Bir ülkede yalan söyleyenler, doğrucuların kat be kat önüne geçmişse, orada artık, doğru söylemek suç̧ haline gelmiştir… Hele hele bütün bunlar, din adına (!!!) yapılıyorsa, pahalılık dahil her şey Allah’ın sırtına yıkılıyorsa, vay halimize… Gelelim çareye… Yalanı suç̧ olmaktan çıkaralım. Dini bütün hükûmetimiz, zinayı nasıl suç̧ olmaktan çıkardıysa, bunu da halledebilir… Kanun çıktıktan sonra da toplu olarak iki rekât şükür namazı kılarız.
Bir ülke düşünün. Mesela Patagonya olsun. Defalarca ikaz edilmesine karşılık, kulak arkası ediliyor, umursanmıyor ama deprem gerçeği ortaya çıkarak, yüz binlerce evi yıkıyor, on binlerce kişiyi öldürüyor. Ülkebaşı, halka söz veriyor. Bir sene içinde herkesin konutunu yapacağım diye… İki sene sonunda, hedef rakam yüzbinlerce düşürülmesine karşılık, verilen sözün, yarısına bile ulaşılamıyor… Bu ülkenin bu baslığına “Doğru söylememiş̧” demek suç̧ olur mu. Sakın kimse okuz altında buzağı aramasın. Konu hayal mahsulüdür. Yerli ve milli hiç̧ bir şeyle alakalı değildir. Benzerlik varsa tesadüftür… Anlaşıldı, hem de “Püsküllüsünden” denir… Ben de aynı düşünüyorum…
Hali hazırda teröristliği ortadan kalkmamış̧, bir zamanlar, Mehmetçik yakanlar, birdenbire “Aziz Kardeşim Şara” oluverdiler… Bu size bir şeyler çağrıştırıyor mu? Coğrafyada Suriye desem gene de aklınıza gelmiyor mu? O zaman “Katil Şer’e” olana kadar beklemeniz gerekiyor. Çok bekleyeceğinizi zannetmiyorum…
Bu yalan isi kafama fena takıldı.
Gerçi bunlara, yalan demek bile doğru değil. Eğer bir şey deme zorunluluğu varsa “Pembe yalanlar” demek en doğrusu… Size, masum pembe yalanlardan bir demet yapayım mı? YIİD Projeleri için kasamızdan bir kuruş̧ çıkmayacak dendi, iç̧ çamaşırlarımız bile uçtu gitti… KKM için de aynı sözler sarf edildi, yerden bitme bitkisel “Hazineden bir kuruş̧ çıkmayacak” dedi, n’oldi? Emekli bir turlü, enflasyona ezilmiyor (!!!) Esnafa 7200 prim günü sonrası emeklilik sözü, memur emeklisine verilmeyen seyyanen zam, daha niceleri saysam gün yetmez… Bir ülkede yalan söyleyenler, doğrucuların kat be kat önüne geçmişse, orada artık, doğru söylemek suç̧ haline gelmiştir… Hele hele bütün bunlar, din adına (!!!) yapılıyorsa, pahalılık dahil her şey Allah’ın sırtına yıkılıyorsa, vay halimize… Gelelim çareye… Yalanı suç̧ olmaktan çıkaralım. Dini bütün hükûmetimiz, zinayı nasıl suç̧ olmaktan çıkardıysa, bunu da halledebilir… Kanun çıktıktan sonra da toplu olarak iki rekât şükür namazı kılarız.
Kâinata sığmayacak şeyler, o küçücük yüreğe nasıl sığmış̧? Anlaşılır gibi değil. Evet, evet doğru tahmin ettiniz. Kara Harp Okulu’nu birincilikle bitiren Ebru Teğmen’den bahsediyorum… Mangal gibi yürek tabiri herhalde onun için düşünülmüş… Tören günü yürüyüşü, diplomasını alırken yaptığı nizami hareketler, kartal bakışları karsısında bulunanları deldi geçti… Bir tek, Mustafa Kemal’in askerleri olanların yüreğini delemedi… Çünkü orada sonsuza kadar kalacak. Şahsen benim zihnimde, yayınlanan her kare, bütün detaylarıyla, bir saniye öncesi yasanmış̧ gibi capcanlı. Akıldan silinmeye yüz tutup, sisler arkasına gitmesi bir yana, her gün pırıl pırıl hale gelen resim, video gibi… Ebru Teğmen, Mustafa Kemal’in Askeri ama bunla beraber, Kara Fatma’ların, Şerife Bacı‘ların da torunu. O ve arkadaşları, kalbimizin derinliklerinde, şahsi kozmik odamızda, sonsuza kadar misafirimiz olacaklar. Allah hepsinden razı olsun…
Gene bir demiştik hikayesi… Esasında ters gibi görünse de KK(Kart Kripto) için acılan davaların, onu gündemde tutmak ve tükenmez bela olabilmesi için tasarlandığını yazmıştık. Aynen de çıktı. En kritik anda devreye girerek, Partisini Adliye’ye taşıdı… Bence bunun iki sebepi var. 1- İhanet ve yediği hamburgerlerin hakkını verebilmek için 2- Gafletten… Gaflet denince, gene Başbuğ Alparslan Türkeş ‘in çok sevdiğim bir lafı aklıma geldi… Savaş̧ içindeki gaflet, ihanete eşdeğerdir…
Son konu olarak, DEM Parti Belediyelerindeki tabelalarla ilgili konuşmak istiyorum… TC, Üniter bir Devlet’tir. Bir resmi dili vardır. Hele hele kamu binalarında bu resmi dil esastır, diğer yazılanlar paçavradır. Bu kayyum rezaletleriyle gündeme gelen bütün DEM Partili Belediye Başkanlıklarında, Türkçe ve Kürtçe yazılar var. Üniterliği bırakın, federal olan, Cinlisinden Kübalısına ; Rum’undan, Ermeni’sine kadar yetmiş̧ iki buçuk millete sahip ABD de bile böyle bir soytarılığa izin verilmez.
Hepinizi Allah’a emanet ediyorum. Hoşça kalınız…
