Normal demokratik bir ülke 23 yılda tüm kurumları çürümüşken nasıl bir parti halâ iktidar da kalabilir?
Milli gelirimiz 15.463 dolara yükselip üst gelir seviyeli ülkeler sınıfına çıktık. Bu sözler bizde ekonomik kriz yok diyen Almanya, Norveç maliye yetkilisi kim acaba? Kim bu güzel insan ağzından bal akıyor demeyin. Mübarek günlerde sizi daha fazla yormadan açıklıyorum: Bu talihli ve kalkınmış zengin ülke emekliye 14.650 lira, AZgari ücretliye 22.500 lira verip fitre ve zekâta muhtaç eden Akape’nin yönettiği Türkiye Cumhuriyeti.
Sayın yetkili sarayda her gün altı yüz kişiye iftar verilen verilen kalkınmış ülkemizden bahsediyorsa çok haklılar. Merak ettiğim o sofrada kimler var. Emekliler, AZgari ücretliler, işsizler var mı? Yoksa tüm seneyi zoraki oruçlu geçirenler yok mu? İnşallah iktidar mensubu olmak tek koşul değildir. Kul hakkının tıka basa yendiği günümüzde helal lokmayla iftar açanların tuttukları oruçları Allah kabul etsin.
MUHALLEBİ Mİ MUHALEFET Mİ
Normal demokratik bir ülke 23 yılda tüm kurumları çürümüşken nasıl bir parti halâ iktidar da kalabilir?
Ekonomi ortada, adalet ortada. İyiye giden bir kurum gösterin gidip kapısında yatacağım. Durum böyleyken muhalefet hazretleri neler yaptı şöyle dişe dokunacak.İktidarın önüne attıkları yapay gündemle boğuşurken…
Sayın Erdoğan’a ilk Cumhurbaşkanlığını altın tepside Bay Kemal sunmadı mı? CHP parti kararı almış Eskişehir ve Türkiye’nin büyük kesimlerince ideal adayı Yılmaz Büyükerşen’i Eskişehir’e gidip aday göstermesi planlanırken Bay Kemal hiç adaylığından söz etmedi Sonra Ekmeleddin faciasıyla Sayın Erdoğan Cumhurbaşkanı oldu.
Kimse Cumhurbaşkanı olup olmama şartlarını araştırmadı. Araştırsalar itiraz edip devamlı gündem oluştursalar 4 yıllık üniversiteli olma koşulunun olup olmadığı belli olurdu. Devlet sırrı değil ki açıklanmasın. Birgün gerçek ortaya çıkarsa Cumhurbaşkanlığının imzaladığı tüm kararlar nasıl geçerli olacak? Seçim yapılırken neden mühürsüz oylar nasıl geçerli sayılır? Muhalifler sadece cılız sesler çıkarak olayı protesto (!) ettiler.
Anayasa gereği üçüncü kez aday olamaz denilen Sayın Erdoğan şimdilerde ilelebet Cumhurbaşkanı olabilmek için yeni Anayasa yapma isteğinde hem de dün kaka dediği DEM ilerle kanka olurken. Muhalif CHP iktidar değirmenine yaratılan Kürt sorunuyla su taşıyor. Nedir bu Kürt sorunu? Sorun yaratan soykırıma uğradık yalanıyla Kürt kimliğine bürünen gizli Ermeni ve ona hizmet eden devletler. Amaçları yeni açılımlar/saçımlar yaparak TC’ni yıkmak. Ülke günlerdir ibret ve hayretle bir ihanet tiyatrosu izliyor. İktidarla aramızda bir pazarlık yok diyen DEM’lilerin masum istekleri arasında “Federasyon ve Özerklik” yok ama istedikleri şimdilik şunlar: Merkezî yönetimler yerine güçlendirilmiş yerel yönetimler. Görünürde masumâne olan bu isteklerin gerçek açılımı güvenlik,kaynakların yerel yönetimlerce kullanılması. Bu konuda aylar önce bir partili Dicle ve Fırat bizim topraklarda merkezi yönetimin buralarda hakkı yok diyebilmiştir. Son olarak Kandil’den Cemil Bayrak yaşanan ihanetin özetini şöyle çıkarmış: Türkiye’nin yaşadığı sorunlar onları Önder Apo’nun ayağına gitmeye mecbur bıraktı. Önder Apo’yu tasfiye etmek istediler ama Önder Apo’ya ve Kürtlere muhtaç oldular. Durum böyle netken CHP de Kürt sorunu masalının sözcülüğünü yapıyor. Atatürk’ün partisi olmayan sorunun avukatlığını nasıl yapar? Sayın İmamoğlu’nun diplomasının sahte olup olmadığı kayıkçı kavgası gibi. Yahu sahte mahte siz Sayın Erdoğan’ın diplomasını neden bir kez görelim diye yüksek sesle konuşmazsınız? Diploma sorunu aslında Sayın Erdoğan’ın ayağına kurşun sıkmak demek olacakken yeterli ses çıktı mı? Neden sadece muhalif belediyelere kayyum atanır. Burada iki kez yerine kayyum atanan Mardin Belediye başkanının İmralı için nasıl barış elçisi olduğunu aklı eren bir iktidar mensubu açıklasın da mutmain olalım. Nedense bütün yolsuzluklar CHP’li belediyelerce yapılır Ankara’yı yirmi yılda yöneten(!) İ.Melih Gökçek hakkında yüze yakın yolsuzluk dosyası varken muhalefet süs pus devamlı kendini savunmada. Futbolda bir terim vardır, en iyi müdafaa hücum etmektir. Muhalefet yıllardır bir suçlu gibi iktidarın hücumları karşısında ceza sahasından çıkamıyor. Benim kişisel görüşüm muhalefet Sayın Erdoğan’ın daha önce söylediklerini tekrar tekrar gündeme taşıması. Mesela iki örnek.
Eğer bir ülkede halk bunalıp ellerini semaya açarak adalet çığlığı atacak hale geliyorsa oradaki yargı sisteminde bir sorun var demektir.
İslam’ın güncelleşmesi lazım. Siz 1450 yıl önceki kurallarla bu günkü toplumu yönetemezsiniz. (Bunu muhalifler söylese adamı çarmıha gererlerdi. Hiçbir tarikat ve cemaatten ses çıkmadı)
Muhalefet muhallebi olmayı bıraksın sesi ve eylemleri gür çıksın. Kararsız oylar halâ en çok oy alan kesim oluyorsa iyi düşünmek lazım. İktidar bunca çürümüşlüğe karşın neden en çok oy alan CHP ile baş başa gidiyor diye.
