Metin, Türkiye’deki güven eksikliği üzerine odaklanmaktadır. Yazar, Milli Eğitim Bakanı’nın açıklamalarından yola çıkarak toplumsal güvenin aşındığını belirtiyor. Makale, devlet kurumlarının güvenilirliğini sorguluyor; özellikle seçimlerin, sınavların, TÜİK verilerinin, yargının ve siyasi mülakatların şeffaflığına yönelik şüpheleri dile getiriyor. Terörizmle mücadeledeki çifte standartlar ve siyasi söylemlerdeki tutarsızlıklar eleştirilirken, yazar güvenilecek hiçbir kurumun kalmadığını vurguluyor. Metin, Türkiye’deki siyasi ve toplumsal kutuplaşmanın güven üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekiyor.
“Sizin tarikat ve cemaatler dediklerinize biz Sivil Toplum Kurumları diyoruz” diyen Sayın Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin “LGS sınavları güvenilir olduğu için iptal edilmeyecek” deyince aklıma çoktan unuttuğumuz güven duygusu geldi. Üşenmedim Google amcaya sordum, aldığım yanıt: Bir kişi veya kuruluşa duyulan inançtır.
“Bu zamanda babana bile güvenmeyeceksin” sözü artık gerçekleşti. Utanmanın ve Allah korkusunun olmadığı yurdumuzda. Nasıl olsun ki? “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” diyen onurlu teğmenlerimiz disiplinsizlik yaptılar diye ordudan ihraç edilirken eli kanlı terörist başı itibar görüp kurucu önder olarak TBMM de konuşsun diye davet ediliyor. Göstermelik otuz silahı yakınca ortalık süt liman oluverdi. PKK’lı 200 kişiyi salınıverdiler, kahramanlar gibi çakarlı araçlarla karşılanırken, siyasi esirler tutuklu olarak yargılanmayı beklerken kanserle savaşıyorlar hastane hastane gezdirilerek. Son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bizzat Tayyip Bey in dediği şantaj montaj videolarda Kılıçdaroğlu Kandil canileri arasında gösterilmişti. Şimdi şantaj montajdaki canilerle bugün kanka olan bu siyasiler değil mi?
Ben ampul iktidarından beri(CHP altı ok, MHP üç hilal amblemine karşın AK parti ampul) hiçbir seçim ve sınava güven duymayanlardanım. TÜİK verilerine inanan canlı var mı? En fazla gerçek enflasyonun yarısı kadar bile değil. Ve her gün Türk Adaleti Bağımsız ve Tarafsız diyen Adalet Bakanına mı inanacağız? “FETÖ bizi devirecek” diyen fakat TBMM araştırma yaptırmayan Akape’ye mi… Ya mülakat denen torpilin ağababasına güvenen zekâ var mı? Hele “yangın söndürme uçağı ve helikopterlerinde Avrupa’da birinci dünyada ikinci” diyen siyasilere halâ inanan var mı? Sunucu Fulya Hanım kızımıza göre gece yangınları için Bakanlık değil pilotlar karar verecekmiş. Neden acaba karanlıkta ellerine el feneri mi verecektik alevleri görebilsinler diye mi.
Her kurumu çürümüş bir ülkede kime güven duyacağız? Son olarak Atatürk’ün partisi CHP’nin APO’lu DEM’li komisyonda ülkenin geleceğini görüşmesine mi güveneceğiz?