Her sene bir öncesine nazaran üretim patlamalarına şahit olan ülkemizin klasik hale gelmiş dokuz günlük tatillerinden birini daha bitirdik ama bu sefer niye on bir gün olmadı diye hayıflanarak… Herkesin çok zengin olduğu, gençlerinin 40-50 bin €’luk rezidanslarda para sayma makinalarıyla zaman tükettiği, fakir fukara garip grenasının bile kuleler diktiği bir ülkenin insanları… Sizler değil dokuz, on dokuz günlük tatilleri hak ediyorsunuz… Hepinize Merhabalar olsun… Yola çıkacak veya yollarda olacaklar, aman dikkat… Bir mermer altında sonsuza kadar beklemektense bir iki saati hesap etmemek bence daha doğrudur…
Yazıma başlamadan önce sizleri iki farklı tavırla buluşturmak istiyorum… Birincisi, Yunanistan Dışişleri Bakanıyla alakalı… Her fırsatta bize hasmâne tutumuyla ön plana çıkmış bu kıytırık ülkenin Bakanı RTE’yi yere göğe sığdıramadı… Acaba işgaline göz yumulan adalardan mı kaynaklı? Yoksa, bir zamanlar Simitis’le nasıl tercümansız konuştuysa şimdi de öyle yapmasından mı kaynaklı, bilemiyorum… Her şeyi de ben bilmek zorunda değilim, biraz da sizler araştırın canım… İkinci tavır,esasın da beni daha çok etkiledi… Bunu uyuyan kripto hücrelerin yavaş yavaş ortaya çıkmalarına bağlıyorum… Oğuz Kaan Satıcı adındaki CHP sözcüsü “Meral Akşener de sahada , Sayın K. Kılıçtaroğlu da sahada” diye başlayan ve devam eden konuşma yaptı… Muhtemelen kimse farkına varmadı. Ben ve benim gibi dikkatli kimseler dışın da… Bak Oğuz, çok güzel bir ismin var. Onun hatırına fazla yüklenmeyeceğim ama inan ki Meral Hanım, senin Ağandan daha “Sayın” bir kimse bilesin… Bundan sonra bizi de ikide bir kendinle meşgul etme. Anlaştık mı? Ne sen, müstemleke valisisin , ne de bizler maraba…
Üç kuruş döviz uğruna , bütün elde ettiklerimiz gitmek üzere… Delta mutasyonunun ve de aktif vakaların en fazla olduğu Rusya’dan adeta memleketimize adam yağıyor… Almanya kimseleri yollamazken Turizm açısından sadece Rusların eline kalmamız, her türlü sağlık riskini ve tavizini beraberinde getiriyor… Dikkatimi çeken başka bir konu da ülkeleri geneli vaka sayılarının çok yüksek oluşu… Rusya Suputnik’i en başlarda piyasaya sürenlerden. Peki nasıl oluyor da Corona, hala kontrol altına alınamıyor? Acaba, tıpkı Sinovak’ta olduğu gibi büyük bir hata arifesinde miyiz? Bence aşılar tam olarak elimize ulaşmadan iyi bir inceleme yapılmalı… Bu ülkede her şey tek adamın eline baktığından sağlıklı neticeler bekleyebilir miyiz, orası da şüpheli… Sağlık Bakanı zavallısına da sakın ola ki bel bağlamayın… O halâ, daha önce kötülediği aşıların sarhoşluğun da ve bolluğun sefasını sürüyor… Bu arada tebrik ediyorum… Diyarbakır seyahatinde dinlediğim RTE, emekli olduğunda ne iş yapabileceğinin sinyallerini verdi... Unkapanı Piyasası mutlaka dalgalanmıştır. Laf aramız da sesi de fena değil… Bana kalırsa, bir an önce buraya yönelsin , iyi ekmek yer… İşi bıraksın söz en az 100 CD’sini alırım… Her kes her işi dört dörtlük yapamaz. Mevlam da ona bu yönde bir beceri vermiş… İyi bir ustanın elinde , İbo efsanesini tarihe gömebilir… Muhtemelen, Türkiye’nin en büyük ve prestijli düğün salonunun değişmez assolisti olabilir… Bir de “Nikah şahitliği de promosyon” derseniz kapalı gişe oynar… Ben tecrübelerime binaen başka sürprizler de bekliyorum… Çok sıkıştırmayın, zamanı gelince yazarım. Yalnız bir tanesini avans kadrosundan fragman gibi açık edebilirim… 2023’e doğru gidilen her yerin camiinden ezan okumak… Katılmayabilirsiniz ama ben kesin olarak bekliyorum… RTE’nin Kur’an-ı Kerim okumaktaki mahareti hepinizin malûmu… Oradaki başarı niye Ezan-ı Muhammedî’ye tesir etmesin ki…
Çiftçimize müjdesiz kapatacak halimiz yok ya… Ekrem’in oğlan geçenlerde Trakya’da sahaya indi… Üreticimizle röportaj yaptı… Daha doğrusu ona cevap bırakmadı… Çiftçi çok memnun, öyle değil mi? Üründe bol, parası da iyi, sen de söyle bakalım gazeteci arkadaşlara, diyerek adeta çiftçimizle bütünleşti… Ne oldu, söyleyin bakayım ne oldu? Her gün şikâyet eden ağlayan üretici görüntülerini ekranlara taşıyanlar… Yaptıklarınız, tezvirat sınırlarını da aştı… Gerçek çiftçimizin durumunu gördünüz… Ben de gidip bir kurtarıcı kiralayayım, sahibinin cebine de az bir şey atayım. Traktörü de yükleyip resimler çekeyim… Mahvoldular battılar diye de yazayım… Ayıptır , ayıp… Buradan size ekmek çıkmaz. Güneşi balçıkla sıvayamazsınız… Madem el attık devam edelim. Bir klasiği daha yaşadık… Tam hasat öncesi ve esnasında beklenen ithalat yapıldı. Bir milyon beşyüzelli bin ton hububat alındı. Alım fiyatlarına bakıyorsunuz, bizim çiftçimize verilenin çok üstünde. Demek ki yabancı üretici daha önemli. Yerli ve Milli olmanın gereği de bu değil mi? İstihbarat kaynaklarımdan bir şey öğrendim… RTE esasında yüksek bir taban fiyat ilan edecekmiş ama , Emine Hanım baskı yapmış. Ben Millete, porsiyonları ufaltın dedim. Şimdi durum tam tersi olacak ve lafım havada kalacak diye itiraz etmiş… Hangi erkek mırın kırın da etse, eşini kırabilir… Şimdi durumu anladınız herhalde.
Bir büyük tatili daha , şükürler olsun ki yüzümüzün akıyla bitirdik. Yeni bir hafta da gene beraber olmayı umuyorum. Yaradan inşallah umduklarımı başıma getirir… Hepiniz Allah’a emanetsiniz. Hoşça kalın…