HDP’yi zaten söylemeye gerek yok. Onlar siyasi terörist.”
“O yuvarlak masalarda neler görüşüyorsunuz, konuşuyorsunuz hepsi ortada… Unutkanlığınıza geldi galiba, HDP’yiniye almadınız? Onu da yanınıza alın. Arkadaşlarımız güzel söylüyor, herhalde masanın altında mı kaldı ne oldu? Herhalde şimdi de bir ziyarete gidersin. Ziyarete git ki, unutulduklarını anlamasınlar.”
“HDP, gerçek anlamda bir sivil siyasi parti olmadığını, terör örgütünün payandalığı dışında bir hükmi şahsiyeti bulunmadığını bir kez daha ispatlamıştır… İnşallah yakında Kandil diye bir yer kalmayınca, bu parti görünümlü terör örgütü payandasının da varlık sebebi ortadan kalkacaktır. Ülkemizi, çözüm süreci gibi bir fırsatı dahi değerlendirmekten aciz bu yapının yükünden kurtarmak, 2023’ün en önemli kazanımlarından biri olacaktır.”
“PKK terör örgütünün parlamentodaki uzantısı durumunda olan bu hainlerin her şeyden önce bir defa bu milletin vergi ve ücretleri ile beslenmesine benim milletim artık tahammül edemiyor.”
“HDP’yi allayıp pullayarak, meşrulaştırma ve iktidara ortak etme peşinde koşanların ellerinde yapılan her terör saldırısında dökülen kanların izi vardır, olacaktır.”
Bunların tamamını son 10 ayda Erdoğan söyledi.
Çok değil iki hafta önce, üstelik Diyarbakır’da da şunları:
“HDP denen parti görünümlü emperyalist operasyon aygıtı, sadece 50 bin Kürt vatandaşımızın canına mal olan terör örgütünün payandası değildir, bu fitne yuvası, aynı zamanda toplumumuzun manevi temellerini hedef alan tüm sapkınların en başta aktörü durumundadır. CHP kurduğu altılı masaya çantada keklik gördüğü bunları almaya tenezzül dahi etmemiş, masanın altında onları tutma yoluna gitmiştir. Bunlar da masa altında kalmış olmanın mahcubiyetiyle gidip İstanbul’da adı sanı bilinmeyen bir grup marjinal parti ile güya ittifak kurmuşlar… Kimin kiminle yürüdüğünü hep beraber görüyoruz. Bunun için biz, hep yaptığımız gibi tercihimizi haktan, hakikatten, adaletten yana yaparak yolumuza devam ediyoruz.”
Türban Nelere Kadirmiş!..
Bitmedi.
Malûm, MHP’nin isteği üzerine HDP hakkında kapatma davası açıldı. Erdoğan, bu konuda doğrudan yorum yapmaz, kimi AKP yöneticileri de kapatmaya soğuk bakarken geçtiğimiz Mayıs’ta, “Birleşik Arap Emirlikleri baktı ki, Türkiye’ye diz çöktüremiyor… teslim oldu.”şeklindeki açıklaması üzerine görevden alınan AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan, vatandaşların kendilerine, “Meclis’te terör propagandasına, casusluk faaliyetlerine, milli güvenlik sorunu haline gelen o siyasi partiye ve onun destekçisi CHP’ye, bölücü ve terör propagandası söylemlerine niçin müsaade ediyorsunuz?” diye sorduğunu anlatıp şöyle konuştu:
“HDP elbette hem siyasi olarak kapanacak hem de siyasi olarak kapatıldıktan sonra hukuken de kapanacaktır. Yani milletimizin vicdanında kapanacaktır… Milletimizin artık bu partiden ümidi kalmamıştır. 83 milyon, bu partinin kapatılmasını hem siyaseten sandıkta hem de hukuken anayasal düzen çerçevesinde arzu etmektedir.”
Bitmedi.
Geçen yıl, milletvekilliği düşürülen Enis Berberoğlu’nun durumunu görüşmek üzere Meclis’teki gruplarlarla yapılan görüşmeler sırasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun HDP yöneticileriyle görüntü vermemesine AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın tepkisi şu oldu:
“Düne kadar yok saydıkları, küfrettikleri partilerle görüşmelerinden rahatsız değiliz… Diğer partilerle yapılan görüşmelerde iki genel başkan varken, HDP ile CHP görüşmesinde, CHP bayrağı kaldırılmış; ama kürsüdeki bayrak unutulmuş. CHP Genel Başkanı açıklamada yok, kayıp. Ortaklık var, ortak yok. Ev sahibi ise misafir nerede, misafir ise ev sahibi nerede? CHP’nin, PKK’nın sivil kanadı olan HDP ile arasındaki ilişkiyi en iyi özetleyen fotoğraf işte bu fotoğraf… Bu korkaklık eziklik unutulamayacak. Bu fotoğraftan çıkan sonuç, yol arkadaşından utanıyorsan, ya yol yol değil, ya arkadaş arkadaşın değil. HDP, bu pespayeliğe razı oluyorsa diyecek lafımız yok.”
AKP Meclis Grup Başkanlarının HDP Grubu’nu ziyareti, işte tüm bu ağır sözlerden sonra geldi. Hiç korkmadan, çekinmeden rahat rahat ve -en az Dolmabahçe mutabakatı kadar tarihi- poz da verdiler.
Ziyaretin sebeb-i hikmetini biliyorsunuz; türban ve “aileyi koruma“gerekçesiyle Anayasa’da yapılacak değişikliğe destek istemek.
Değil TBMM’de kabul edilmesi, referandumun önünü açacak sayıya ulaşılmasının bile imkânsız olduğu belliyken; bir kez daha gördük mü, türban nelere kadirmiş?!
HDP’nin ne “teröristliği“, ne “elindeki kan izi“, ne “emperyalist aygıtlığı“, ne de “sapkınlığı“ kaldı.
“83 milyon vatandaşımızın, bu partinin kapatılmasını istediği“ bile unutuldu.
HDP Ziyaretinden Önce Bunlar Oldu
Yok, meramımız AKP’nin bilmem kaçıncı kez tanık olduğumuz “Dün dündür bugün bugündür“ anlayışı değil; o buluşmanın neyin işaret fişeği olabileceğine dikkat çekmek.
İktidar-İmralı temasları sır değil.
Evvela, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri üzeri teröristbaşından mektup getirtilip devletin Anadolu Ajansı aracılığıyla yayımlandı. Ardından teröristbaşının kardeşi Osman Öcalan TRT’ye çıkarıldı.
Yakın zamanda da bizzat Erdoğan, hem “Edirne’deki“ Selahattin Demirtaş’ın “en büyük hesabı İmralı’dakine vereceğini“ hem de“Öcalan’ın, Demirtaş’ın oradan verdiği mesajlardan rahatsız olduğunu“ açıkladı.
Besbelli, avukat ve aile görüşü yasağı olan teröristbaşıyla bir iletişim var.
Yakın zamandaki kimi gelişmelere bakalım.
Geçmişte teröristbaşının devletle, hasta tutuklulular için yaptığıpazarlıklar malûm.
Acaba ağır hastalığına rağmen daha önce “Cezaevinde kalabilir”raporu verilen Aysel Tuğluk‘un tam da AKP‘nin HDP‘yi ziyareti öncesi tahliyesi tesadüf müydü?
Bir başka konu.
HDP hakkında 7 Haziran 2021’de açılan kapatma davasında, bugüne kadar tam üç kez ek süre verildi. Son ek sürenin verildiği tarihi de 26 Ekim. 1 ay sonra yeni bir süre verilmezse kapatma sürecinin üzerinden tam 17 ay geçmiş olacak.
Oysa iktidar partisi AKP hakkında 14 Mart 2008’de açılan kapatma davası sadece 4 ayda sonuçlanmıştı.
Şunları da kaydedelim:
Nedense çok dikkat çekmedi; ama Sedat Peker, Doğu Perinçek’in İmralı’ya gidip teröristbaşıyla görüştüğünü öne sürdü.
Keza Doğu Perinçek, “duyum değil, tespit“ diyerek; “Türk devleti kısa zaman sonra Abdullah Öcalan’ı çıkartacak, ‘Silahları bırakın, biz yanlış yaptık‘ dedirtecek. Televizyonlara falan çıkartacak.” iddiasında bulundu.
Perinçek son olarak önceki gün de Kandil’e şöyle seslendi:
“Kardeşinize kurşun sıkmayın. Elinizdeki Amerika’dan, İsrail’den aldığınız silahları kardeşlerim bırakın. Bırakın yere atın. Türkiye sizi kucaklamaya hazır. Amerikan silahıyla birbirimizi vurmayalım, kucaklaşalım, birleşelim. Emeğimizle kol kola vererek, omuz omuza vererek Türkiye’mizi aydınlıklara, berekete, kardeşliğe götürelim.”
“Türkiye Yüzyılı Vizyonu”na Açılımı mı?
Sadede gelirsek;
AKP’nin, Anayasa’da “türban ve aile” düzenlemesi üzerinden tarikatlar ve cemaatlere 2023 mesajı verdiği, bu vesileyle de HDP ile yeniden görüşmelerin kapısını araladığı ortada.
“Açılım-saçılım” süreci de gösterdi ki, AKP ile HDP’nin Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Anayasa‘sına ilişkin ortak nokta ve hedefleri, diğer partilerden daha fazla.
Türkçesi; “Bugüne kadar ne yaptıysa AKP yaptı; bundan sonra da ne yapılacaksa ancak AKP yapar.” deniyor.
Ancak gördüğümüz kadarıyla herkes, Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin bu buluşmaya nasıl tepki göstereceğini merak ediyor.
Eğer hâlâ MHP destekli ise İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun dünkü, “Yıllardır, ‘PKK’nın partisi‘ diyoruz, alınmıyorlar, utanmıyorlar, itiraz da etmiyorlar. ‘Hayır öyle değiliz‘ demiyorlar. Bilakis her platformda savunuyorlar… Hâlâ utanmadan Diyarbakır, Şırnak, Cizre sokaklarında geziyorlar. Hâlâ utanmadan PKK elebaşına özgürlük istiyorlar. Hâlâ utanmadan PKK için eleman istiyorlar. Çocukların dağa gitmesine aracılık ediyorlar. Ankara’da güya siyaset yapıyorlar, Meclis’te el kaldırıyorlar. Ve bu katliamların, bu yaşananların biri için bile milletten, tarihten de özür dilemiyorlar. Siyasette yüzsüzlük ve utanmazlık abideleri.” sözleri önemli; ama unutmayalım ki, Erdoğan ve Bahçeli birbirlerine ne hakaretlerde bulunduktan sonra “müttefik”oluverdiler!..
Keşke CHP ve HDP’liler koridorda bile karşılaştığında, “İşte teröristlerle yan yana geldiler” deyip Diyarbakır’da eylem yapan anneler ile şehit yakınlarının ve gazilerin tepkilerini yansıtan iktidar medyası, onlara şu AKP-HDP buluşmasını da bir sorsa!..
Müyesser YILDIZ
7 Kasım 2022