarma Genel Komutanlığı Personel Başkanlığı’na atanması planlanırken, devreye giren birileri onu Tunceli Jandarma Bölge Komutanlığı’na gönderdi. Son olarak geçen yıl Balıkesir İl Jandarma Komutanlığı’na verilen Alkan bu yıl ne terfi ettirildi ne de Karargâha gelebildi.
Merhum Şağban’ın tasfiyeler için niye bu kadar feryat ettiği anlaşılıyor, değil mi?
O ALBAY YİNE YÜKSELDİ
Şağban’ın, “karanlıktan gelen adam” vurgusuna gelince;
Daha önce emekli Kurmay Albay Mustafa Önsel’in de yazılarında ve kitaplarında ismini vermeden, “gece karanlığında gelen albay” diye söz ettiği bu kişiyi merhum Güven Şağban’da “Yaşadıklarımın Çığlığı”nda özetle şöyle anlattı:
“Karagâha o gece bir albay daha gelecektir hem de biz nizamiyeden çıktıktan ve ben rehin alınıp Nurettin Alkan yaralandıktan yaklaşık 15-20 dakika sonra. Albay nizamiyede darbeci ile birkaç dakika görüşmesini, ‘Neler olduğunu sordum, TSK’nın yönetime el koyduğu cevabını alınca da bu yaptıklarının yanlış olduğunu söyleyip ayrıldım.’ diye açıklar. Ertesi gün Aziz Yılmaz bu albaya, ‘Ben seni dün akşam Karargâh Nizamiyesinde gördüm.’ dediğinde ise önce inkâr eder, daha sonra, ‘Geldim, ama Karargâha girmeden geri döndüm.’ der. Biz de Karargâha geldiğimizde aşağı yukarı bu albay gibi darbecilerin yaptıklarının yanlış olduğunu söylemiş, ancak hiç de misafirperver şekilde karşılanmamıştık. Bizi rehin almaya çalışan, Nurettin Alkan’ı vurup bizlere ateş edenler, acaba bu albaya niye benzer bir muamelede bulunmamışlardı?”
Devamında o albayın 15 Temmuz öncesindeki ve sonrasındaki başka şüpheli faaliyetlerine değinirken, “Bizim dairedekiler sağlam çocuklar” dediği personelinin yüzde 90’ının darbeye karıştığına, 15 Temmuz gecesi TEM Daire Başkanı Turgut Aslan’ı başından vuran eski albay Erkan Öktem’in önünü bu albayın açtığına ve yine 15 Temmuz’dan önce bu albay hakkında MİT ve Emniyet’ten “FETÖ ile iltisaklı” şeklinde bilgiler geldiğine dikkat çeken merhum Şağban son olarak şunları kaydetti:
“Gelen bilgiler oldukça ciddi görünüyordu, ama ne yazık ki bu albayla ilgili bir işlem yapılmadı. Şimdi bu albaya ne oldu diye merak ediyorsunuzdur. Hakkında bir soruşturma filan yapıldığını zannediyorsanız, kesinlikle yanılıyorsunuz. Darbeden sonra, 2017’de terfi etti, tuğgeneral oldu. FETÖ ile mücadelenin yürütüldüğü çok önemli bir göreve getirildi. Sonra tümgeneral oldu. Bu satırlar yazılırken de yükselmeye devam ediyor. Özetle FETÖ’ye dokunan bizim gibiler adeta yanarken FETÖ ile arası iyi olanlar, 15 Temmuz’dan sonra da yükselmeye ve kritik görevlere gelmeye devam ediyorlar.”
Merhum Şağban göremedi; ama bu albaya ne olduğunu merak ediyorsanız, söyleyelim:
Son kararname ile bir terfi daha aldı ve yine kritik bir göreve getirildi!..