Geldik dayandık , Temmuz’ un Kapı’ sına. Bir daha ki berabeliğimiz bu Ay’da olacak , oda nasip olursa. Merhabamız ise bakidir. O kalben söylendiği için , boyut değişikliğinden etkilenmez… Hepinize can- ı gönülden merhabalar…
Kaç yazıya konu olur bilinmez ama , bir yerden de başlamak lâzım. Daha önce biraz çıtlatmıştım. Klasik karşılıklı sözlerdir. “Nerden başlasam ” denir, muhatapta daha meraklanır , ” İstediğin yerden ama hemen ” der. Bütün bu sistemlerin çalıştığını ve de neticelendiğini varsayarak konumuza çivilememizi yapalım mı… Orta Asya bizim Ata Yurdumuzdur ama Türk’ lüğün , Amiral Gemisi Anadolu’ dur. Türk karşıt ve hasımları yakın zamana kadar bu gerçeği kavrayamadı. Türkistan Coğrafyasını ele geçirerek Türk Meselesini çözebildiklerini zannettiler. Bütün hareketler ora üzerine şekillendi. İlk önce Uluğ Türkistan ikiye bölündü. Uygurlardan oluşan kısma Doğu Türkistan diyip Çin egemenliğine ; diğerlerine de Batı Türkistan denilip Rus egmenligine bırakıldı… Osmanlı denilen , Avrupanın hasta adamıydı. Paylaşma anlaşmazlıkları yüzünden de kör topal hayatiyetine izin veriliyordu… Esasında , Hanedan yani Osmanoğulları , Türklükten vazgeçip , yüce kavmimiz mensubiyetini ,Mao’ cu Ethem Sanck efendi gibi utanılacak bir durum olarak görüyordu… Kuyucu Murat denilen devşirmeler tam yetki ile Anadolu’ da Türk katliamı yapıyordu… Kuyulara doldurdukları Türk kafaları payeleri oluyordu… Bunların her bir satırı , yazı değil ansiklopedi hacminde olan şeyler ama biz satıhtan , sadece hatırlatma olarak geçelim. Osmanlı ,Türk’ ü adam olmaz bir yabani olarak görüyordu. Bu yüzden , batı ve slav unsurların tehlike olarak görmelerine gerek kalmıyordu. Zaten olay içeride, müdahaleye gerek kalmadan , istenilenin fevkine çoktan gelmişti… Ama hiç kimse , Konya-Karaman-Taşkale Köy’ ünden , Selanik’ e giden Türkmen bir ailenin , sarı saçlı , mavi gözlü kıymetlisini hesaba katmamıştı. Bu yüzden , Rockkefeller , onun için , ” Planlarımıza yüz sene sekte vurdu ” demiştir… Bütün olanları bana tekrar ettirmeden aklınızdan çarçabuk geçiriverin. Bende sizlerle birlikte aynı işi yapayım… Netice mi ? Artık herkes biliyordu ki , Anadolu tarumar edilmeden , genetiğine bağımsızlık nakşolmuş bir Millet’ i yok etmek mümkün değildir… Anadolu tarumar edilmeden , Türk’ ün her daim Lider çıkarabilme özelliğini yok etmek mümkün değildir… Herşeyle birlikte bir şey daha anlaşıldı… Türk’ ü , üstündeki tumandan da mahrum bıraksan , bilek gücüyle alt etmek mümkün değildir… Padişah Efendimiz ” Bunlar Benim misafirim , kimse karşı koymasın ” dese de , kaale alınmaz. Peki bu durumda Türk Dünya’ sının Amiral gemisi nasıl batırılır. Tabii ki içeriden operasyon yapılarak… Geminin amiraline , Sen Eş başkansın falan diyerek gaza getirilebilir. Ömründe ulaşamıyacağı önemli yerler ayaklarının altına serilebilir. Onu destekleyecek, sıkıştığı zaman kurtaracak karşı siyasiler de (!!!) oluşturulur. İş şansa bırakılmaz… Halk’ ı da en hassas yerinden , din kanalıyla vurdun mu , kim tutar seni… Yaptığın herşey mubah olur. Sığınılacak gerekçe sürekli olarak ” Ama Abi bunlar müslüman ” lafları olur… Bu bir senaryo ama olur mu olur. Dikkatli olmak gerekir hemde çok…
Şimdi gelelim içeriye. Süregelen kayıkçı kavgalarıyla birlikte , AB ve ABD nin tek seçeneği olan iktidar yirmi yıldır işbaşında ve istenilenleri harfiyen yerine getiriyor. Rahip Bransondan , Kaşıkçı olayına kadar… Aradaki kısmı doldurmaya kalkarsak dizi oluşur. İlk başta ki diklenmeler sadece içeriye verilen mesajlar. Dışarı ve oluşanlarla alakalı değil… Mesela ” One Minute ” tezgahı gibi. Saf ve salak yerine konulan vatandaşın gururunu biraz okşamak ama geri planda İsrail’ le ticareti arttırmak. Ey içerdeki çaresizler. Bütün açıkları eleverenlerden bahsetmiyorum , çok hassas davranmalı. Lüzûmsuz polemiklerin içine gireceğine , birleştirici olmalıdır… Büyük çoğunluğu Abdulkadir Selvi gibi düşünmeyen , Türk’ lüğün ve ATATÜRK’ çülüğün sabit bendesi olan Alevi Kardeşlerimizle kucaklaşarak bu kötü dönemi bitirecek adımları birlikte atmalıyız… Tekrar söylüyorum. Artık ne solcu-sağcı , ne de laik- antilaik gibi şeyler kalmıştır. Bana göre , Kuvva’ cı olanlarla , olmayanlar vardır. Herkes safını belirlesin , hainlerin ekmeğine yağ sürecek , eski hesaplaşmalar bir kenara atılmalı. Hatta gömülmeli… Evela , Memleketi kurtaralım. Elden giderse , herşeyimiz de elden gider… Olmayan Memleket’te de siyasal renklerin harikûlade farklılığını ve demokrasinin güzelliğini asla hissedemeyiz… Bu konu çok derin konu. Benim tespit ve hislerime göre de ucu okyanus ötesi derin sistemlere uzanan bir olay. Geçmişteki hataları yapmak istemeyenler , kuponu tek geçmiyor. Her ihtimale karşı -B- ve -C- planları da hazır tutuluyor… Bu konu zaman zaman , seçime kadar gündemimiz olacak , şimdilik bu kadar… Kuzeyimizde ki savaş epeyde yozlaşarak devam ediyor. Ekonomik neticelere bakacak olursak sanki tarafız gibi bir durum oluşuyor. Suut’ ta , duyduğum kadarıyla Marmaris’ e tavmış. Gerçi yangınlardan sonra da gene ilgi duyar mı bilemem… Bu ve bunun gibi taşıma sularla durum idare edilebilirse , edilecek. Şok mali zerklerle 2023 kotarılırsa ne alâ. Yoksa kontrollü savaşlar , bunların getireceği olağanüstü hal , daha olmadı şartlar düzelene kadar seçim erteleme… Şimdi anladınız mı , gerginlik niye sıcak tutuluyor. Bu arada Yunanistan’ ın , Batı’ nın maşası olma genetiği de çalışır tutuluyor. İstiklal Savaş’ ını hatırlayanlar veya okuyanlar , kimlerin donatılarak Anadolu’ ya gönderildiğini , gayet iyi bilir. Bu meseleye arada bir gene değineceğiz. Şimdilik hepiniz Yaradan’ ıma emanetsiniz. Hoşça kalınız…
