Yeni Komutan Vowell ise “misyonunu” şu sözlerle ifade etti:
“Özgürlüğün bıçak sırtında yaşıyoruz. Buradaki misyonumuz IŞİD’i yenilgiye uğratmaya devam etmek, ortak güçlerimizin iyileşmesine ve bağımsız olmasına yardımcı olmaktır. Bu benim odak noktam olacak.”
Hakan Fidan’ın Bağdat-Erbil seferine odaklanıldığı için olsa gerek; medyamız ne bu töreni ne de Komutan Vowell’in bu dikkat çekici “misyonunu” gördü.
Sadece Milliyet’ten Özay Şendir “bağımsızlık” kelimesinin ne anlama geldiğini sorgulayıp, “ABD’nin Ankara’daki Büyükelçisi bir açıklama yapsa da hep beraber öğrensek.” diye yazdı.
Bu olayın önemi ne mi?
Türkiye de IŞİD Karşıtı Uluslararası Koalisyon Güçleri’nin üyesi ve görüldüğü gibi, bunun başındaki ABD’li Komutan, “ortak güçlerinin bağımsız olmasına yardımdan” söz ediyor.
Ancak Ankara, “Ne demek istiyorsunuz? Neyi kastediyorsunuz?” diye bile sormuyor veya soramıyor?
Sonra da; “Terörü bir sopa olarak kullanan emperyalist güçlere boyun eğmedik.” deniyor!..
Erdoğan dün Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde; Türkiye’nin yaklaşık 40 yıldır bölücü terörle mücadele eden bir ülke olduğuna dikkati çekerek, “Vatanımızı böldürmemek, topraklarımız üzerinde ameliyat yaptırmamak için binlerce evladımızı şehit verdik. Ama ne teröre ne de terörü bir sopa olarak kullanan emperyalist güçlere boyun eğmedik.” dedi.
Ardından şu ifadeyi kullandı:
“Suriye’deki olaylardan cesaret alarak farklı hevesler peşinde koşan bölücü terör örgütü mensuplarını, açtıkları çukurlara gömdük. Gabar’da gömdük. Tendürek’te gömdük. Bestler Dereler’de gömdük, gömmeye devam edeceğiz.”
Biliyoruz ki; PKK terör örgütü 1980’lerden itibaren ülkemizin başına bela edildi. Suriye’dekiler ise Türkiye’nin de desteklediği 2011’deki iç savaşla birlikte harekete geçirildi.
Dolayısıyla hangisinin hangisinden “cesaret aldığı” malûm. Ayrıca Suriye’dekilerin, bizatihi İmralı’daki teröristbaşının emir ve talimatıyla örgütlendiği de acı bir gerçek.
Peki Erdoğan’ın, “farklı hevesler” dediği ne?
Elbette ki, emperyalizmin “Büyük Kürdistan/Büyük İsrail” projesi. Yani Irak, İran, Suriye ve Türkiye’de özerk veya bağımsız “devletçikler” kurulması.
Erdoğan yine dünkü konuşmasında; “terör tehdidini kaynağında yok etme” stratejisi uyguladıklarını anlatıp Suriye’de tesis edilen terörden arındırılmış güvenlik bölgeler sayesinde hem sığınmacıların gönüllü geri dönüşlerine ortam hazırlandığını hem de sınır hattındaki illerimizin güvenliğinin sağlandığını söyledi. Ayrıca Irak’ın kuzeyinde devam eden Pençe operasyonlarıyla orada da güvenlik şeridi tesis etmenin gayretinde olduklarını belirtip, “döktükleri masum kanlarının hesabını Kandil’deki terör baronlarından muhakkak soracaklarını” kaydetti.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın 22-24 Ağustos tarihlerinde Bağdat ve Erbil ziyaretleri vesilesiyle PKK’ya ilişkin Irak’taki tabloyu yazdık. Bugün de Suriye’deki son duruma bakalım.
O Temsilci İstanbul’a Geldi mi?
Geçen hafta sonu üç ABD Kongre üyesinin, Suriye’nin kuzeyinde muhalif grupların kontrolündeki bölgeleri ziyaret ettiği bildirildi.
Ziyaretin en dikkat çekici kısmı, bu senatörlerin Türkiye sınırından geçerek gitmesi ve heyette ABD’nin Ankara Büyükelçisi Jeff Flake’in de olduğunun öne sürülmesiydi.
Bu ziyaretten bir hafta önce de Suriye muhalefeti geçici hükümeti; Başbakanı Abdurrahman Mustafa’nın, ABD’nin “Kuzey ve Doğu Suriye Temsilcisi” Nicholas Granger’la İstanbul’da bir toplantı yapacağını duyurmuştu.
Bir iddiaya göre ise; o Kongre üyeleri Büyükelçi Jeff Flake ve Nicholas Granger İstanbul’da görüşmüştü.
İşte bu iki olay üzerine ABD’nin Ankara Büyükelçiliği Sözcüsü, Jeff Flake’nin senatörlerle birlikte “Kuzeybatı Suriye’ye seyahat etmediğini” belirtirken, “Nik Granger’ın da gitmediğini” açıkladı.
Peki İstanbul’da görüştüler mi? Özellikle “Kuzey ve Doğu Suriye Temsilcisi” Nicholas Granger İstanbul’a geldi ve geçici hükümetin Başbakanı Abdurrahman Mustafa ile buluştu mu, bilmiyoruz!..
Granger’ın üzerinde durmamızın sebebi ona atfedilen unvan ve bu unvanıyla bölücü terör örgütünün kontrolündeki bölgeye defalarca gitmiş olması.
“Kuzey ve Doğu Suriye Temsilcisi” demek, ABD’nin Suriye’yi fiilen böldüğünü gösteriyor da, söylendiği gibi, sözkonusu kişinin İstanbul’a gelip Abdurrahman Mustafa ile masaya oturmasına izin verildi ise bunun anlamı nedir?
“Terörü sopa olarak kullanan emperyalist güçlerin” yolunda yüründüğünden başka ne olabilir ki?!
ABD’li Komutanlar Kimi “Bağımsız”laştıracak”?
Hem “terör baronu” hem “stratejik müttefikimiz” olan ABD’nin komutanlarının faaliyetlerine geçelim.
10 gün önce ABD Merkez Kuvvetler Komutanı (CENTCOM) General Michael Erik Kurilla, Suriye’deki terör örgütünün IŞİD’li teröristlerin ailelerini tuttuğu iki kampa gitti, ayrıca PKK/YPG elebaşlarıyla görüştü.
Sözkonusu ziyarete ilişkin olarak CENTCOM’dan yapılan açıklamada General Kurilla’nın, “ABD, Suriye Demokratik Güçleri ve Küresel Koalisyon, bir yandan Kuzeydoğu Suriye’deki kamplarda insani ve güvenlik sorunlarıyla mücadele ederken IŞİD’in kalıcı yenilgisine odaklı ve bağlı kalmayı sürdürmektedir.” dediği, sözde Suriye Demokratik Güçleri ile görüşmesinde ise IŞİD’e karşı devam eden seferberliği ve bölgedeki insani yardım çalışmalarını ele aldığı kaydedildi.
Geçen yıl CENTCOM Komutanlığı’na atanır atanmaz Suriye’deki teröristbaşı Mazlum Kobani’yle buluşan Kurilla’nın bu ziyaretleri artık vaka-i adiyeden sayılıyor da; bu son gidişinden sonraki rotası önemli.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Bağdat’a gittiği gün Kurilla da Suriye’den Bağdat’a geçti.
Gidişin sebeb-i hikmeti, CENTCOM’a bağlı olan IŞİD Karşıtı Uluslararası Koalisyon Güçleri’nin Komutanı General Matthew W. MacFarlane’nin yerine atanan General Joel B. Vowell’in göreve başlama töreniydi.
Kurilla törende yaptığı konuşmada, önceki Komutan MacFarlane’ın liderliğinde Irak güvenlik güçleri ile Suriye Demokratik Güçleri’nin eğitimi ve yeteneklerinin geliştirilmesine yönelik gayretli çabalarının, IŞİD’in yenilgiye uğratılmasında kalıcı etkiler yaratacağını vurgulayıp yeni Komutan Vowell ve ekibinin de bu yöndeki çabaları sürdürmesini sabırsızlıkla beklediklerini söyledi.
Yeni Komutan Vowell ise “misyonunu” şu sözlerle ifade etti:
“Özgürlüğün bıçak sırtında yaşıyoruz. Buradaki misyonumuz IŞİD’i yenilgiye uğratmaya devam etmek, ortak güçlerimizin iyileşmesine ve bağımsız olmasına yardımcı olmaktır. Bu benim odak noktam olacak.”
Hakan Fidan’ın Bağdat-Erbil seferine odaklanıldığı için olsa gerek; medyamız ne bu töreni ne de Komutan Vowell’in bu dikkat çekici “misyonunu” gördü.
Sadece Milliyet’ten Özay Şendir “bağımsızlık” kelimesinin ne anlama geldiğini sorgulayıp, “ABD’nin Ankara’daki Büyükelçisi bir açıklama yapsa da hep beraber öğrensek.” diye yazdı.
Ama, takip edebildiğimiz kadarıyla, Jeff Flake’in senatörlerle Suriye’ye gitmediği bilgisini veren ABD Büyükelçiliği, bu konuda şu ana kadar herhangi bir açıklama yapmadı.
Bu olayın önemi ne mi?
Türkiye de IŞİD Karşıtı Uluslararası Koalisyon Güçleri’nin üyesi ve görüldüğü gibi, bunun başındaki ABD’li Komutan, “ortak güçlerinin bağımsız olmasına yardımdan” söz ediyor.
Ancak Ankara, “Ne demek istiyorsunuz? Neyi kastediyorsunuz?” diye bile sormuyor veya soramıyor?
Sonra da; “Terörü bir sopa olarak kullanan emperyalist güçlere boyun eğmedik.” deniyor!..