Halen iktidarın göçmen ve Apo’dan medet uman cumhur ittifakına karşı dik duruşu ve sesini en yüksek perdeden yükseltmesi nedeniyle Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ “Halkı kin ve nefrete alenen teşvik suçlaması” ile iki aya yakın süredir Silivri’de hücrede tutuklu. Özdağ’ın son görüntüleri tutukluluk halindeki bedensel çöküşünün ne kadar arttığını gösterirken, gözaltına alınırken Kozinoğlu örneğini vermesi olabilecek bazı istenmeyen olayları anımsatmıştı.
Devlet tüm parti ve insanları temsil eder, hiçbir parti devlet değildir, ancak iktidar olunca devleti temsil edebilir. Erdoğan partili Cumhurbaşkanı olunca parti lideri gibi konuşmasını sürdürdü maalesef. Cumhuriyet tarihinde görülmemiş hitabet tarzı toplumun büyük bir kesimi tarafından benimsenmedi. (Sürtük, zilliyetsiz, zürriyetsiz, çapulcu vs.) Bu nedenle kendisine muhalif söylemler parti başkanına değil Cumhurbaşkanına söylenmiş ve yapılmış gibi değerlendirildi. Yine aynı durum devlet aklı diye Devlet Bahçeli’nin aklı lanse edilmeye başlandı. Aldığı oydan fazla sesi çıkan Akape ile koalisyon ortağı olmamasına karşın Akape’den çok Akape’ci kesilmesinin amacı nedir?
Ülke böyle bir sistemle yönetilirken/yönetilmezken CHP de Cumhurbaşkanlığın en güçlü adaylarından İmamoğlu’nun diploması geçersiz sayıldı. Hulusi Akar’ın kızı Amerika’da biyoloji öğrenimi yaparken Türkiye’nin en değerli Tıp Fakültelerinden birisine yataayyy(!) geçiş yaptı. (İmamoğlu için 35 yıl önce uygulanmayan “zaman aşımı” Akar’ın kızı için 10 yılda uygulanıverdi her nasılsa). Sonra hakkında, çıkar amaçlı terör örgütü kurmak ve başı olmak, yolsuzluk, görevi kötüye kullanmak gibi birçok suçlama yapıldı. Diploması Cumhurbaşkanlığı için şüpheli olan(4 yıllık üniversite mezunu olmak) Erdoğan, kendisine dört seçim kaybettiren İmamoğlu’nu “yatay geçişte usulsüzlük” yaptı yarışmak istemiyor. Bu konuda Adalet Bakanı halkın adalete güvensizlik oranının %65’leri geçtiği T.C de Türk halkının adalete güvenmesini ve adaletin bağımsız olduğunu söyledi.
İmamoğlu Avukatı değilim, fakat şu soruyu sormadan da edemiyorum: O geçersiz diploma hile ve zorla mı alındı? İptal eden kurumlar yetkili mi? Erdoğan’a dört kez kaybettiren İmamoğlu için onlarca müfettiş suç unsuru aradı bulamadı. Şimdi yağmur gibi suç(!) unsurları olması önce o müfettişleri görevlerini(!) yapmadıkları için suçlu etmez mi?
2013 yılında yapılan Gezi Eylemleri için mikroskopla yeni suçlular aranırken acaba ikinci bir Gezi Eylemi mi istenmektedir? Şimdiden Kayyum atanması beklenmeden Belediyenin yaptığı metro projeleri için Ulaştırma Bakanı kollarını sıvıyor. İmamoğlu’nun bulduğu kredilere imza atmayanların bu telaşı ne olabilir?
Olay sadece Erdoğan’ın en büyük iki rakibinden biri olan İmamoğlu’nun gözaltına alınıp tutuklanmasının çok ötesinde. Halen iktidarın göçmen ve Apo’dan medet uman cumhur ittifakına karşı dik duruşu ve sesini en yüksek perdeden yükseltmesi nedeniyle Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ “Halkı kin ve nefrete alenen teşvik suçlaması” ile iki aya yakın süredir Silivri’de hücrede tutuklu. Özdağ’ın son görüntüleri tutukluluk halindeki bedensel çöküşünün ne kadar arttığını gösterirken, gözaltına alınırken Kozinoğlu örneğini vermesi olabilecek bazı istenmeyen olayları anımsatmıştı.
Ülkemiz talan edilirken birçok kurum yabancılara satıldı. Sıvı yağlar ve içtiğimiz suların %80 ve fazlası yabancıların tekelinde. Son olarak Bursa ve çevresindeki dört kentin elektrik paraları İngiliz firmalarına gidiyor. Tabi başta Katar olmak üzere kıyılar, maden ocakları, limanlar “Babalar gibi” satıldı. Katar ülkesindeki araziden çok başta İstanbul olmak üzere Türkiye’de arazi sahibi oldu. Yakında İstanbul Kataristan olursa kimse şaşmasın. Yetkililerin parolası doları veren düdüğü çalar.
Ülkeyi tüccar zihniyetiyle yöneteceğiz diyen ekonomist başkanların iktidarında iflasa sürüklenirken yaratılmak istenen son olaylar kaos ortamı için yeterli neden sayılmaz mı?
