Meclisten ballı vekil maaşları jet hızıyla geçerken onların paralarını ödeyenler kaplumbağa hızından yavaş sarraf terazisinde ölçülerek geçiriliyor. Neymiş, malî denge bozulmasın emekliye üç kuruş fazla versek enflasyon azarmış. Bre Azgın Efendiler utanın biraz…
Bir Öğretmen maaşıyla hele büyük kentlerde yaşayabilmek ekonomistlik değil sihirbazlık gerektirir. Hele eviniz yoksa bir iki çocuğunuz varsa pazarda limon satsanız, gece taksi şoförlüğü yapsanız bile zor. Şimdilik Diyanetin buyurduğu gibi emekli ve AZgari ücretlilerle beraber fitre ve zekâta muhtaç değillerse yarınlar ne getirir belli değil mi?
Evet, Öğretmenin hal i melali bu durumda iken vergileriyle ihya ettikleri Vekiller ne durumda?
Ceylan deri koltuklarında horul horul uyuyup sadece baş parmaklarını kaldıran iktidar vekilleri gibi vatan kurtarmaya talip muhalif vekillerimiz dahil o makamlarda Atatürk’ün Ögretmen maaşlarını kabul ederler mi?
Neden etsinler ki, o koltuklarda oturmak için dünyanın parasını verdiler. İçlerinde kaç tane AZgari ücretli, öğretmen, küçük esnaf, çiftçi var? Mikroskopla baksanız bulamazsınız. Nedeni vekillerini seçenlerin vekillerden daha az zekâ ve beceriye sahip olmaları mı?
Bir şekilde paradan ve atadan vekil olanlara karada havada ölüm yok artık. Hatta bazıları ölseler bile yapay zekayla Azrail’e çalım bile atabiliyor.
O kadar para saydık, bu parayı borsaya yatırsak, batmasak bile bu kadar geliri olmaz diyen iş adamlarından Bakan olup kendi şirketlerini takip edip yatırım bile yapabilirsiniz.
Bunları beceremezseniz bile sırtınızı kimse yere getiremez. Nasıl getirsin iki yıl vekil olsanız bile ömür boyu vekillikten emekli maaşı alırsınız. Daha önce SGK’dan emekli olsanız veya prim yatırsanız onlar yok sayılır. “Ya hocam, bu maaşlarla Sayın vekillerimiz Ankara’da zor geçinirken Öğretmen maaşıyla nasıl geçinsinler?” diyenlere bir çift sözüm var: “Sizi kanun zoruyla mı Vekil yapıyorlar? Bir de Avrupa ülkelerinde AZgari ücretli ve Vekil maaşlarını karşılaştıralım. Oralarda 4-6 katı iken bizde 14 ve üzeri. Yani bal tutan parmağını yalar. Ama burada parmak yetmez tüm gövde az gelir.”
Şimdi elinizi cüzdanınıza değil vicdanınıza koyup söyleyin: “Ben bu maaş ve kıyak emekliliği hak ediyor muyum?”
En sağından en solundakilere sesleniyorum: “Yalanım yanlışım varsa konuşun. Bunun adı resmen görevi kötüye kullanmak değilse ne???”
Meclisten ballı vekil maaşları jet hızıyla geçerken onların paralarını ödeyenler kaplumbağa hızından yavaş sarraf terazisinde ölçülerek geçiriliyor. Neymiş, malî denge bozulmasın emekliye üç kuruş fazla versek enflasyon azarmış. Bre Azgın Efendiler utanın biraz…
