TBMM’deki oylamadan bir gün önce ABD ordusu, Suriye’de PKK/YPG’nin işgalindeki Haseke’de bulunan üssüne 40 araçlık takviye yaptı…Peki ABD’nin İran’a karşı “kırmızı çizgisinden” haberiniz oldunuz mu? Bir saldırıda ABD askerlerinin ölmesi durumunda İran doğrudan hedef alınacakmış!.. Üç gün önceki kararla biz ne yapmış olduk? Askerlerimizin katillerini ödüllendirdik… Şehitlerimizi bir kez de biz vurduk…Ez cümle; yine Türk Milleti’nin onuru çiğnendi… Yine dış güçler kazandı!..
Erdoğan önceki gün Ankara ilçe belediye başkan adaylarını tanıtırken kelimesi kelimesine şunları söyledi:
“Seçim öncesi ne dedilerse, iş başına gelince tam tersini yapan bu ‘zübük siyasetçi’ tiplemeleriyle gençlerimize kötü örnek teşkil etmemesini diliyoruz… Türkiye’nin siyasi, diplomatik, ekonomik, askeri atılımlarından rahatsız olanların önümüzü kesmek için sahneledikleri oyunların figüranlığına soyunanlar sadece emperyalistlerin ellerine tutuşturdukları senaryoları tekrarlar, üzerimize saldıkları terör örgütlerine payandalık yaparlar.”
Kastettiği, tabii ki, yine muhalefetti.
Oysa o sözlerinden bir gün önce, emperyalizmin en büyük senaryolarından birisi olan İsveç’in NATO üyeliği TBMM’de AKP-MHP oylarıyla kabul edilmiş, dahası CHP, Gelecek Partisi ve DEVA’dan da destek almışlardı.
ONLARIN KONGRESİ VARSA BİZİM MECLİSİMİZ YOKMUŞ
“Evet” kararıyla birlikte Erdoğan’ın İsveç’in üyeliği konusunda yaptığı çıkışlar tıklanma rekoru kırdı. Ülkenin milli meselelerindeki “U” dönüşleri vaka-i adiyeden olduğu için bunları tekrarlamaya gerek yok. Ama yine de son 4 aydaki bazı çıkışlarını hatırlatalım.
Eylül’de ABD Başkanı Biden’la ayaküstü görüştükten sonra, F-16 alımına karşı “İsveç de İsveç” dediklerini vurgulayıp, “Böyle dendiği zaman benim vereceğim bir cevap var. Siz her şeyi kongre kongre diyorsunuz. Benim de kongrem var. Benim kongrem neresi? Türkiye Büyük Millet Meclisi.” açıklamasını yaptı…
Aralık başında bu defa kendilerinden talep ettiğimiz İHA-SİHA kameraları için Kanada’nın, “İsveç de İsveç” diye tutturduğunu belirtirken, “ABD de aynı şeyi söylüyor. Senin kongren varsa, benim de parlamentom var… Eğer biz NATO’da iki müttefik ülkeysek, o zaman dayanışma halinde eş zamanlı sen üzerine düşeni yap, Meclisimiz de gereken kararı alır. Olay bu.” sözleriyle nokta koydu…
Aralık ortasında da yine Biden’la görüşmesinde İsveç ve F-16’ların gündeme geldiğini ve Biden’ın, “Siz bunu Meclis’ten çıkarın, aynı şekilde ben de Kongre’den bunu geçiririm.” şeklinde bir ifadesinin olduğunu, “ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile Dışişleri Bakanı Hakan Fidan eş zamanlı olarak bu süreci işletsin. Eş zamanlı olarak bunu işletirsek, bunu parlamentodan çok daha rahat bir şekilde bizim de geçirme imkanımız olur.” dendiğini anlatıp, “Gerek Amerika’nın F-16 konusu, gerekse Kanada’nın verdiği sözleri tutması noktasında beklediğimiz olumlu gelişmeler, inanıyorum ki parlamentomuzun da konuya olumlu bakışını hızlandıracaktır.” dedi…
Bu nasıl eş zamanlı süreçse!.. Ne ABD Kongresi F-16’lara onay verdi ne de Kanada İHA-SİHA ambargosunu kaldırdı; ama TBMM jet hızıyla İsveç’in NATO üyeliğini kabul etti.
Haliyle tüm dünyanın, hatta Erdoğan’ın geçen yıl, “Bizim kapılar kapandı ona, bir daha giremez.” diye haddini bildirdiği ABD’nin Ankara Büyükelçisi Jeff Flake’in “takdirlerine” mazhar olduk, neyimize yetmez?!
Biden bizimkileri, bizimkiler de Türk Milleti’ni bir daha kandırmış!.. ABD’de Kongre varken, Türkiye’de TBMM yokmuş!.. Ne gam?!
F-16’LAR KİME KARŞI İSTENİYOR?
Yine de Allah’tan umut kesilmez. Baksanıza ABD Dışişleri yetkilileri, bilmem kaçıncı kez Biden’ın F-16’lar için destek verdiğini bildirdikten sonra, “Yabancı ülkelere silah satışında önemli bir role sahiptir.” deyip yine Kongre’yi adres gösterdi.
Biden, Gazze’ye ölüm yağdıran İsrail’e silah satışlarında Kongre’den onay almış gibi!..
ABD’li yetkililer bir de, “İsveç’in üyeliğinin onaylanmasının, Ankara’ya F-16 satışı öncesinde kilit bir değerlendirme olacağını” kaydetti.
Evvela şunu soralım: Ankara F-16’larla Hava Kuvvetleri’ni niye güçlendirmek istiyor? Öncelikle Irak-Suriye’deki PKK/YPG saldırılarına, Ege-Akdeniz’de de Yunan tehditlerine karşı, değil mi?
Ardından tekraren altını çizelim; ABD Kongresi’nin, İsveç dışında F-16’ların hem Suriye’de hem de Yunanistan’a karşı kullanılmaması şartı yok mu?
Besbelli “eş zamanlı” süreç, Türk Milleti’ni önce uyutma sonra unutturma sürecine dönüştürülüyor. Baksanıza, ABD Dışişleri bunları söylerken, İngiliz Reuters üzerinden Biden’ın, F-16’lar için Kongre’ye mektup gönderdiği duyuruluyor.
Haa doğruysa, bu da resmi bildirim yerine geçmiyormuş… Ancak Ankara’dan resmi onay belgeleri gittikten, yani TBMM kararını Erdoğan da imzaladıktan sonra ABD Dışişleri Bakanlığı, Kongre’ye resmi bildirimi gönderecekmiş falan…
EYYY CHP SEN NİYE MAHKÛMSUN?
Yazarlarımız Av. Turan Karakaş ve Bahadır Selim Dilek, İsveç’in NATO üyeliğini destekleyen CHP’nin hali pür melalini dün gayet güzel anlattılar; ama biz de bir çift kelam edelim.
Bir gün önce TBMM’de “evet” diyen CHP, ertesi gün 31 yıl önce katledilen ve “Atatürkçülük, ulusal bağımsızlık ve ulusal onur demektir… Atatürkçü anti-emperyalisttir… Ben anti-emperalistim… Ben tam bağımsız Türkiye’den yanayım.” diye haykırmış olan Uğur Mumcu’yu göz yaşartıcı ifadelerle anıp “tuğlayı” çekme sözü verdi.
İsveç’in NATO üyeliğine “Hayır.” demek, o “tuğla”nın en büyüklerinden birisini çekmekti; ama emperyalistlerin senaryosunu sahiplenip adeta o “tuğla”yı tahkim ettiler işte!..
İktidarı anladık da, CHP’yi ABD/NATO’ya böylesine mahkûm ve mecbur eden nedir, bilen var mı?!
KİM ÇOCUĞUNUN KATİLİNİ ÖDÜLLENDİRİR?
O günlerde büyük nutuklar atıp gözyaşı dökenlere önemle hatırlatalım.
Bölücü terör örgütü 23-24 Aralık’ta 12, TBMM’nın İsveç’in NATO üyeliğini onaylamasından sadece 11 gün önce de 9 askerimizi şehit etti.
Bu terör örgütünün sahiplerini tekrarlamayıp şunu belirtelim: TBMM’deki oylamadan bir gün önce ABD ordusu, Suriye’de PKK/YPG’nin işgalindeki Haseke’de bulunan üssüne 40 araçlık takviye yaptı…
Peki ABD’nin İran’a karşı “kırmızı çizgisinden” haberiniz oldunuz mu? Bir saldırıda ABD askerlerinin ölmesi durumunda İran doğrudan hedef alınacakmış!..
Üç gün önceki kararla biz ne yapmış olduk?
Askerlerimizin katillerini ödüllendirdik… Şehitlerimizi bir kez de biz vurduk…
Ez cümle; yine Türk Milleti’nin onuru çiğnendi… Yine dış güçler kazandı!..