Balyoz kumpasında görevi kötüye kullanma ve hürriyeti tahdit suçlamalarıyla yargılanan duruşmaya gelmeyen eski hakimlerden Menekşe Uyar hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Yazar ve gazeteci Müyesser Yıldız, mahkemeyi izleyerek olayın detaylarını aktardı.
Balyoz kumpası davasının soruşturma ve kovuşturmasında görev alan, bir bölümü firari 50 hakim ve savcı hakkında “görevi kötüye kullanma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve devletin güvenliğine ilişkin bilgileri açıklama” suçlamasıyla Yargıtay’da görülen davada ek savunma vermeye gelmeyen eski hakimlerden Menekşe Uyar hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Bu arada Adalet Bakanlığı, firari sanıklardan ikisinin Almanya’da, birisinin de Hollanda’da olabileceğini bildirdi.
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nde görülen davanın bugünkü celsesine örgüt üyeliğinden tutuklu sanıkların bir bölümü bulundukları cezaevlerinden, tutuksuz sanıklar ise bulundukları illerden SEGBİS’le bağlanırken, Ergenekon kumpasından verilen hapis cezasını tamamlayarak geçtiğimiz aylarda tahliye edilen Hüsnü Çalmuk duruşma salonunda hazır bulundu.
Kumpas mağdurlarından sadece Ali Deniz Kutluk, Can Erenoğlu, Mustafa Önsel, Mustafa Koç, Yusuf Ziya Toker, Hanefi Yıldırım, İsmet Kışla ve Av. Ahmet Erdem’in katıldığı duruşmada yine bu davayla birleştirilmesine karar verilen bazı dosyalarla ilgili beyanlar ve katılım talepleri alındı.
Sanıklardan Balyoz davası eski hakimi Ali Efendi Peksak, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun tarafsızlığını kaybettiğini ve yetkisi olmadığı halde yargı mercii gibi davrandığını öne sürdü. Balyoz davasının soruşturma/yargılama aşamasında Beşiktaş Adliyesi’nde 70 civarında hakim ve savcı görev aldığı halde bunlardan bir kısmı hakkında işlem yapılmamasının kanun önünde eşitlik ilkesine aykırı olduğunu anlatan Peksak, ayrıca Balyoz davasının görüldüğü dönemde “FETÖ” diye örgüt olmadığını belirterek, “Var ise buna ilişkin mahkeme kararı dosyaya getirtilsin.” dedi.
ÜÇ SANIK ALMANYA VE HOLLANDA’DA MI?
Bu arada dosyaya gelen evraklar hakkında bilgi veren 9. Ceza Dairesi Başkanı Maruf Alikanoğlu, Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve AB Genel Müdürlüğü’nün, haklarında yakalama kararı bulunan firari sanıklardan Mustafa Boz ve Mesut Özcan’ın Almanya’da, Mehmet Karababa’nın ise Hollanda’da olabileceğine dair istihbari bilgi gönderdiğini bildirdi.
“YATACAK YERLERİ YOK”
Peksak’ın ardından duruşma salonunda hazır bulunan müştekilerin beyanına geçildi. Mahkeme Başkanı Maruf Alikanoğlu, iddianamede adı geçmediği için katılan sıfatı verilmeyen emekli Jandarma Kurmay Albay Mustafa Koç’a, “Buraya kadar geldiğiniz için beyanınızı alayım.” diyerek söz verdi. Başkan Alikanoğlu, Koç’un, “Davaya katılmak istiyorum.” talebine de, “Böyle olmaz.” karşılığını verdi. Bu diyalogdan sonra Koç şunları söyledi:
“Benim bildiğim kadarıyla davanın her aşamasında müdahil olunabilir. Bu dağınıklık vicdanımızı yaralıyor. Yargılanan sanıklar örgütsel saikle, örgütün memuru olarak bana 16 yıl ceza verdiler. 4 yıl hapis yattım. Yargı içinde örgütlenmiş bir çete hukuk sisteminin içine yerleşti ve bize bu kumpası kurdu. Ama bunun bedelini sadece örgüt üyeliğinden 7 yıl ceza alarak ödüyorlar. Bunların suçu örgüt üyeliği değil, açıktan Anayasa’yı ihlâl suçudur. Bunun bedelinin ödetilmesi lâzım. Ali Efendi Peksak’ın, Ömer Diken’in yatacak yerleri yok.”
Başkan Alikanoğlu bu son sözlere, “Size böyle ifadeleri kullanmanız için söz vermedim. Seni dinlememem gerekiyordu. Nezaketen gelmişsin, emek sarf etmişsin, onun için dinledim.” diye müdahale edince Koç içini döktüğünü bildirdi.
“TSK’NIN DEPREM PLANI BALYOZ YÜZÜNDEN İPTAL EDİLDİ”
Katılanlardan emekli Koramiral Can Erenoğlu ek beyan olarak HSK’nın sanık eski hakim ve savcılarla ilgili meslekten çıkarma kararını mahkemeye sunarken, emekli Kurmay Albay Yusuf Ziya Toker şöyle konuştu:
“Bugün çok önemli bir gün. Tam 13 yıl önce, 11 Şubat’ta 163 masum subayı tutukladılar. O geceyi unutmak mümkün değil. Biz de onlara Harbiye Marşı’yla cevap verdik. Tüm Balyoz duruşmalarında olan Ali Efendi Peksak’a şunları sormak istiyorum: dosyadaki sözde belgelerde tek bir ıslak imza var mıydı? CD’lerin üzerindeki yazının makinayla yazıldığından haberi var mıydı? O sözde belgelerin tümünü 5 değişik ülkeden 5 yargıca incelettik; ‘Bunlar sahte.’ dediler. Bundan haberi var mıydı? Biz davamızı falan geçtik. Ülkemizin geldiği hâl ortada. 6 Şubat depremini yaşadık. TSK’nın deprem planı vardı. Balyoz davası yüzünden iptal oldu. Asker 6 Şubat’taki depreme 3 gün gidemedi. Yunanistan sınıra duvar ördü. Neden? Çünkü tüm gizli planlarımız yayımlandı. Bunların casusluktan da yargılanması gerekiyor.”
Duruşmaya katılan diğer kumpas mağduru isimler de özetle şunları anlattı:
Emekli Jandarma Kurmay Albay Hanefi Yıldırım: “Müdahillik talebim kabul edilmedi. Oysa ben de yargılandım. Dosyada 500 yerde ismim var. Hrant Dink cinayetini bile bana yüklediler. Bu kişiler bilerek ve isteyerek görevlerini kötüye kullandılar. Müdahillik talebimin kabul edilmesini istiyorum.”
Emekli Kurmay Albay Mustafa Önsel: “Ali Efendi Peksak’ı dinledik. Beni ilk tutuklayan nöbetçi hakimdi. Ne büyük ironi; adil yargılamadan, hukuktan bahsediyor. Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz; darbeyi kim yapar, söyleyeyim. Cezası onanan 131 muvazzaf askerden yüzde 82’si denizci, yüzde 14’ü jandarma ve havacıydı. Karacı tek bir kişi vardı. Darbeler karacıların yaptığı bir hadisedir. Çetin Doğan herkesi bırakmış; hiç tanımadığı, rütbesi yarbay, binbaşı olan denizcilerle darbeye kalkışmış. Bu rakamlar, Balyoz davasının ne kadar absürt olduğunu göstermeye yeter. Dosyada Hanefi Yıldırım’dan sonra adı en fazla geçen benim. Burada hangi karar çıkarsa çıksın, bu kişiler Türk Milleti’nin vicdanında zaten cezalandırılmışlardır.”
Emekli Tümamiral Ali Deniz Kutluk: “Beni 18 yıl hapse mahkum ettiler. Bunun 4 yıla yakın süresini cezaevinde geçirdim. İddianamede ismim var, yok – bilemem; ama ben müştekiyim. Kararınızı tekrar gözden geçirmenizi istiyorum.”
Son olarak, askeri hakimken Balyoz kumpasında yargılanan müşteki avukatlarından Ahmet Erdem söz aldı. Bu davada artık bir karar verilmesini isteyen Av. Erdem, “Dava, görevi kötüye kullanma suçundan zamanaşımından düşecek. Hâlâ dosya birleştirmelerinden söz ediliyor. Dişe dokunur sadece hürriyeti tahdit suçlaması kaldı. Lütfen bir an önce dosya esas hakkındaki mütalaasını sunmak üzere savcıya tevdi edilsin ve bir karar verilsin. 4 yıl oldu. Bitsin efendim. Beraat edebilecek hakim savcılar var, onlar mağdur olmasın; ama suçlular da ceza alsın. Bir önceki celsede Ergin Saygun Paşa’nın da söylediği gibi, sonucu ölmeden görelim. Yoksa bu dava zamanaşımına kadar gidecek.” dedi.
Mağdurların beyanlarından sonra yeniden söz verilen sanıklar, katılım talebi kabul edilmeyen isimlerin söylediklerinin dikkate alınmamasını isterken, “hakarete varan beyanlarını kendilerine iade ettiklerini” bildirdi. Balyoz davasında 7 subaya “suç için anlaşma” suçundan ceza verildiğini de hatırlatan sanıklar, “Savcı, sadece 7 kişi için değil, tümü için temyize gitse bunlar da yargılanacak ve hükümlü olacaktı. Hüseyin Ersöz gibi avukatlar da bu davanın boşa çıktığını ağızlarından kaçırmışlardır, ama hâlâ aynı şeyi anlatıyorlar.” suçlamasında bulundu.
Duruşma sonunda mütalaası sorulan Savcı, firari sanıklar hakkındaki yakalama kararının devamını, zamanaşımı gözetilerek dosya birleştirme ve tanık dinlenmesi taleplerinin reddedilmesini, Balyoz’da yargılanan isimlerin ne kadar tutuklu ve hükümlü kaldıklarının tespiti için cezaevlerine yazı yazılmasını, ayrıca tebligat ve uyarıya rağmen ek savunma vermek için duruşmaya gelmeyen tutuksuz sanık eski hakim Menekşe Uyar hakkında yakalama kararı çıkarılmasını istedi.
Verilen aranın ardından Mahkeme Başkanı Maruf Alikanoğlu, Menekşe Uyar hakkında yakalama kararı çıkarılmasının, Mustafa Koç’un katılma talebinin reddedilmesinin ve müştekilerin tutuklu/hükümlü olarak kaldıkları sürenin tespiti için cezaevi müdürlüklerine yazı yazılmasının kararlaştırıldığını ve duruşmanın 6 Mayıs’a bırakıldığını açıkladı.