Bora Kaplan davası kaldığı yerden devam etti. Hakkındaki suçlamaları reddeden ve davanın kurgu ve senaryo üzerine kurulduğunu savunan Bora Kaplan, mahkemeyi “gerçeği aramaktan çok, davayı kapatmaya” çalışmakla eleştirdi. Duruşmanın öğleden sonraki bölümü başlarken bazı avukatların savunma için süre istemesi üzerine Mahkeme Başkanı, duruşmaya gelecek hafta da devam edileceğini açıkladı. Bu arada Bora Kaplan, karar duruşması dahil gelmek zorunda olup olmadıklarını sordu. Başkan, “Dilekçe ver, değerlendiririz. Zorla getirecek değiliz.” yanıtını verdi.
17’si tutuklu 61 sanıklı Ayhan Bora Kaplan organize suç örgütü davasına 1 numaralı sanık Bora Kaplan’ın esas hakkında mütalaaya karşı yaptığı savunmayla devam edildi.
Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Sincan Cezaevi yerleşkesindeki duruşma salonunda görülen davanın bugünkü celsesinin başlangıcında Mahkeme Başkanı, sanıklar ve avukatlarının 18 Kasım’da yaptığı redd-i hakim talebinin Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildiğini açıkladı.
Savunmasına, “Bugün biter inşallah.” diyerek başlayan Bora Kaplan, müşteki Erkan Doğan’ın dişlerini kerpetenle söktüğü suçlamasına cevap verdi. Erkan Doğan’ın geçmişte verdiği ifadelere ilişkin hiçbir işlem yapılmadığına dikkat çeken Kaplan, “Adımız 15 Temmuz’la ön plana çıkınca bu ifadeleri süsleyerek önümüze koydular.” dedi.
SENARYOYU ANLAMIYOR MUSUNUZ?
Soruşturma savcısının Erkan Doğan’ın ek ifadesinin alınması konusunda eski KOM Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan’la yaptığı WhatsApp yazışmalarını okuyan Kaplan şunları söyledi:
“Savcı, eziyetten ve yaralamadan cezayı az buluyor ki, en az dört ceza vermek için ifadede onur kırıcı muamele, utandırma, alay etme gibi hususların yer almasını istiyor. Bu yazışmalardan sonra film senaryolarını aratmayan bir kurgu yapılmış ve Erkan Doğan, 28 Eylül’deki ek ifadesinde istenenleri anlatmış. Başkanım, nasıl bir senaryo olduğunu anlamıyor musunuz? Sokaktan gecen birine okusak anlar ya.”
Kaplan şöyle devam etti:
“Erkan Doğan, ‘Bana tecavüz ettiler.’ deseydi, ondan da ceza verecektiniz. Bunu ya akıl etmediler ya da ‘Bu kadar iftira yeter.’ dediler. Bu dava Bora Kaplan davası olmasa ve sizin önünüze gelse, yargılanan kişileri ilk celsede tahliye eder, sonra beraat kararı verirdiniz. Bir kişinin aynı olayla ilgili 10 farklı ifadesi mi olur? Erkan Doğan’ın dişleriyle ilgili Adli Tıp’tan veya bilirkişıden rapor almanızı istedik, kabul etmediniz. Belli ki bundan da ceza vereceksiniz. Baştan zaten kurban edildiysek yapacak bir şey yok.”
VALLA BENİ DİNLEMİYORSUNUZ
Kaplan, Erkan Doğan suçlamasına yönelik açıklamalarını sürdürürken Mahkeme Başkanı’nın kendisini dinlemediğini öne sürüp, “Valla beni dinlemiyorsunuz. Akşam olsa anlarım, yorulduğunuzu düşünürüm. Ama daha sabah, öğlen bile olmadı. Sayın üyeler, Başkan’dan umudum yok, bari siz dinleyin Allah rızası için.” dedi.
SAVCIYA ‘HARİKA SENARYO’ TEBRİĞİ
Bora Kaplan, bu konudaki suçlamaya ilişkin savunmasını şöyle tamamladı:
“Erkan Doğan olmayan bir olayı anlatmıştır. Farz-ı mahal, biz örgütüz; bu kişiyi niye kaçıralım? Para, fidye için desek varlıklı biri değil aç, sefil biri. Barış Kurt’u tehdit ettiği için desek; niye kaçıralım? Ha, öldürecek olsak niye her yeri kamera dolu, şehrin ortasındaki Akman Plaza’ya götürelim, iki gün ona eziyet edip fantazi yapalım? Aklım almıyor. Sayın Savcı, el insaf! Erkan Doğan hiçbir ifadesinde Akman Plaza’nın 21. katında tutulduğunu söylemedi. Polisler de onu 20. katta bulmuş. Peki siz Erkan Doğan’ın 21. kata götürüldüğünü nasıl yazıyorsunuz? Çünkü kurguyu oturtmaya çalışıyorsunuz. 21’e çıkarmanız gerekiyor ki, camdan 20. kata indirebilesiniz. Harika bir senaryo yazmışsınız, tebrik ederim. Bari 21. kattaki bu dairenin o zamanki sahibini çağırın; böyle bir şey olmuş mu, sorun.”
KARAR GÜNÜ GELMEK İSTEMİYOR
Bora Kaplan bu beyanları sırasında, nezarette konuştuğu Barış Kurt’un kararın açıklanacağı gùn duruşmaya gelmek istemediğini, kendisinin de, “Karar belli, ben de gelmek istemiyorum.” karşılığını verdiğini anlatıp, “Başkan dava bir an önce bitirilsin, kapatılsın istiyor. Gerçeğin ortaya çıkması için uğraşan, bizim hakkımızı, hukukumuzu düşünen yok.” dedi.
BİZİ MEVKİ MAKAM İÇİN Mİ KATLEDECEKSİNİZ
Mahkeme heyetine sık sık, “Bilgisayarı şöyle bir 10 saniye bırakıp beni dinleseniz, sonra bilgisayardaki işinize devam etseniz… Ben nasılsa SEGBİS’e anlatıyorum.” siteminde bulunan Kaplan şunları da kaydetti:
“Ben tepki gösterince rahatsız oluyorsunuz, ama bu zulüm arşa erişti. Kimseden merhamet istemiyorum, sadece adalet istiyorum. ‘Biz bunları katledelim.’ diye bir anlayış sözkonusu. Bizi katledeceksiniz. Mütalaayı fırlatmamak, kafayı duvara vurmamak mümkün değil. Verin bir silah; olsun, bitsin. Taraflı olduğunuzu görüyorum, ama yine de polisler sizi kandırdı dıye umuyorum. Vicdanlı olun. Araba, mevki, makam için mi? Sadece bunları değil ailelerini de katlediyorsunuz. Yazık değil mi? Bu insanlardan ne örgütü ya, valelerden örgüt mü olur? Beni az çok tanıdınız; örgüt kuracak olsam bu gerizekalılardan örgüt kurulur mu ya?”
Duruşmaya öğlen arası verilirken Mahkeme Başkanı, “Bora, bugün bitireceksin değil mi?” diye sordu. Kaplan da, “Vallahi bitirmeye çalışıyorum.” karşılığını verdi.
DURUŞMA UZAYACAK KAPLAN GELMEYECEK
Duruşmanın öğleden sonraki bölümü başlarken bazı avukatların savunma için süre istemesi üzerine Mahkeme Başkanı, duruşmaya gelecek hafta da devam edileceğini açıkladı. Bu arada Bora Kaplan, karar duruşması dahil gelmek zorunda olup olmadıklarını sordu. Başkan, “Dilekçe ver, değerlendiririz. Zorla getirecek değiliz.” yanıtını verdi.
Savunmasının bu bölümünde Mahfuz Tatar cinayetine ilişkin suçlamaya cevap veren Bora Kaplan, Tatar’ı tanımdığını, cinayeti bir gün sonra çalışanlardan duyduğunu anlatıp gizli tanıkarın ve olay yerinde olmayanların sahte ifadeleriyle bu suçlamanın yöneltildiğini söyledi.
Cinayet işlendiğinde olay yerinde olmadığını vurgulayan Kaplan, bu suçlamada bulunanların ifadelerini halen 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanan KOM Şube polislerinden Gökhan Karaca’nın yazdırdığını öne sürüp, “Amaç şu; ‘Bu Bora Kaplan’a ne kadar suç yükleyebilirsek yükleyelim, birinden kurtulsa diğerinden kurtulamasın’. Yargılama yapmadan ceza verseydiniz de siz de biz de kurtulsaydık.” dedi.
Bora Kaplan, avukatları aracılığıyla iddianame ve mütalaayı yapay zekaya yüklettiğini, yazım hatalarına kadar yüzde 90-95 oranında aynı olduğunun görüldüğünü kaydetti.
CUMHURBAŞKANI ÖYLE KONUŞMUYOR
Bora Kaplan, polisin tanıklara baskı yapıp yönlendirdiği iddiasını tekrarlarken KOM Şube’den sorumlu eski Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik için şu ifadeleri kullandı:
“Kendisini tanımışsınızdır. Öyle bir oturuyor, öyle bir konuşuyor ki, Cumhurbaşkanı öyle konuşmuyor. ‘Biz devletiz, bundan sonra biz varız.’ diyor.”
Bir kez daha polisleri, Savcıyı ve mahkeme heyetini suçlarken polisler hakkında, “Onlarda din, iman, Allah korkusu yok.” diyen Kaplan, heyete de söyle seslendi:
“Polis, savcı; siz, hiç biriniz tarafsız değilsiniz. Kime derdimizi anlatacağiz, biz ne b.. yiyeceğiz?”
BAŞKAN FİKİR DEĞİŞTİRDİ
Duruşmaya verilen 15 dakikalık aradan sonra şu diyalog yaşandı:
Başkan: Bora bugün bitireceksin. Bitirdin bitirdin, durumunu ona göre değerlendireceğiz.
Bora Kaplan: Yoruluyorum.
Başkan: Oturarak konuş diyeceğim de yüksek koltuğumuz yok. Aynı şeyleri tekrar edip duruyorsun. Bir de okuyorsun. Okumana gerek yol, özetle.
Bora Kaplan: Kayıtlara geçmesi için okuyorum.
Başkan: Bugün bitiriyorsun, ona göre.
Avukatlar: Gelecek hafta devam etmeyecek miyiz?
Başkan: Herkes kendini bu haftaya göre ayarlarsa iyi olur. Yoksa avukatların yokluğunda karara çıkarım.
Bora Kaplan: Bize kızdınız, ‘Bugün bitirin.’ dediniz. Sabah 09.00’dan beri burada, ayaktayım. Etten kemikten insanım neticede, robot değilim. Bir noktadan sonra okumakta, algılamakta zorlanıyor. Gücüm yettiğince bitirmeye çalışıyorum, İstemiyorsanız şu anda kesebiliriz.
Bu tartışmalardan sonra kendi azmettirmesiyle Mahfuz Tatar’ı öldürdüğü öne sürülen Semìh Arslan’ı öldürterek intihar süsü verdirdiği suçlamasına karşı savunmasını yapan Bora Kaplan, bu iddiayı da reddedip şunları söyledi:
“Mahkemenin bilirkişiden aldığı ön ve asıl raporda böyle bir ifade olmadığı halde hem iddianamede hem mütalaada, raporda,’Düşmenin kaza sonucu olmadığı değerlendirilmektedir.’ denildiği yazıyor. Raporlarda böyle bir ifade varsa tüm suçlamaları kabul edeceğim. Sizi eleştirince kızıyor, sinirleniyorsunuz. Ama bu kadar kopyala-yapıştır yapılır mı? Dosyadan bihaber. Bizi boşverin, kendi işinize saygı duymanız gerekir.”
TARTIŞMAYLA BİTTİ
Saat 18.30 olduğunda Bora Kaplan boğazının çok ağrıdığını, konuşamadığını belirtip devam edeceğini söyledi. Bunun üzerine şu tartışmalar yaşandı:
Başkan: Bu şekilde savunma yapmayı tercih eden sensin. Bilirkişi raporunu, ifadeleri satır satır okuyan sensin.
Bora Kaplan: Boğazım ağrıyor, konuşamıyorum. Keyfime mi yapıyorum?
Başkan: Biz de sabahtan beri dinliyoruz, devam et.
Bora Kaplan: Siz oturuyorsunuz. Ben ayaktayım ve konuşuyorum.
Başkan: Özetleyerek oku. Kendin bilirsin. Kimseye özel uygulama yapmıyoruz.
Bora Kaplan: Hiçbir sanık 10 tane olaydan sorumlu tutulmuyor.
Kaplan’ın Avukatı: Yarın öğlene kadar bitirsin. Ben gerekirse gece yarısına kadar yaparım.
Başkan: Daha kaç gün böyle devam edecek?
Bora Kaplan: Yarın öğlene biter.
Başkan: Tamam, yarın öğlene bitiriyorsun. Ben savunma hakkının kısıtlanmaması için müdahale etmiyorum, ama savunma hakkının da bir sınırı var. Yarına kadar ara veriyoruz.
Bu tartışmaların ardından Başkan, sanıkları ve avukatları şöyle uyardı:
“Cuma’dan itibaren vareste taleplerini kabul etmeyeceğiz. Karara çıkabiliriz. Cuma günü tüm sanıklar hazır edilecek. Tevsii taleplerini kabul etmezsek yargılamayı bitireceğiz.”
Bu arada bazı sanıklarla sohbet eden Başkanın, “Herkesin içi rahat olsun. Biz neyin ne olduğunu biliyoruz. Biz haklıyı da haksızı da görürüz. Kimse bizden şüphe etmesin.” dediği duyuldu.
Duruşmaya yarın devam edilecek.