Müyesser Yıldız
Müyesser Yıldız

Daha Hangi Adalarımız İşgâl Edilsin?!

featured

Bu şartlarda, “Bir sonraki Güven Arttırıcı Önlemler Toplantısı Atina yerine işgâl edilen, örneğin Eşek ya da Bulamaç adalarında yapılsın.” önerisinde mi bulunsak? Veya “Acaba Ankara daha hangi adalarımızın işgâlini bekliyor; Bozcaada ve Gökçeada’nın da mı?” diye sorsak?!.. Faydası olur mu ki?!

 

Erdoğan önceki gün İsrail’in arkasında duran ülkelere ders verirken şu ifadeleri kullandı:

“Dürüst ol. Bir gün öyle bir gün böyle yapma… Biz istiyoruz ki dimdik, dosdoğru ama hiçbir zaman kalkıp da akşam başka sabah başka olmayın. Türkiye gibi olun.”

Herhalde çoğunuzun aklına ilk olarak Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, İsrail, Yunanistan ve Mısır ile ilişkilerde hızına yetişilemeyen dönüşler gelmiştir!..

Bunlardan Yunanistan üzerinde duracağız; çünkü Gazze, yargı savaşı derken dikkatlerden kaçan yeni gelişmeler var.

Hatırlayın; Yunanistan Başbakanı Miçotakis, 2022’deki ABD ziyaretinde Türkiye’ye ilişkin değişmez politikalarını anlatıp ülkemizi şikâyet edince Erdoğan şöyle tepki gösterdi:

“Artık benim için Miçotakis diye birisi yok. Kendisiyle böyle bir görüşme yapmayı asla kabul etmiyorum; çünkü biz sözünde duracak, şahsiyetli, onurlu siyasetçiler ile yola gideriz. Bundan sonrasını Miçotakis kendisi düşünsün. Kimlerle görüşecekse, kimlere nasıl üsler kurduracaksa buyursun kurdursun; biz bize yeteriz.”

Ama 6 Şubat depreminden sonra Yunanistan’ın bir kurtarma timi göndermesiyle bu sözler unutuldu, hemen ilişkilerde “pozitif gündeme” odaklanıldı. Öyle ki, Erdoğan ve dönemin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Yunanistan’ın binlerce Türk ve Müslümanı katlederek kazandığı bağımsızlık gününü bile kutladı. Ayrıca Yunanistan tarafı, bu süreçte Ankara’nın “Ege’deki ihlalleri durdurduğunu ve adalar üzerinde uçuş yapmadığını” öne sürdü.

OYALAMA GÖRÜŞMELERİ

Erdoğan ve Miçotakis Eylül’de New York’ta yapılan BM Zirvesi’nde bir araya geldiğinde de iktidar medyası bahar havaları estirdi.

O zirveden sadece 10 gün sonraydı; Miçotakis Yunan Alfa televizyonuna bir röportaj verdi. Gazetecinin Erdoğan’la ilgili ilk sorusu şu oldu:

“Erdoğan’la bu toplantınız gerçekleşti. Bay Erdoğan’ı karşınızda gördüğünüzde farklı bir iklimin olduğunu hissetiniz ve algıladınız mı?.. Bir süre öncesine kadar, ‘Miçotakis yok. Onu bir daha görmek istemiyorum.’ diyen bir adamdan bahsediyorum.”

Miçotakis’in cevabı oldukça diplomatikti, ama mesaj doluydu.

İki ülkedeki seçimlerden sonra ilişkilerin geleceğinin daha olumlu olması konusunda orta derecede iyimserlik taşıdığını belirtirken, “Türkiye’nin de Avrupa ile ve bir dereceye kadar ABD ile köprüleri atmasının kendi çıkarına olmadığını anladığına inanıyorum. Yunanistan’ın, Avrupa ve bir dereceye kadar ABD ile ilişkileri şekillendirmedeki önemli rolünü tanıyor; çünkü ABD ile Yunanistan arasındaki ilişki jeostratejik.” dedi.

Yunanistan’ın Ege ve Akdeniz’deki bilindik tezlerini tekrarlarken kendisinin her zaman istikrarlı olduğunu vurguladı, başlayan diyaloğun öncelikle neye yaradığını şöyle anlattı:

“Şu ana kadar üzerinde anlaştığımız, yani apaçık olan şey, gerilimin azaltılması diyebilirim; uçuşların sıfırlanması… Bunları aylardır değil, haftalardır görüyoruz, devam ediyorlar.”

Demek ki doğruymuş; Ankara, yeni diyalog sürecinin başlaması vesilesiyle Ege’deki uçuşları sıfırlamış!..

EL CEVAP: SINIRIMIZA İSRAİL FÜZELERİ

Ankara’nın böylesine önemli adımına karşılık Yunanistan’ın tavrına bakalım.

Miçotakis’in o açıklamaları yaptığı günlerde Atina’nın, İsrail’den alınacak Spike füzelerini Türkiye sınırına yerleştireceği bildirildi…

Güvenlik güçlerimizin 4 ilde yaptığı bir operasyonda gözaltına alınan PKK’lı kimi teröristlerin, Yunanistan’ın Lavrion Kampı’nda eğitim gördükleri ortaya çıktı…

Geçtiğimiz 3 Kasım’da Kazakistan’da düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Zirvesi’ne gözlemci üye olan KKTC’nin katılmasını, Rum-Yunan ikilisinin lobi faaliyetleri sonucu ABD ve AB’nin engellediği anlaşıldı…

YAŞAR GÜLER’DEN “BAHAR HAVASI”

Tablo bu iken, dört gün önce ülkemizde yeniden “bahar havası” estirilip Türk ve Yunan Savunma Bakanlıkları heyetleri arasındaki 4’üncü Güven Artırıcı Önlemler (GAÖ) Toplantısı’nın yapılacağı duyuruldu.

4 yıl aradan sonra Ankara’da gerçekleştirilen toplantı sonrasında da Milli Savunma Bakanlığı, GAÖ’lerin uygulanmasını kolaylaştırmak amacıyla bir İletişim Noktası (Point of Contact) Mekanizması kurulmasına karar verildiğini açıklarken iktidar medyası “mutabık kalınan önlemlerin” listesini yayımladı.

Listede görüşmeler, ziyaretler, ortak tatbikatlar, harp okulları arasında işbirliği yapılması ve spor müsabakaları düzenlenmesinin yanı sıra şöyle bir madde de vardı:

“Biri Yunanistan’da biri Türkiye’de bulunan iki askeri hastane arasında ‘tele-medicine’ alanında bilgi alışverişinde bulunması ve işbirliği yapılması.”

Pardon, ama ülkemizde askeri hastaneler kapatılmamış mıydı?

Her neyse; Yunan heyeti gittikten sonra Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, “Görüşmeler gayet olumlu geçti. İnşallah böyle de devam edeceğiz. Biz de bunun karşılığında Yunanistan’a gideceğiz.” dedi.

DENDİAS’TAN KÜÇÜMSEME

Şu olumlu atmosferden sonra Yunanistan’ın tavrını aktarmamak olmaz.

Bakan Güler’in mevkidaşı Nikos Dendias, evvela kelimesi kelimesine şunları söyledi:

“Bu görüşmelerin her şey hakkında bir müzakere olduğu izlenimini vermesini istemiyorum. Bu bir müzakere bile değil. Savunma Bakanlığı’nda deneyimli bir diplomatı, Dışişleri Bakanlığı’ndaki eski Genel Sekreterim Büyükelçi Lalakos’u bu gruba liderlik etmesi için görevlendirdim. Çünkü bu yaklaşımın diplomatik özellikleri var. Ama hepsi bu kadar. Güven Artırıcı Önlemler, on yıl öncesine ait bir listede ana hatlarıyla belirtilen önlemler. Yanlış hatırlamıyorsam 29 önlem var ve bunlardan hangilerini referanduma sunacağımızı kararlaştırıyoruz… Bunlar, örneğin iki ülkenin silahlı kuvvetleri arasındaki spor karşılaşmaları, iletişim hatları ve karşılıklı ziyaretlerle ilgili tedbirlerdir. Kimse Türk-Yunan anlaşmazlığının derin sularına girdiğimizi düşünmesin. Bu Savunma Bakanlığı’nın işi değildir. Dışişleri Bakanlığı’nın işidir. Roller farklıdır. Ancak bir anlayış olması, iyi bir iklim olması, bir sükûnet olması hepimizin istediği bir şeydir.”

Ardından da şunu kaydetti:

“Ulusal egemenlik meseleleri hiçbir ülkenin diyalog konusu olamaz. Diyalog sınırsız değildir.”

Ez cümle; kendi kendimize gelin-güvey olduğumuzun resmidir!..

12 MİL VE BOZCAADA-GÖKÇEADA MESAJLARI

Ama bunun bir de öncesi var.

MSB’de yapılan görüşmeden iki gün önce Sakız Adası’nın ‘kurtuluşunun’ 111’inci yıldönümü törenlerine katılan Dendias, Sakız ve tüm Ege adalarının kıta sahanlığının 12 mil olduğunu öne sürerken, “Yunanistan Cumhuriyeti’nin, hiçbir Yunan hükümetinin ihmal etmeyeceği bu hakları savunmak gibi anayasal bir görevi vardır.” dedi.

Acaba Ankara bunları duymamış olabilir miydi? Hayır, bizatihi iktidarın gazetesi Sabah, Dendias’ın 12 mil iddiasını aktarırken Türkiye’nin bunu “savaş sebebi” saydığını hatırlattı.

Ancak MSB hiçbir şey olmamış gibi o toplantıyı gerçekleştirdi.

Dendias’ın toplantının yapıldığı gün de bir çıkışı oldu. Lozan’ın 100’üncü yıldönümü münasebetiyle Milli Savunma Okulu’nda bir konferans veren Dendias, Türkiye’nin Lozan’da Bozcaada ve Gökçeada Rumlarına tanınan haklara saygı göstermediğini öne sürdü.

ADALARIMIZ FİLİSTİN’E DÖNDÜ

Yunanistan’ın İzmir, Aydın, Muğla sınırları içindeki 20 ada ve iki kayalığı işgâl etmesinin peşini bırakmayan MSB eski Genel Sekreteri Ümit Yalım, önceki gün Sözcü’den Saygı Öztürk’e şu açıklamaları yaptı:

“Adalarımızı önce yerleşime açan Yunanistan daha sonra silahlı asker konuşlandırarak işgâl ediyor. Yunan İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre, işgâl edilen adalarımızda 7 binden fazla kayıtlı seçmen, konuşlu 6 bin Yunan askeri bulunuyor. Adaların nüfusu her yıl artıyor. Yunanistan işgâl ettiği adalarımızda 14 askeri üs açtı. Askeri üslere top, havan, uçaksavar ve tanksavar silahları gibi ağır silahlar yerleştiren Yunanistan, silahların namlusunu Türkiye’ye çevirdi. 19 yıldır Yunanistan’a bir tek nota verilmedi, işgâlin önlenmesi için TSK’ya Hükümet Direktifi verilmedi. Yunanistan işgal ettiği adalarımıza vali atıyor, adalarımızda belediye ve belediye meclisi kuruyor, belediye başkanlığı seçimleri yapıyor, vergi topluyor. Türkiye adım adım Filistin’e dönüşüyor… İsrail’in Filistin topraklarını işgâl etmesine tepki veren Erdoğan ve AKP Hükümetleri Yunanistan’ın Türk topraklarını işgâl etmesine tepki vermiyor.”

Bu şartlarda, “Bir sonraki Güven Arttırıcı Önlemler Toplantısı Atina yerine işgâl edilen, örneğin Eşek ya da Bulamaç adalarında yapılsın.” önerisinde mi bulunsak?

Veya “Acaba Ankara daha hangi adalarımızın işgâlini bekliyor; Bozcaada ve Gökçeada’nın da mı?” diye sorsak?!..

Faydası olur mu ki?!

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!