Mehmet Edip Ören
Mehmet Edip Ören

Ümit Özdağ’dan Başka Dayanağımız Yok…

featured

Sayın Özdağ; günlük siyaseti bırakılıp, istikbal siyasetine, Memleketin kurtuluşuna giden yola girmeliyiz. Şu an sizden başka dayanağımız yok. İlk hızı verebilecek donanım ve de kabiliyettesiniz. Son bir şey… Mutlaka,  genç ve dinamik bir kadro sağınızda, bilgili aksakallar da solunuzda kesinlikle olsun. İstişare ehli olduğunuzun bilinmesi çok önemlidir. Önü açık gençlerde umudumuz ve dayanağımızdır

 

Doğanın dengesini bozduk. Üç kuruşluk menfaatler için, yüzlerce yılda oluşabilecek sistemlere müdahale ettik. Sadece ağaç mı kestik. Toprağın bile doğal kimyasını perişan ettik. Su niye geri çekildi, niye nazlanıyor, geldiği zamanda,  bütün hırsını ve de canlarımızı alarak gidiyor, düşüneniniz var mı… “Yarın kıyamet kopacağını bilseniz bile, elinizdeki fidanı dikin” diyen Peygamber Efendimizin sözü niye kale alınmaz? Dikmek şöyle dursun, kesmek, yok etmek niyedir? Yeşile bu kadar düşman bir sistem daha önce gelmedi, bundan sonra da gelemez… Hepinize merhabalar olsun…

Hiçbir siyasal kuruluş gramajının ne olduğu yerel seçimler üzerinden anlayşılmaz. Bu seçimlerin farklı bir havası vardır… Ana seçimlerle kıyaslayamazsınız, yoksa AKP’nin bütün seçimleri kazanmasına rağmen niye yerel seçimlerde farklı durumlar oldu izah edemezsiniz… FB , BJK’ı 2-0 yendi, BJK da GS ‘ı 2-0 yendi bu FB – GS maçının 4-0 FB lehine oluşacağı anlamına gelmez… Lafa bodoslama dalacak olursak, Bizim Evin Kızı (Edepsiz) örtülü biçimde, Cumhur İttifakına dahil olmuşturSiyaset dansözlüğünün nadide örnekleri her gün, geçen günü kıskandıracak, misalleriyle karşımıza dikilmekteler… Allah rahmet eylesin diyemiyorum ama başarılı olan, bizim çocukların başı Kenan efendiyi,  sadece bu konuda daha iyi anlıyorum… Eskilerin hepsine siyaset yasağı getirmek,  çok makbul bir işmiş. Kaldı ki onlarda şimdikilerden kat ve kat kaliteli kimselerdi… Hiçbirisi halkına sürtük demedi, hiçbirisi kaybettiği ikinci seçimden sonra partililerin azarlamadı… Hepsi diyalogdan yana, icabında bir masa etrafında oturup tartışabilen kimselerdi…Bunların çoğunu ekrana taşıyan bir kimse olarak da hepsine rahmet diliyorum… Bir Demirel, bir Erbakan, bir Türkeş, bir Ecevit bir daha gelmezler…

Türkiye şu anda umut fukarası bir konumda. İnsanların umutsuz kalmaları, mevcut her uygulamaya boyun eğmeleri anlamına geliyor… Demek ki, her şeyden önce, karanlıklar içinde ufukta görünen fener olmalıyız… Beklentileri kalmayan insanlar, daima mücadele dışı kalmışlardır. Ülke muhalefetinin yegâne vazifesi, topluma, bir şeyler elde edebilme dinamizmi aşılamak olmalıdır… Ellerindeki mevcutla yetinme temayülündeki kişiler, bir müddet sonra, ondan da olduklarını görmüş ve de göreceklerdir… Peki bu durumda, koltuk derdi dışındakilerin yapması gereken nedir? Hedef kitle neresi olmalıdır? Yanlış ata oynamamak için nelere dikkat edilmelidir? Bu konunun cevabını ülkedeki sosyal kesitleri değerlendirerek anlayabilir ve çözebiliriz… Hep beraber değerlendirmeye geçelim mi?

  1. Z Kuşağı” denilen ucube kuşak… Güvenip yola çıkılamazsınız… Bunlar ellerindeki telefondan başka hiçbir şeye değer vermezler… En egoist kuşaktır. Her şeyin kendileri için olduğunu düşünür, başkalarına hak tanımazlar. Milli ve manevi değerleri anlamak şöyle dursun, ne olduğunu bilmezler. Çoğuna sorsanız, ülkeyi, kimin nasıl yönettiğinden haberleri yoktur… Hepsinin gözü yurt dışındadır. Biraz sıkıyı görünce hemen kaçmaya kalkarlar. Allah’tan, Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK bunlar gibi değildi, şükür olsun bir yurdumuz var… Ülkelerin, onlar gözünde fazla bir önemi yoktur… En son seçimde görüldüğü gibi, sakatlar bile sandığa koşarken, bunların çoğu nazik popolarını kımıldatmadılar…
  2. Biat ehli, beyinleri rafa kalkmış, bir üst akıl tarafından yönetilenler... Söylediklerinizin tamamını doğru kabul etseler de ağaları ne derse oraya dümen kırarlar. Göstermelik beyinleri sadece empoze edilenleri uygulamak içindir. Merdiven altı Kuran kursları, Her mahallede oluşturulan kanaat önderleri (sahte şeyhler ) bu göle su taşımakla görevlidirler. Bunlarla hiç ilgilenmemek en doğru yoldur, çünkü beyhude bir çaba oluşur…Şartların müsait olduğu durumlarda, sivrisinekle değil, bataklıkla ilgilenmek çözüm için yeterlidir.
  3. Eski Solcular (Komünistler) Bunlar birçok kola evrilmiştir. En önemli ve etkin olanları “Yetmez ama Evet” sloganıyla başımıza belâ olanlarıdır… Che, Castro dahil ATATÜRK’e hayranlık ve saygı duyarken, bunlar O mübareği, “Gardırop Devrimcisi” diye suçlayarak, kıytırık Arnavut’un, Enver Hoca’sını bile kurtarıcı görmüşlerdir… Hiçbirini, fazla kale almaya gerek yoktur ancak, ileride kurulacak, Siyaset Müzesi için saklamakta fayda vardır…

Geldik işin püf noktasına. Diyeceksiniz ki geriye ne kaldı ve onlarla neler yapılabilir? İsterseniz, ilk başta lider meselesini halledelim… Hepsinin ne mal olduğunu muhtelif yazılarımızda yazmıştık. Şimdi birini desek, hep bir ağızdan isyan edersiniz. Zaten böyle bir niyetim de yok. Geriye tek kişi kalıyor. Değerli ağabeyim ve dostum, Rahmetli Muzaffer Özdağ’ın oğlu… Bildiniz Zafer Partisi Gn. Bşk!ı Ümit Özdağ… Nalı bulduk geriye üç nal ve bir at kaldı… Teker teker saymaya ne dersiniz…

  1. Ülkücüler… Darmadağın olmuş Gariplerimin en az %25 potansiyel olduğunu yazmıştım… Kimisi Amerikan Derin Devletinin kontrolündeki sistemlerde, kimisi nereye savrulacağını bilmez, edepsizlerin peşinde… Ümit Hoca en başta, bütün Ülkücüleri aynı çatı altına davet etmelidir. Ca-Ce bile bunu zaman zaman yaparken, niye suskun kalınır bilemiyorum… “Bütün Türkler bir ordu, katılmayan kaçaktır” sloganı başlangıç için iyi olabilir… Bu konu daha çok sayfa tüketir ama şimdilik bu kadar.
  2. ATATÜRK çizgisinden taviz vermeyen Sosyal Demokratlar
  3. Ne Rusya ne Çin, Bağımsız Türkiye sloganını benimseyen, Sultan Galiyev sempatizanı komünistler… Daha doğrusu, barlarda ahkâm kesenler değil, bu Memleket uğruna anlaşılmaz biçimde göğüs göğüse çarpıştıklarımız…
  4. Ben AKP’ye oy veriyorum ama dini ve milli değerlere eşit biçimde yaklaşan sistemlere de sıcak bakabilirim diyen mutaassıp kesimler

Sayın Özdağ; günlük siyaseti bırakılıp, istikbal siyasetine, memleketin kurtuluşuna giden yola girmeliyiz. Şu an sizden başka dayanağımız yok. İlk hızı verebilecek donanım ve de kabiliyettesiniz. Son bir şey… Mutlaka,  genç ve dinamik bir kadro sağınızda, bilgili aksakallar da solunuzda kesinlikle olsun. İstişare ehli olduğunuzun bilinmesi çok önemlidir. Önü açık gençlerde umudumuz ve dayanağımızdır… Bu konu zaman zaman gündemimize gelecek. Şimdilik bu kadar.

Bir ABD seyahati daha, “One minute 2” şovuyla devam etti. Mizansen harikaları sahneye kondu. Demokrasi ve Adalet  (!!!) gözler içine bakarak vurgulandı. Teferruatı daha sonra belki yazarım. Şu an, hacmim doldu… Hepiniz Allah’a emanetsiniz. Hoşça kalınız…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!