Sivas katliamında elinde benzin bidonuyla giden faillerden bir caninin fotoğrafları varken yaş haddi(!) ve sağlık nedeniyle Erdoğan’ın yetkisiyle tahliye edildi… Halen içeride FETÖ’cü savcılarca 28 Şubat darbe girişimi suçlamasıyla hapisteki paşalarınız aklımıza geliyor(hiç çıkmasalar bile).Türkiye de idam cezası yok kâğıt üzerinde ama, yaşları 80 ve üzerindeki Türk Paşalarına yıllarca ceza verilerek hapiste ölmeleri reva görülmekte. Hepsinin ciddi sağlık sorunları var yaşları gereği.
Dün sosyal medya ve televizyonlarda milli(!) fenomenlerimizden Bahar Candan açlık grevi sonucu hapiste 37,5 kiloya düştüğü için tahliye edildiğini görünce aklıma rahmetli Kuddusi Okkır geldi.
Rahmetli sözde uydurulan Ergenekon Davalarında Ergenekon’un gizli kasası suçlamasıyla(!) yok yere hapse atılmıştı yüzlerce suçsuz vatansever gibi. Hapiste kanserden bir deri bir kemik kaldı, evinde ölsün denilerek son günlerinde tahliye edildi. Evinde kameralara son bakışları her insan her Türk milliyetçisi gibi benim beynime de çiviyle kazıldı.
Sivas katliamında elinde benzin bidonuyla giden faillerden bir caninin fotoğrafları varken yaş haddi(!) ve sağlık nedeniyle Erdoğan’ın yetkisiyle tahliye edildi… Halen içeride FETÖ’cü savcılarca 28 Şubat darbe girişimi suçlamasıyla hapisteki paşalarınız aklımıza geliyor(hiç çıkmasalar bile).Türkiye de idam cezası yok kâğıt üzerinde ama, yaşları 80 ve üzerindeki Türk Paşalarına yıllarca ceza verilerek hapiste ölmeleri reva görülmekte. Hepsinin ciddi sağlık sorunları var yaşları gereği.
Sayın Erdoğan yetkisini 15 Temmuzcu bu savcıların verdiği kararı uygulayıp neden hapiste ölmelerini bekliyor?
İçerde suçlu suçsuz yüzlerce mahkûm bedenen ve ruhen çökmüş bazıları neden tutuklu olduklarının bile farkında değil.
Adalet adil olursa adalet olur. Yoksa bir partinin ismi ve tabelasında kalır.
FIRILDAK SİYASET
Gündemin fırıldak gibi döndüğü yurdumuzda siyasetimiz de aynen böyle. Amerika Irak’ı ilk işgal ettiğinde yirmi otuz yıl öncesi yaptığı plandan sadece birkaç dakikalık sapma olmuştu. Bir milyon Müslümanın öldürüldüğü, yüzbinlerce kadın ve genç kızın tecavüz edilip hazinesinin kaçıldığı, halâ petrolüne konduğu o günlerde ABD başkanı Bush “bu bir Haçlı Seferi” derken dini bütün(!) Abdullah Gül televizyondaki görüntüleri yalanlayıp “onu demek istemedi” diyebilmişti…
Neyse konumuzun daha netleşmesi için modern Afganistan’ın şimdi nasıl dünyanın 1.000 yıl gerisine götürüldüğüyle ilgili…
İngiliz ajanı ülkesinde Müslümanlık ve Afgan dili üzerinde iyi bir eğitim alıp önce bir Afgan köyüne yerleşir bir garip derviş(!)olarak. Çok geçmeden o köyde hoca olur, halkı aydınlatmaya(!)başlar. Günler geçtikçe şanı kasaba filan derken başkent Kabil’e kadar ulaşır. (Bizdeki Fetöş örneği). Halkı Atatürk dostu krala karşı “Din elden gidiyor” diyerek isyan ettirir. Görevi bitip uçakla Afganistan’dan giderken düşürülen Afgan kralının karşı koltuğuna oturup gülerek ona bakar. Bakışlardan rahatsız olan kral bu adama kim olduğunu sorar. Aldığı yanıt çok ibret vericidir. “Ben Molla…yıllarca ülkende seni devirmek için çalıştım. Görevim bitti sakalımı kesip İngiltere’ye dönüyorum…”