26 Nisan’da Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Batı Trakya’ya gidip Gümülcine’deki soydaşlarımızla iftar ve sahur yaptı… Onların dertlerini dinledi… Yunanistan’ın tanımadığı seçilmiş müftüler Ahmet Mete ve İbrahim Şerif’le bir araya geldi.
Tüm yabancıların İstanbul’da Fener Rum Patrikhanesi’ne gelmesi gibi elini kolunu sallayarak değil, mutlaka ki, Yunan makamlarının bilgisi ve izni dahilinde yapılmış bir ziyaretti.
Bu vesileyle Batı Trakya’daki soydaşlarımızın yaşadığı sıkıntıları, Bakan Kasapoğlu’nun ziyaretini izleyen Milliyet’ten Abdullah Karakuş’un notlarından bir kez daha gördük.
Karakuş’un, “Benim gördüğüm Yunanistan’ın baskıları artmış ve göçe zorlanmaya başlanılmış. AB üyesi olunmasına rağmen bölgenin gelişmesine yönelik Yunanistan Hükümeti hiçbir adım atmamış. Bölgede 100 bin dolayında Türk’ün yaşadığı belirtiliyor, ama bunun da günden güne azaldığı ifade ediliyor.” tespitinden sonra aktardığı sorunlar şöyleydi:
“Lozan Antlaşması’na aykırı olarak Türk okulları kapatılıyor… Seçilmiş Müftülerimiz Ahmet Mete ve İbrahim Şerif resmi olarak tanınmıyor. Devlet keyfiyen müftü ataması yapıyor… Genç nesil Avrupa ülkelerine iş bulma amaçlı göçüyor. Bu doğrultuda özellikle 3 Türk belediyesinden ikisinde, Yassıköy ve Mustafçova belediyelerinde köylerimiz boşalıyor… Çiftçilik yapanlara Avrupa fonları aktarılmıyor… Sivil toplum kuruluşlarının kimlikleri, isimleri, AİHM’in kararlarına rağmen tanınmıyor, uygulanmıyor… Camilere saldırılar ve keyfi uygulamalar yapılıyor.”
Bayramda Küfreden AKP’li
Bu ziyarete değinmemizin sebebi, dün AKP’lilerin Bursa’daki bayramlaşma töreninde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’e edilen ağır küfürler.
Bakan Kasapoğlu’yla birlikte Batı Trakya’ya giden isimlerden biri bu küfürleri savuran, Gümülcine doğumlu, 11 yaşında Türkiye’ye gelen, Başbakan Yardımcılığı yapmış, halen TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı olan Hakan Çavuşoğlu’ydu.
Diyeceğimiz; Çavuşoğlu, keşke bu öfke ve hiddetinin yüzde 1’ini soydaşlarımızın haklarını çatır çatır çiğneyen, adalarımızı işgâl edip silahlandıran, Megali İdea sevdasından asla vazgeçmeyen Yunanistan’a da gösterse, gösterebilse!..
“Dünya Fotoğrafında” Eksiklik
Yazımızın ana konusuna gelirsek;
Kasapoğlu ve Çavuşoğlu’nun Batı Trakya’da olduğu gün Erdoğan, ülkemizdeki dini azınlık temsilcilerini Saray’da düzenlenen iftarda ağırladı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın da hazır bulunduğu iftara şu isimler katıldı:
“Türkiye Ermenileri Patriği Sahak Maşalyan, Türkiye Musevileri Hahambaşı İsak Haleva, Süryani Kadim Cemaati Patrik Vekili Yusuf Çetin, Katolik Süryani Patrik Vekili Orhan Çanlı, Ermeni Katolik Cemaati Patrik Vekili Levon Zekiyan, Rum Kadıköy Metropoliti Emmanuel Adamakis, Ermeni Vakıflar Birliği Başkanı Bedros Şirinoğlu, Ermeni Hastanesi Başkan Vekili Herman Baliyan, Yahudi Cemaati Eş Başkanı İshak İbrahimzadeh, Balıklı Rum Hastanesi Vakfı Başkanı Konstantin Yuvanidis, Süryani Kadim Vakfı Başkanı Sait Susin, Süryani Katolik Cemaati Vakıf Başkanı Münir Üçkardeş, Ermeni Katolik Surp Agop Vakfı Başkan Vekili Antuan Sultanoğlu.”
Öncelikle “Rum Kadıköy Metropoliti Emmanuel Adamakis”in kim olduğunu hatırlatalım.
Bir diğer unvanı; “Ekümenik Patrikhane’nin Atina Temsilcisi” olması… Erdoğan’ın iftarından sadece 10 gün önce de sözde Denizli/Pamukkale metropoliti Theodoritos’la birlikte Yunanistan Başbakanı Miçotakis’e “resmi ziyarette” bulunup “Ekümenik Patrikhane’nin sorunlarını” görüşen isim.
Erdoğan’ın iftarına dönersek; iktidarı destekleyen Sabah ve Yeni Şafak gazeteleri bu etkinliği övgülerle haberleştirdi. Sabah, dini azınlık temsilcilerinin Erdoğan hakkındaki duygu ve düşüncelerine “Tam bir halk adamı” başlığıyla yer verirken Yeni Şafak, “Bu fotoğraf dünyaya mesaj” manşetiyle hem dini liderlerin görüşlerini aktardı hem de sohbetin içerine ilişkin şu bilgileri paylaştı:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, yaptığı değerlendirmelerde, birlik ve beraberliğin önemine vurgu yaptığı öğrenildi. Ukrayna-Rusya savaşıyla ilgili de mesajlar veren Erdoğan’ın, barışın hakim olması için çaba gösterdiklerini dile getirdiği öğrenildi. Türkiye-Ermenistan ilişkileriyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Erdoğan’ın, ‘Ermenistan’la görüşüyoruz, kapılar açılacak, ticaret yapılacak, birlikte dostane ilişkilerimiz devam edecek’ dediği kaydedildi.”
Ancak, çok ilginçtir, dünyanın en meşhur dini azınlık lideri olan Fener Rum Patriği Bartholomeos’un iftarda olmaması hiç dikkat çekmedi!..
Oysa yine Erdoğan’ın geçen yılki iftarında baş köşedeydi.
Bartholomeos’un, Erdoğan’ın dini azınlıklarla ilgili hemen her etkinliğinde yer aldığını da biliyoruz.
Acaba rahatsız mıydı?
Hayır; Erdoğan’ın iftarından önceki Paskalya haftasında birçok törene katıldı, yine “Ekümenik Patrik” sıfatıyla çeşitli kabuller yaptı. Erdoğan’ın iftarından 4 gün sonra da Edirne’deki Bulgar Ortodoks Kilisesi’nde düzenlenen ayindeydi.
Medyamız, bu ayin haberinde Bartholomeos için “Fener Rum Patriği” ifadesini kullanırken, Patrikhane’nin internet sitesinde yine “Ekümenik” ve “Konstantinopol” ifadelerinin kullanıldığını belirtip şunu kaydedelim:
Beyoğlu Belediyesi’nin 11 Nisan’da düzenlediği ve TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un katıldığı geleneksel Beyoğlu İftarı’na çok sayıda dini cemaat lideri katılırken Bartholomeos yine yoktu.
Davet mi Edilmedi Gelmedi mi?
Hiçbir açıklama yapılmadığı için gel de merak etme!.. Bartholomeos, Erdoğan’ın iftarına davet mi edilmedi yoksa gitmedi mi?!
“Davet edilmedi” seçeneğine bakalım.
Sıkça gündeme getiriyoruz; Bartholomeos artık ülke içinde de ayan beyan “Ekümenik” unvanını kullanıyor… “Devlet başkanı” gibi yurt dışında “resmi ziyaretler” yapıyor… Son olarak İçişleri Bakan Yardımcısı Muhterem İnce’nin, Azınlık Vakıfları Yönetmeliği’ne ilişkin çalışmalar için kalabalık bir heyetle Bartholomeos’u ziyaret ettiğini, Patrikhane’nin bu ziyareti de “Ekümenik Patrik’in yaptığı kabul” olarak duyurduğunu aktardık.
AKP’nin Lozan’ın çiğnenmesinden rahatsızlık duymadığı herkesin bildiği bir sır; ama acaba Cumhur İttifakı’nın ortağı -şayet bu konudaki görüşleri de değişmediyse- MHP Lideri Devlet Bahçeli bu tabloya tepki göstermiş ve bunun sonucunda Bartholomeos davet edilmemiş olabilir mi?
Bir diğer ihtimal; Erdoğan’ın iftarında Azınlık Vakıfları Yönetmeliği’nin hazırlayıcılarından Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da bulunduğuna göre, yemekte konuşulan konularından birisi mutlaka buydu. Acaba İçişleri Bakan Yardımcısı Muhterem İnce’nin o ziyaretinde Bartholomeos, yapılacak düzenlemeleri kabul etmedi ve bu yüzden mi davet edilmedi – ya da kendisi “tepki” olarak mı gelmedi?
Bu İddia Doğru mu?
Ve son ihtimal:
Hem AKP’ye hem Patrikhane’ye yakın önemli bir isimden duydum; uzunca bir süredir Saray’ın Bartholoemos’a davetleri de, ne yazık ki, “Ekümenik” sıfatı kullanılarak yapılıyormuş. Bu iddia doğruysa; acaba sözkonusu unvan bu defa kullanılmadı da Bartholomeos o yüzden mi iftara katılmadı? Yoksa, artık sadece İstanbul’daki bin 500 Rum azınlığın değil, 300 milyonluk Ortodoks aleminin “lideri” olduğunu Ankara’ya da kabullendirdiği için Erdoğan’ın davetini önemsemedi mi?!
Hiçbir şey olmasa da bir şeyler olduğu görülüyor. Acaba ne?..