Kravat takmanın ceza hafifletme nedeni sayıldığı ülkemizde aklımın ve vicdanımın almadığı diğer bir konu, zaman aşımı. Daha doğrusu zamandan aşırıp suçlunun beraat ettirilmesi. Burada zaman aşımı süresince faili yakalayıp adalete teslim etmeyenlerin de hiç mi sorumlulukları yok?
Birkaç gün önce 23.yaş gününü kutlayan bir hemşire göz göre göre trafikte katledildi. Merhum genç kız kırmızı ışıkta elektrikli taşıdı ile beklerken arkasından 110 kilometre hızla gelen cani tarafından çarpılır, metrelerce sürüklenip vefat eder(Olay kameralarla sabit).
Bu durumda adalet sistemi nasıl işlemeli? Savcı cani için iki kez tutuklama ister ama mahkemede adli kontrol şartıyla serbest bırakılır …
Bu tür benzer olayları gün geçmiyor ki her gün görmeyelim… Kravat takmanın ceza hafifletme nedeni sayıldığı ülkemizde aklımın ve vicdanımın almadığı diğer bir konu, zaman aşımı. Daha doğrusu zamandan aşırıp suçlunun beraat ettirilmesi. Burada zaman aşımı süresince faili yakalayıp adalete teslim etmeyenlerin de hiç mi sorumlulukları yok? Ateşler hep düştükleri yerleri mi yakacak!!!!
Yıllar önce bende benzer bir durumun karikatür ile anlatımını çizmiştim. İlk kez adliye yüzü gördüm. Çizim şöyle: Trafikte bir kadının bacağı kopuyor, sürücü 2-3 kadar bir ceza(!)alıp resmen suçtan yırtıyordu. Ben de kadının kopan bacağını havaya kaldıran sürücüyü “Yaşasın Adalet” derken çizmiştim. Meğer bu fena halde suçmuş. Savcı beyle uzun bir süre konuştum sonunda “karşınıza böyle bir suçtan(!) dolayı gelmekten ülkem adına utanıyorum, keşke bir gasp ya da yaralamaktan gelseydim bu kadar üzülmezdim” dedim.
Bu genç kızın ailesinin başına gelenler o kararı veren kişilerinde (Allah korusun) başlarına gelse yine aynı kararı verebilirler miydi?
Devletin dini adalettir…