Bu konularda halkın çok büyük bir kısmı Akape ve MHP gibi düşünmüyor. Bu davranışlarla iktidardakiler kendi ayaklarına kurşun sıkmıyor mu? Muhalefeti bile muhalefete bırakmayanlara ne diyelim kıt aklımızla.
İktidar Muhalefetin yapamadığını kendi yapıyor, ayağına kurşunlar sıkıyor.
- Kurşun: Apo’ya umut affı çıkartılıp TBMM de konuşsun diyen Devlet Bahçeli suçlu değil… Teğmenler yemin töreni bitmiş, protokol gitmiş, kendi aralarında kılıç çekip Mustafa Kemal’in Askerleriyiz diye bağırıyorlar. Önce Akape’den bir vekil bu normal diyor, ardından devletlü bahçeci bu ne cür’et diye yaşananlara tepki koyuyor. Bir hafta sonra Sayın Erdoğan imam hatipli bir toplantıda “Bu kılıçları kime sallıyorsunuz” diyor. İyi de Sayın Erdoğan siz orada yokken neden üzerinize alınıyorsunuz… Özel Kuvvetler Komutanlığında aynı yemin yasak değilken, Teğmenlerin demesi mi yasak? Bu konuda tam bir dezenformasyon suçu işleyenler birbirleriyle yarışıyor. Neymiş atılması gereken neden sadece iki cuntacı Teğmen mi varmış… Bir basurzede müneccim dostu varmış gibi konuşuyor saray sözcüsü gibi. Sayın Erdoğan’ın ordudan atılması istediği Teğmen sayısını veriyor. Sahi bu Teğmenlerin yarılanmadan ordudan atılması Sayın Erdoğan’ın yetkisindeyse onca komutan ve Milli Savunma Bakanı ve Adli kurumlar varken doğru olabilir mi?
Bizde kâğıt israfı basın ve onu okuyan vekil ve bakanlar yargılanmadan ceza kesebiliyorlar. Son olarak Adalet Bakanı Sayın Kılıçdaroğlu için CHP’lilere sonunuz böyle olur diye ikazda(!) bulunuyor. Zaten Sayın Kılıçdaroğlu’nu partisi bile yeniden Genel Başkan yapmamış diye dert ediniyor. Sayın Bakan sizde böyle bir dert(!)yok lideriniz ebedi ve tek başkan nasılsa…
Teğmenler için verilecek ceza disiplinsizlikmiş. Önce Cuntacı ve FETÖ’cü diye suçlanan Teğmenlerimiz şimdi disiplinsizlikle suçlanırken bir generalin üniforması üzerine cübbe giyip sarık takarak tarikat toplantısına katılması suç ve TFT disiplinsizlik değilmiş ki, muhterem paşa bir yıl sonra ceza almadan emekli oluyor. Suçunun Teğmen değil General olması onu suçsuz mu yapıyor?
- Kurşun: Nasuh Mahruki ,YSK’yı eleştirmekten tutuklu. Devletin bütün kurum ve yöneticilerini eleştirmek, fikir beyan etmenin suç olduğunu bilmiyoruz. YSK seçimin bitmesine son dakikalar kala mühürsüz oyların kabul edileceğini söyledi, belki de seçim sonuçlarını etkiledi… İstanbul Belediye Başkanı seçimlerinin ilkinde zarftaki 4 zarftan sadece 1 tanesini iptal etmesinin sırrı bugün bile meçhul…Muhalefetin ısrarla “parmak boyası” seçimlerde kullanılmasını YSK yine reddetti. Ölülerin ve bir evden ondan fazla kişilerin oy kullanılması şüphesi giderilmez miydi?
- Kurşun: VİP salonlarında yapılan altın kaçakçılığı… İlk olarak eski bir Bakan yardımcısı Dubai dönüşünde yanında yardımcısının valizin de 60 kilo altınla yakalanıyor Haklarında şimdiye kadar bir soruşturma ve ceza yok. Gece yarısı apar topar tutuklanmıyor. Eski bir Bakanın kurumuna korona zamanında deterjan sattığı için istifası isteniyor sadece… Son olarak 3 MHP vekilin adı yine bir altın kaçakçılığına karışıyor. Devletlü Bahçeci partisinden istifalarını istiyor. Olay doğruysa neden savcılık soruşturma açmaz dokunulmazlıkları kaldırılarak? Olaylar sadece bunlarla sınırlı değil tabi. Devletin en üst makamlara getirdiği bu kişilerin bu kadar altın sevici ve düşkünlüğü neden? Bu da mı ticari ya da devlet sırrı? (Anadolu toprakları altın madenleri için yabancı firmalarca altı üstüne getirilirken devletin aldığı pay sadece %2)
Altın kaçakçılığı için kimseyi suçlamadan görüşlerini bildiren,mesleği gazeteci olanlara dava açılıyor dezenformasyon yasağı nedeniyle.
- Kurşun: Bebek katilleriyle ilgili… 2016’da ortaya çıkan bu vahşete neden 2024’e kadar göz yumulmuş adeta. Sayın Sağlık Bakanı o zaman İstanbul İl Sağlık Müdürü değilmiş gibi Bakan yapılarak ödüllendiriliyor sanki…Bu konuda neden devlet memuru ve özel hastane sahiplilere dava açılmıyor?
Bu konularda halkın çok büyük bir kısmı Akape ve MHP gibi düşünmüyor. Bu davranışlarla iktidardakiler kendi ayaklarına kurşun sıkmıyor mu?
Muhalefeti bile muhalefete bırakmayanlara ne diyelim kıt aklımızla.