Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın bugünkü 14’üncü celsesinde firari sanık Nuri Gökhan Bozkır dışındaki 5 tutuksuz sanık duruşma salonunda, başka suçtan tutuklu Enver Altaylı da Sincan Cezaevi’nden SEGBİS bağlantısıyla hazır bulundu. Merhum Necip Hablemitoğlu’nun eşi Şengül Hablemitoğlu’nun da katıldığı duruşmada savcılık makamına yine iddianameyi hazırlayan Savcı Zafer Ergün’ün oturduğu görüldü.
Akademisyen ve Yazar Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastı davasına devam ediliyor.
Davada tanık olarak dinlenen Yazar Ergün Poyraz, eski AKP Milletvekili Ramazan Toprak’ın Necip Hablemitoğlu’nu kötülemek, onu bir kere daha öldürmek icin yalan ve iftiralarda bulunduğunu, Savcı’nın da bunları aynen iddianameye koyarak Toprak’la birlikte hareket ettiğini öne sürdü. Poyraz, “Sanırım bu iddianameyle başka bir oyun çevireceklerdi, yarı yolda kaldılar. İddianameye bakıldığında Fetullah Gülen örgütünü memnun etmek için yazıldığı ortaya çıkıyor, sırıtıyor.” dedi.
Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın bugünkü 14’üncü celsesinde firari sanık Nuri Gökhan Bozkır dışındaki 5 tutuksuz sanık duruşma salonunda, başka suçtan tutuklu Enver Altaylı da Sincan Cezaevi’nden SEGBİS bağlantısıyla hazır bulundu.
Merhum Necip Hablemitoğlu’nun eşi Şengül Hablemitoğlu’nun da katıldığı duruşmada savcılık makamına yine iddianameyi hazırlayan Savcı Zafer Ergün’ün oturduğu görüldü.
Mahkeme Başkanı’nın dosyaya gelen evrakları okumasından sonra tanıkların dinlenmesine geçildi. İlk tanık Prof. Dr. Ali Naki Selmanpakoğlu, akciğer hastası olduğu için konuşmakta güçlük çekerek, Hablemitoğlu ile daha çok Fetullah Gülen’in faaliyetleri hakkında konuştuklarını ve Hablemitoğlu’nun, “Bu memleketin sahibi yok.” dediğini anlattı.
Hablemitoğlu ailesinin avukatı Ersan Barkın, Selmanpakoğlu’nun dinlenmesini istemelerinin sebebinin Hablemitoğlu’nun MİT Müsteşarlığı konusu olduğunu hatırlatarak bunu ne zaman konuştuklarını sordu. Selmanpakoğlu, Hablemitoğlu’nun ölümünden 2-3 yıl önce konuştukları cevabını verdi.
Selmanpakoğlu’nun bu cevabı üzerine Savcı Zafer Ergün de, “Tarih konusunda adınız gibi net misiniz?” sorusunu yöneltti. Selmanpakoğlu da cinayetten 2-3 yıl öncesi olarak hatırladığını yineledi.
“Öldürenleri Biliyorum ama Söylersem Herkes Ölür”
Selmanpakoğlu’ndan sonra Yazar Ergün Poyraz tanık olarak dinlendi. Merhum Hablemitoğlu’nu ağabeyi gibi bildiğini belirten Poyraz, sözlerine AKP eski milletvekili Ramazan Toprak ve Savcı Zafer Ergün’e yönelik şu suçlamalarla başladı:
“Ramazan Toprak isimli şahıs, Necip Hablemitoğlu’nu kötülemek, onu bir kere daha öldürmek için ağır ve yalan iftiralarda bulundu. Bunlar da aynen iddianameye geçti. Necip Hablemitoğlu’nun, benim ‘Patlak Ampul’ kitabımın yayımlanmaması için hiçbir dahli olmadı. Aksine; yayımlanması için çalıştı ve önsözünü yazdı. Kitap da 2002 seçimlerinden önce yayımlandı. Sanırım bu iddianameyle başka bir oyun çevireceklerdi, yarı yolda kaldılar.”
Ergün Poyraz, beyanının devamında dönemin TEM Şube Müdürü Osman Kaya, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan ve Mülkiye Başmüfettişi Refik Ali Uçarcı’yı suçlayıp iddianamenin Fetullah Gülen örgütünü memnun etmek için yazıldığını, bunun sırıttığını öne sürdü.
Poyraz, Mahkeme Başkanı’nın soruları üzerine elde ettiği bilgi ve belgeleri askeriyeden almadığını belirtirken, “Askeriyenin istihbaratı, bilgisi yok ki; bana ne bilgi verecek? Bu FETÖ’cülerin iddiası.” dedi.
Hablemitoğlu ailesinin avukatı Ersan Barkın da Poyraz’a Ergenekon kumpasında yargılanırken Hablemitoğlu’nu öldürtenleri ve tetikçiyi bildiğini, ama şimdi FETÖ’den yargılanan hakimler ve savcıların bunları sormadığını hatırlatıp şimdi FETÖ ile mücadele eden bu mahkemenin huzurunda bu isimleri verip veremeyeceğini sordu.
Poyraz, “Veririm, ama mahkeme kurtulamaz” dedi. Sonrasında şu diyaloglar yaşandı:
Başkan: Biliyorsanız, isim verin.
Poyraz: Biliyorum, delil yok. Araştırmalarım sonucunda tespitlerım var. Cinayet yerinin 75 metre yukarısında bir sauna var, AKP’lilerin gittiği. Orası araştırılsın ortaya çıkar.
Başkan: “Tetiği çekene kadar söylerim.” demişsiniz.
Poyraz: 2 çocuğum, eşim var. Kim koruyacak? Hala başım beladan kurtulmuyor.
Başkan: Burada söylemenizin şöyle bir vicdani sorumluluğu var…
Poyraz: Bir de can sorunu var.
Av. Ersan Barkın: Şimdi güvenlik sorununuz yok. Bu heyet FETÖ’cü değil.
Poyraz: Bu heyetle paylaşırsam herkes ölür. Ben buradan Aydın’a dönemem.
Başkan: Yani isim vermeyeceksin.
Av. Eren Turan: Peki kim olmadığını sôyleyebilir misiniz?
Başkan: Evet, huzurdaki sanıklar mı? Tetiği çeken, yardım eden bu sanıklar mı?
Poyraz: Bunlardan birisinin en ufak dahli olduğunu bilmiyorum.
Üye Hakim: Gizli tanık olmayı düşünmediniz mi?
Poyraz: Gizli tanıklık müessesine karşıyım. Bu tarihe kadar olmadım, bundan sonra da olmam.
Av. Ersan Barkın: Bu isim hala etkin mi? Muvazzaf, emniyet, polis, asker – kimse; aktif ve çekinmeniz gereken biri mi?
Poyraz: Bu örgüt farklı. Şengül Hablemitoğlu’nun o sabah gördüğü, uzman çavuş olduğu söylenen iki kişi araştırılsın.
Levent Göktaş: Hakkınızda koruma kararı çıkarılsın.
Poyraz: Emniyet istese failleri 24 saatte buraya getirir. İstemedikçe, ne anlatsam boş.
Başkan: Başka bir oturumda da olur, bilgi vermek istersen, biz de elimizden geleni yaparız.
Poyraz: Uzman çavuş olduğu söylenen o kişiye uzman çavuş olup olmadığı sorulsun.
Fikret Emek: Ben Ergun Poyraz’ı mert, korkuruz biri olarak tanıdım. Burada hayatımız sôzkonusu. İftiralarla katil olduğumuz söyleniyor. Kendisinden ricam, koruma kararı çıkarsın. Olmazsa ben gider korurum. Bildiklerini kapalı oturumda anlatsın.
Başkan: Devlet korur.
“Savcı Tehdit Etti”
Ergün Poyraz, beyanının devamında, Savcı Zafer Ergün’ün, o dönem gözaltında olan sanık Aydın Köstem’le ilgili ifadesini alırken kendisini tehdit ettiğini öne sürünce Savcı, yalan tanıklık hakkında hatırlatmada bulunduğunu söyledi. Ancak Poyraz, “Hayır, yalancı tanıklıktan söz etmeden, ‘Aydın Köstem’le ifadenize farklılık olursa, görüşürüz.’ dediniz.” karşılığını verdi. Bunun üzerine Savcı Ergün, “Ne görüşeceğiz senle?” diye tepki gösterdi. Poyraz’ın cevabı ise, “Ben de onu merak ediyorum.” oldu.
Sanık avukatlarından Büşra Uğurlu da Poyraz’ın, “Bu koskoca bir örgüt.” sözlerine atıfla, bunun FETÖ olup olmadığinı ve bu tespiti neye göre yaptığını sordu. Poyraz şunları sôyledi:
“Evet FETÖ. Türkiye’deki tüm kötülüklerin ardında FETÖ var. Emniyette, adliyede, askeriyede her köşede bunlar var. CHP’nin içi de Fetullah örgütüyle dolu. Şu anda kesinlikle her yerde duruyor.”
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde tanık olarak dinlenen Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndan (ÖKK) emekli astsubay Fikret Özdemir, sanıklar Levet Göktaş ve Fikret Emek’in soruları üzerine TSK’da, dolayısıyla ÖKK’da kanun dışı bir emrin sorumluluğuna kimsenin giremeyeceğini ve kayıtsız hiçbir uçuş yapılamayacağını söyledi.
Olay tarihinde ÖKK’da tabur komutanı olan Halil Öven, hangi sanıkları tanıdığı sorulduğunda Nuri Gökhan Bozkır için, “Maalesef tanıyorum.” ifadesini kullanınca Mahkeme Başkanı, “Niye maalesef?” diye sordu. Öven şu karşılığı verdi:
“Tutmadığım biri – o zaman da şimdi de. Bu adam MİT tarafından gönderildiği için tutmadık.”
Sanıklar Levent Göktaş ve Fikret Emek’in soruları üzerine Övür de, “Bize kanunsuz emir vermezsiniz, veremezsiniz, verseniz de yapmayız.” dedi.
Bugünkü tanıkların dinlenmesi tamamlandıktan sonra yarın devam etmek üzere duruşmaya ara verildi.