Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Merhabalar değerli dostlarım… Epey bir zamandır, günlük yazı sisteminden, Hafta sonu sistemine geçmiştim… Bu disiplini muhafaza etmeye dikkat ediyorum ama bugün maalesef ilave baskı yapmak zorundayım…
Anadolu’ da bir tabir vardır. “Doğmamış çocuğa don biçmek” diye… Durumumuz aynen O. Ortada aşı yok ama, herkese dört doz yetecek gibi organizasyonlar yapılıyor… Olmayan aşının, nasıl taşınacağı, hangi odalarda yapılacağı, ne zaman başlayacağı, nasıl randevu alınacağını nerdeyse kare kare ezberledik… Ufak sorun henüz aşının olmayışı… Hani olmaz ama bir takvimi vardır. Ne zaman gelecek ne miktarlarda gelecek belli olması gerekir… Bazen bakkalla bile dertleşirken konuşma arasında geçer. “Bugün toptancı gelecek, parayı henüz tamamlamadım” gibi… Bu durumlar da birkaç kere esnafımıza yardımcı olmuşluğumuz da olmuştur. Her neyse konu o değil. Bir bakkal bile mal ve para trafiğini bilirken, TC, idarecileri, 85 milyon vatandaşını ilgilendiren meseleyle niye uzak yakın alakasız ve bilgisiz olurlar… Acaba, başımızda ki yöneticilerimizin, bir bakkalı bile işletecek yetenekte olamamalarından mı? Memleketin üstüne çöreklenen “Acemi Çavuşlardan” ne zaman kurtulacağız. Bunun için yarımızın kırılması mı gerekiyor?
Liyakatsiz ve Beceriksizler Ordusu muhtemelen burada da rakamları çarpıtıyor… Sinovak (Çin Aşısı) Brezilya’da %50 randıman veriyor ama ne hikmetse bizde %92 randıman oluşuyor… Enflasyon, hasta ve vefat sayıları vs. dahil birçok olayda harikalar yaratanlara, ilan edilen oranı bulmak hiç te zor olmasa gerek… Brezilyalıları ikaz etmek gerekir. Adamlar bizi ciddiye alıp “Acaba hata bizde mi?” diye bir daha uğraşmasın, gariplerim…
Bütün bu olayların müsebbibi kimlerdir biliyor musunuz? Çoğu saklandığı halde ölen on binlerin katileri kimlerdir biliyor musunuz? Aynen tahmin ettiğiniz gibi… Her türlü aşımızı üreten Hıfzıssıhha Enstitüsünü kapatanlardır… Merkez Bankasının yedek akçesini çarçur edenlerdir… Gene Merkez Bankası Gn. kurulunu öne çekerek, kâra hemen el koyanlardır… 5’li mübareklere (!) kur farkı, geçiş garantileri dahil bütün ödemeleri hemen yapıp, doktorlarımızın alacağı 3-5 kuruşu vermeyenlerdir… Beceriksiz yönetimle; Papua Yeni Gine bile aşıya başlarken halkına kamyon resmi gösterenlerdir… Ben bu çavuşlara hakkımı hiçbir zaman helâl etmiyorum. Siz de aynısını yapmalısınız… Sadece yapmakla kalmayarak, bütün kriptolara rağmen 2023’te de gereğini yapmalısınız…
Sinirin biraz geçtikten sonra, bir iki konuya daha değinmek istiyorum… Önceki yazılarımı hatırlayanlar, bu günleri yazdığımı anımsar… Sonuç olarak da işin yerli aşıya kadar oyalanacağı, acil falan denip kör topal oraya küreleneceğimizi de yazmıştım. Şu an dediklerim tek tek cereyan ediyor… Bir şey daha yazmıştım ama, bari İnşAlah o çıkmaz… Doğu Türkistan – Uygur meselesi… Çin ile yapılan “Suçluları iade” anlaşması sonrası 3 milyon doz hemen yola çıkmıştı… Burası sadece benim, tecrübelerime binaen düşünce ve tahminlerimdir. Bu şekilde değerlendirile… Yeni aşıların gelişi, Çin’in elindeki listelerin teslimi ile alakalıdır… Argo tabir: Ne kaa para, O kaa köfte… Çok açık söyleyeyim… Çin, DAEŞ ile alakalandırdığı Uygur kardeşlerimizi geri istemektedir. Bu listenin ne kadarına gereği yapılırsa, o kadar aşı serbest kalacaktır… Bu yolla aşılanacak kimselere, Uygur – Türk Kanı zerk edilmiş olacaktır… Bu kan, dejenere olmuş bizlere çok iyi gelebilir ama esas isteğimiz, hiçbir Uygur kardeşimizin kanının damarlarından başka yerlerde dolaşmamasıdır… Çin’in elinde ki liste ufak tefek bir liste olsaydı, bu çavuşlar, kimseye duyurmadan gereğini yapıp işin içinden sıyrılabilirlerdi. Demek ki, yekûn kabarık ve yerli beceriksizler de büyük infialden korkuyorlar… Haklılar da. Şu yaşta bile gözüm bir şey görmez… RTE, Ca – Ce’ye de güvenmesin. Bu selin önünde kimse duramaz, bunağı da kimse hesaba katmaz…
Kazara bile halkına doğruyu söylemeyenler, nereye kadar idare edecekler merak ediyorum… Şu an aşı olacak insanları riske atarak, iki doz arasını 14 günden bir aya çıkardılar. Kendilerine göre bir ay daha kazandılar. Ondan sonra biraz daha geldi- gitti muhabbeti olur derken yaz gelir… Denenmemiş yerli aşıyı da dayayıp işi çözerler… Bunu, oya tahvil etmeyi de ihmal etmezler… Bir, Yerli-Milli saçmalığı daha dinleriz… Otomobilde olduğu gibi, Arifiye’de olduğu gibi…
Sevgili dostlarım. Aklımda çuvalla konu daha var ama bugün tek konu da kalmak istiyorum… Ct. günü mutat günümüzde buluşmak üzere hepiniz Allah’a emanet olun. Hoşça kalınız…
