Günümüz adalet anlayışını anlatan ironil bir hikâye…
Kentin en işlek meydanında aniden durdu. Neden durmuştu? Kimdi ,kimlerdendi, hangi örgüttendi, sağcı mıydı, solcu muydu, yürümeyi unutan bir garip yolcu muydu? Birden etrafını resmi sivil on kadar polis sardı, içlerinde en gür sesli olanı seslendi.
-Ellerini başının üzerine koy ve hareket etme!
Hareket etse zaten yürüyecekti .Bu memlekette “yürütenlerin” değil “yürüyenlerin” suçlu olduğunu bilmeyen mi vardı. Yukarı tükürsem bıyık aşağı tükürsem sakal seçeneklerinden başka seçeneği olmayanlardan birisiydi muhtemelen. Ya bizdensin ya hainsin. Bizdensen yedi sülalen ihya olur, değilsen vay haline. Suçlardan suç beğen. Yalancı şahitler iftiralar mişler muşlarla kodesi boylarsın. Etrafı kalabalıklaşırken icraattan çok laflamayı seven yardımsever milletimiz konuşmaya başladı.
-Amca şarjın bitti, yardımsever milletimizin şarj aleti var.
-Milletin birlik ve beraberliğini bozmaya utanmıyor musun pis anarşist!
-Yürrü be yoldaş kim tutar seni
-İttirelim biraz yürür belki.
-Çekiciyi çağıralım merkeze götürsün.
On aylıkken yürümeye başlayan adam yetmişinde neden durmuştu, kimler durdurmuştu? İç güçler mi dış güçler mi? Yoksa adamın yürüyecek gücü kalmadığı için durmuş gücü kalmadığı Yıllarca fark edilmeyen, fark edilse bile insan yerine konmayan Bay Durmuş’un etrafı çığ gibi büyüyordu.
-Susma sustukça sıra sana gelecek
-Sus yerin kulağı var. Silivri seni bekler.
-Yürrü be amca ardındayız.
-Alın alın alın!
Memlekette âdettendir onca güzel işler yapsan ağzınla kuş tutsan, poponu yırtsan kimse seni adam yerine koymaz tanımaz. Fakat on dakika bir şey yapmayıp durunca tüm ülke tanırdı. Tabi tanınmışlığın meşhur olmanın yararını fazla beklemeden gördü. Bir banka reklam teklifinde bulundu. Şu kadar kelam etmesi isteniyordu on milyon karşılığı.
Durmak yok yola bizimle devam edin. Fiş Bank size siz kadar yakın. Takın fişi düşünmeyin işi.