Müyesser Yıldız
Müyesser Yıldız

“Eyyy Yunanistan” Diyememenin Sebebi

featured

Osmanlı ve Türk tarihinde ilk kez geçen 25 Mart’ta, bizzat Erdoğan, dönemin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Atina Büyükelçiliği’miz, harcı Türk-Müslüman kanıyla karılan Yunanistan’ın bağımsızlık gününü kutlamadı mı? Bu durumda Yunanistan’ın, LANDCOM’un paylaşımı ve Erdoğan’ın sözlerinden rahatsız olmasına niye şaşırıyoruz ki? Bakın, yetkililerimiz Yunanistan’ın yaptıklarına yalancıktan da olsa hiç şaşırıp tepki gösterdi mi?!

 

Erdoğan milli günlerde dahi muhalefete çatıp sözü mutlaka Mart’taki belediye seçimlerine getiriyor.

Geçen hafta Malazgirt Zaferi’nin 952. yıldönümü törenlerinde de bunu yaptı. Zaferin anlam ve önemini anlattıktan sonra katılımcılara şöyle seslendi:

Şimdi hep beraber 31 Mart’a hazırlanıyor muyuz? 31 Mart’ta başta İstanbul, Ankara olmak üzere buraları, şu anda maalesef adeta çöp, çukur, çamura çeviren zihniyetten geri alıyor muyuz?”

İllerimizi, maalesef bizlere yakışmaz hâle getirenlerin elinden tekrar geri almaya hazır mıyız?”

Sanırsınız ki; kazanmayı hedeflediği illerimiz muhalefetin değil Bizanslıların, Haçlıların elinde de 31 Mart seferine çıkıyor!..

Ama hemen dibimizdeki Bizanslıları ve Haçlıları görmezden geliyor, hatta şu sözlerle onlara dostluk elini uzatıyor:

Sıkılı yumruklarla musafaha yapılmaz. Kimseyle kavga peşinde, husumetleri büyütme derdinde değiliz. Bilakis dostlarımızın sayısını daha da artırma derdindeyiz. Bizim kimseyle, özellikle komşularımızla çözülemeyecek hiçbir meselemiz yoktur. Herkesle görüşmeye, konuşmaya, karşılıklı adımlarla ortak bir noktaya buluşmaya varız ve hazırız.”

Uysal Koyun” Olmak Ya da Olmamak

Bizans’ın günümüzdeki temsilcisi Yunanistan’dan söz ediyoruz.

6 Şubat depreminde bir yardım ekibi göndermeleri, Daha da Miçotakis’le görüşmem.Bir gece ansızın gelebiliriz. restlerini unutmaya yetti.

Şimdi iktidar ve medyasında tatlı bir telaş var.

Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Gerapetritis 5 Eylül’de mevkidaşı Hakan Fidan’la görüşmek üzere ülkemize bir çalışma ziyareti gerçekleştirecekmiş… Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler mevkidaşı Nikos Dendias’la görüşmek için Yunanistan’a gidecekmiş… Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Miçotakis de 17-21 Eylül’de New York’ta düzenlenecek olan BM Genel Kurul toplantısında bir araya gelecekmiş.

Yunanistan, Ege’de adalarımızı işgâlden, 12 mil sevdasından vaz mı geçti?.. Kıbrıs’ta iki devletli çözümü mü kabul etti?.. Türkiye’ye karşı silahlanma faaliyetlerini mi durdurdu?.. Nihayet Batı Trakya’daki soydaşlarımızın hak ve hukukunu mu tanıdı?

Hayır, hiçbirisi olmadı. Yunanistan bunları sorun bile saymıyor. Daha çok yakın zamanda hem Başbakan Miçotakis hem de mevkidaşı Hakan Fidan’la “çok iyi düzeyde kişisel bir ilişki kurduklarını” söyleyen Dışişleri Bakanı Gerapetritis, Türkiye ile aralarındaki yegâne sorunun “Münhasır Ekonomik Bölgeler ve kıta sahanlığı” olduğunu tekrarladığı halde Ankara, yine de dostluk elini uzatıp beyaz sayfa açmaktan vazgeçmedi.

Mayıs’taki Cumhurbaşkanlığı seçimlerini hatırlayın; Erdoğan, muhalefeti “dış güçlerle işbirliği” içinde olmakla suçlarken Ege’deki tüm faaliyetlerimizin durdurulduğu ortaya çıktı.

Buna rağmen Erdoğan, önceki günkü Deniz Harp Okulu Diploma Töreni’nde, “Ege’ye yönelik mütecaviz eylemler karşısında sergilediğimiz tavır zaten tüm muhataplarımızca biliniyor… Ne baskılar karşısında uysal bir koyun olacağız ne de gereksiz maceralar peşinde koşacağız. Türkiye’ye ve necip Türk milletine yakışan neyse onu yapacağız.” demez mi?

30 Ağustos Kini

“Dost” Yunanistan’ın daha birkaç gün önce; 30 Ağustos Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetleri Günü’nde Türkiye’ye ve necip Türk Milleti’ne yaptığına geleceğiz.

Merkez karargâhı İzmir’de olan NATO Müttefik Kara Komutanlığı’nin (LANDCOM) sosyal medya hesabından 30 Ağustos’u kutlamasına ateş püskürüp NATO’ya protesto notası verdiler.

Dahası, önce Yunan medyası 30 Ağustos’taki konuşması sebebiyle Erdoğan’ı hedef alıp, “küstahlıkla”  suçladı. Ardından Yunanistan Dışişleri Bakanlığı, “30 Ağustos”un adını anmadan, “Türk Silahlı Kuvvetleri Günü” münasebetiyle yapılan “Düşmanca açıklamaların Yunanistan-Türkiye ilişkilerinde inşa edilmeye çalışılan sükunet, iş birliği ve diyalog ortamının pekişmesine katkı sağlamadığını” bildirdi.

Bir şey daha olmuş. Bunu da emekli Albay Ümit Yalım’dan öğrendik. Yunan Savunma Bakan Yardımcısı Nikolaos Hardalias, 27 Ağustos’ta İzmir Koyun Adası’na gelip burada konuşlu işgalci Yunan askerlerini denetlemiş.

İşte Ankara tüm bu hezeyan ve gövde gösterilerine de sessiz kaldı.

Yunanistan’ın 30 Ağustos için kin kusmasının sebebi malûm; Milli Mücadele’mizi kendileri açısından “küçük Asya felâketi” sayıyorlar.

Nitekim Yunan medyası LANDCOM’un kutlama mesajı üzerine; “’NATO, Türkiye’yi Yunanistan’a karşı elde ettiği ‘Küçük Asya’ Cephesi’ndeki zaferi için kutluyor… NATO’nun Türkiye’nin Yunanistan’a karşı kazandığı zaferi kutlaması kabul edilemez bir durum.” diye yazdı.

Peki bu cüretin, küstahlığın, şımarıklığın yegâne sebebi, sırtlarını yine emperyalizme dayamış olmaları mı?

Evet, öyle; ama Ankara’nın bu “dostluk jestlerinden” aldığı güç dışında unutmamamız gereken önemli bir olay daha var.

Osmanlı ve Türk tarihinde ilk kez geçen 25 Mart’ta, bizzat Erdoğan, dönemin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Atina Büyükelçiliği’miz, harcı Türk-Müslüman kanıyla karılan Yunanistan’ın bağımsızlık gününü kutlamadı mı?

Bu durumda Yunanistan’ın, LANDCOM’un paylaşımı ve Erdoğan’ın sözlerinden rahatsız olmasına niye şaşırıyoruz ki?

Bakın, yetkililerimiz Yunanistan’ın yaptıklarına yalancıktan da olsa hiç şaşırıp tepki gösterdi mi?!

 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!