Rüzgârların, fırtınaya, fırtınanın kasırgalara dönüştüğü, girdapların, hortumların peşpeşe oluştuğu bir dönemi, dönem denmeyecek olursa da süreci geride bıraktık… Bu afatlar sadece maddi olarak kalsa iyi ama öyle değil. İçimizde oluşanlar, dışardakilere rahmet okutacak cinsten… Hepinize Merhabalar olsun mu, varsın gene de olsun…
Doğal olarak, hepiniz merak içindesiniz, hepiniz derken tabii ki okuyucularımdan bahsediyorum. Ne diyeceğimi, nasıl mazeretler sıralayacağımı mutlaka merak ediyorsunuz… İnanın bende merak etmekle birlikte kendimi böyle bir yükümlülük içinde de hissetmiyorum…Ayrıyeten, göğsümü ileri çıkarıp, başımı geri atarak, burnunu da havaya dikerek “Hatırlayın, bunların hepsini demiştim. Adeta yapmayın diye yalvarmıştım” deyip, egomu tatmin etmekte fazla cazip gelmiyor ama birilerinin şu an olmasa da bunlardan bahsetmesi gerekiyor. Teşhisi yanlış koyarsanız, tedaviden netice alamazsınız. Ben şu an sadece, objektif bir değerlendirme yapmayı, durumu bire bir ortaya koymaya niyetliyim…
K.K, dürüst bir insan, bunu inkâr edemeyiz. Bana göre, Aleviliği de problem değil, Türklüğünü muhafaza açısından artı bir değer olarak bile değerlendirilebilir. Gel gör ki seçmen sadece benden ibaret değil…
Bu iş, siyaset, vaat, sempati olayının çok çok ötesinde. Durumun değerlendirilmesi artık, siyasal mühendislerin yanı sıra, psikologlarında devreye girmesi ve adamakıllı bir konsültasyon ile çözülebilir. Düz psikolog ta işe yaramaz… Stockholm Sendromu, Mazoşistlik konularında doktorası olanların devreye girmesi gerekir ve de şarttır… Her aileden bir kişi olmak üzere, 300 kişinin öldüğü, Soma’da birileri adam kovalayacak, danışmanı yerde isçi tekmeleyecek ve ilk seçimde oy patlaması olacak… Tank Palet olayını biliyorsunuz… Yabancıya bedavadan biraz pahalıya satacaksın, orada çalışanları bıçak sırtına çekeceksin sonra da, oy patlaması… Şeker fabrikalarını özelleştireceksin, motorundaki pancar, üreticinin elinde kalacak, feryat figan her gün kanallarda ağlayacaklar, sonrası malûm, oy patlaması… Fındık, çay vs. uzun uzun yazmayayım, sonuç patlama… Hele hele deprem bambaşka olay… 50 bin kişi ölmüş, Adıyaman sahipsiz, Vali gülüyor, Kahramanmaraş, Malatya, halk feryat figan, ne mi oldu, oy patlaması…
Genelde lisede iken olurdu. Yıl içi aldığı notların zayıf oluşu yüzünden, sınıf geçme şansı olmayanlara, genelde yazılı veya sözlü, bütün müfredat üzerinden bir sınav hakkı daha verilir, bu hak talebeye son şans olarak sunulurdu… Bunun adı “Kurtarma Sınavıydı” Ey Millet… 28 Mayıs günü kurtarma sınavınız var… Başka tabirle, eski sürücülerin bildiği bir olay daha var… “Otoyoldan önceki son benzinlik..” Benzini az olanlara yapılan son ikazdı… Vatandaş, otoyolda benzinlikler henüz faaliyete geçmedi… Yolda kalabilirsin, ona göre. Eyyy seçmen, Otoyoldan önceki son benzinliğin önündesin. Ya aklını başına alacak ya da başını alıp bu ülkeden gideceksin… Bu noktada da aciz kalırsan, bir o kadar Suriyeli, Afganistanlı, Yamyam vs ne kadar, Türk dışı unsur varsa, ülkeye dolacak, bir müddet sonra da seni Yurdundan kovacaklar… İşte, böylece Avrupa’yı, dolayısıyla da ABD’yi birinci dereceden ilgilendiren “Şark Meselesi” bir mermi bile atılmadan çözülmüş olacak. Olayın vahametinin farkına varamayanların sonu yok olmaktır. Herkese ivedilikle anlatılması gereken budur…
Yirmi bir yıldır, uçurumun kenarına doğru, gittikçe süratlenen bir aracın içindeyiz… Bu felâket noktasından uzaklaşmak için, ilk önce durmak gerekir. Daha sonra da aynı süratle emniyetli yerlere yönelmemiz icap ediyor. Şu an ki yerimiz, durma noktası civarı… Uğraşa uğraşa epey yavaşlattık ama tam olarak durdurmamız gerekiyor. 28 Mayıs’ta en azından “durma” sağlanırsa, ilerisi için ümit var demektir…
Bir ara rahmetli Demirel demişti… Boş tencerenin götüremeyeceği hükümet yoktur diye. Ülkenin tencereleri tarihinin en boş halinde. Ama hükümetin gittiği falan yok. Giderse de gerçek “Topal Ördek” durumu olacak… Her mahalleye bir Şeyh (!) ve bir imam hatip lisesinin önemi ortaya çıktı. Demek ki hiç birisi boş yere yapılmamış. Bu iki haftalık değerlendirme ve çaba ne getirir bilinmez ama, İnşAllah hayırlar getirir diyerek, bu günkü yazımı bitiriyorum.
Hepiniz Yaradan’ a emanetsiniz, hoşça kalınız…
Edip bey. Son derece haklısınız. Bu noktada, yapılan oy kaydırmalarına, hırsızlıklara da ileridek yazılarınızda yer vereceğinize inanıyorum. Sağlıkla kalın.