Güzelliklerini yaşayalım, renk cümbüşlerinin tadına varalım, hüznün doruğuna çıkalım, daha neler neler planlarken bir de baktık ki Sonbahar, elimizden kayıp gidiyor. Mübareğin son ayı da mum misali erimeye başladı, sadece eriyen o mu derseniz tabii ki hayır… Hepinize Merhabalar… Umarım eksiksiz tamamınız iyi ve sıhhattedir… Kasım ayı girince içim acayip bir hal alır…Bedbinlik, umut; beyazlık, siyahlık; iyilik, kötülük; sevinç, hüzün; coşku , atalet bunlar birbiriyle savaşır, taaaa ki Ayın 10’una kadar… Sonra pişmanlık, çaresizlik ve utanma hakim olur… Özürler dilerim içimden… “Affet, yeterince sahip çıkamadık” diye , belki de kendime bir çıkış yolu ararım… Kasımlar çok çetindir, çok zordur, öylesine kolay kolay geçmez, geçse bile deler de geçer… Gayet tabii ki sizleri, duygu girdaplarım içinde boğmayacağım. Tekrar, herkese Merhabalaaaaar…
Bugün aklımda yazmak istediğim bölük pörçük bir sürü şey var. Kalemime ilk değenle, birlikteliğimiz başlasın mı…
Bu kaçak içki işi iyice kafama takıldı… Yandaş medya ve devlet tabanlı borazan kanallar her gün ölü adedi yayınlıyor… inanın Corona haberleri ve vefat listeleri bile, bizlere bu kadar sağlıklı olarak ulaşamıyor. Acaba niye diye düşündünüz mü… Ben size bildiğim kadarıyla açıklayayım… Geçtiğimiz gün Marketin ilgili reyonunu gezdim. Bir litre Rakı 200-250 lira arasında değişen fiyatlara sahip. Bu mamûlün maliyeti ise 20-30 TL civarında… Aradaki fark devlete vergi yani yandaşlara ve garanti edilen yapılara kaynak oluyor… İş çığırından çıktı, akşamcılar alım için ciddi maddi sıkıntılara düşünce de “Yerli ve Milli” Rakılarını imal etmeye başladılar. Bu da devletin, sarhoşlar üzerinden kazandığı tatlı paraları bayağı azalttı… Kapı kapı dolaşarak “Ayyaşlardan topladığımız paralarla size yardım ediyoruz” diyen ablalarımız sussa bile durum büyük bir hızla “Yerli ve Milli” olayına kitlendi… Diyeceksiniz ki peki bu ölenler kimler: Bu işi beceremeyip, bilmedikleri kimselerden ucuza mal temin etmeye çalışanlar… 3-5 lira daha fazla kazanmak uğruna;etil alkol kullanacağına, metil alkol kullanan gözü dönmüşler bu ölümlerin müsebbibi…
Yanlış bildiğimiz doğrular kategorisinden bir konuyla devam edeyim… Maalesef; maskenin ağız ve burnu örtecek şekilde kullanılmasının hiçbir faydası yokmuş… Coronanın da damlacıklar vasıtasıyla bulaştığı, şehir efsanesinden ibaretmiş… Şimdi sıkı durun… Bu illet; bilek ve dirseklerden yayılan bio-enerji ile bulaşıyormuş… Şimdi daha sıkı durun… Milletimiz başından beri maskesini bu yolla kullanarak, ferasetini ve öngörüsünü bir kere daha ispat etmiş oluyor… Sokaklarda, bileğine ve dirseğine takılı maskelerle dolaşanlara boşuna kızmışız, tıpkı 20 yıldır aynı Partiyi iktidarda tutanlara kızdığımız gibi yanlış yapmışız… Diyecek şeyler, elimden bu kadar geliyor, daha ne yapayım…
Türkiye’de iktidar değil aslında muhalefet problemi olduğu artık, “Köyün delisince de” malûm hale geldi… Siz hangi ülkede gördünüz iktidarı bırakıp birbirini eleştiren muhalefeti(!!!) … Bir canlı cenazemiz var, adam sanki iktidara gelmeme yemini etmiş. Bunun lafına bile tahammül edemiyor. İşi gücü , Ağasına yapılan eleştirilere, ondan önce nasıl cevap veririm yarışı… Dersimli Bay Kemal, Adı milliyetçi olan bu zavallıya “Sen Doğu Türkistan’ ı niye savunmuyorsun” diyerek adeta şamar atıyor… Turan , duygularını , gün yüzüne çıkartması gerekenler, henüz TC’leri bile yerine koyduramadı… ABD’nin bile her gün okuttuğu bir andının olduğu dünyada biz bu canlı cenazenin verdiği destek sayesinde okullarımız da halâ suskunluğumuzu koruyoruz… Sebep olanlara Lanet olsun… Aldıkları yetki ve maaşlar, midelerine giden kızgın zift olsun… Ben hakkımı ne bu dünyada ne de öbür dünyada helâl etmiyorum… Bir zamanlar Parti’yi ayakta tutmak için sattığımız kanlar sizi boğmaya yetecektir… Düşünebiliyor musunuz, enternasyonalist eğilimli bir partinin lideri, bu nasyonalist gibi görünen zavallıya “Git Doğu Türkistan ile uğraş” diyor.. Muhatabın sokağa bile çıkacak yüzünün olmaması gerek… Bu arada, epey eski okurlarım hatırlar. Bu olayların olabileceğini ikaz etmiştim… Evet İYİ Parti’ den bahsediyorum… Alternatif olmaya yüz tutunca bu gibi olaylarla, iktidarın devamının sağlanmaya çalışılacağı belliydi… Taktik aynı, ulaşılmak istenen netice aynı… “Baştakiler iyi değil ama, muhalefeti de görüyorsunuz” Kazanının ateşine birkaç odun daha atıldı… Şimdilik seyretmekten başka çaremiz yok. Çünkü, kripto İktidar mensupları sahnedeler…
Gene hemen atlamadım bekledim… Diplomasi çok farklı bir sanattır. Bunun kendine has özellikleri vardır. Mesele, bezik oynarken briç kurallarını uygulayamazsınız. Hepsinin ayrı ve herkesçe kabul edilmiş usulü vardır. Değiştirmeye veya ilaveye kalkarsanız da muhatap bulamaz sadece kendi kendinize oynarsınız… Diplomasi sanatının en önemli noktası lisanıdır. Bunu “One minute” veya “White Sea” diyerek aşamazsınız… Bir Devlet çok karşı olduğu bir şeyi “Gelişmeleri hassasiyetle takip ediyoruz” diye dillendirir…Farklı düşünmeyi, “Ortak bir noktaya gelmek için çalışmalara devam ediyoruz” diye açıklamalar yapılır… Bir devlet başkanı, muhatabına tedaviye ihtiyacı var (deli) derse bu savaş sebebidir… Bu yüzden konuşmalarımıza çok dikkat etmeliyiz. Kendimizi, bitirim lisanından mümkün olduğu kadar uzak tutmalıyız. Çok zor olsa da gayret etmeliyiz… Atalar ne demiş… “Çalma kapımı, çalarlar kapını“. Sen ölçüsüz konuşursan, densizin biride çıkar, hop oturtup hop kaldırır adamı. Bunun için herkesin, bilhassa temsil niteliği olanların, diline çok dikkat etmesi gerekir. Tabi başka bir maksat yoksa. Halkın dikkati farklı bir yöne çekilmek istenmiyorsa… Girmek istemedim, kararsız kaldım ama kalem ele alındığın da masadaki gibi durmuyor. Başıma bir iş açacak, “Silivri Yoğurdu” nasip edecek diye de çekiniyorum. Herkes benim çok rahatlıkla trene bindiğimi bilir. Bu yüzden iki kelâm edelim rde hak yerini bulsun… KA-DA(Kayınpeder-Damat) harikalar yaratıyor. Her geçen gün kendilerini aşıyorlar. “Uçacağız” lafının farklı versiyonunu, dolar kurunda gerçekleştirerek şaheserler yaratıyorlar… Bir şey demeye de korkuyorum… Ulusoylu Damat, “Size ne, maaşı dolarla mı alıyorsunuz” derse ne yaparız… Yüzümüz, kıpkırmızı kesilir. Bazı yalakalar gibi, sakalımız da olmadığından, durumumuz hemen anlaşılır… Dahası işi karıştırır. Kalem gemi azıya alabilir, onun için burda kesiyorum… Hepiniz Allah’a emanet olun. Hoşça kalınız…
