ABD’nin yani Trump’un RT’yi yere göğe sığdıramamasının sebebi kara kaşımız kara gözümüz değil. İran meselesi ve Akdeniz hidrokarbon rezerv konuları çözülene kadar, ayak altında dolaşmamamız veya etliye sütlüye karışmamamız isteniyor…
Nisan Ayı da kütük gibi devrildi gidiyor. Devrilen sadece O olsa amenna. Teker teker, bütün değerlerimiz de aynı akıbete maruz. Lafı fazla uzatmadan konulara geçelim mi… Anlaştık… Hepinize merhabalar olsun. Türkiye birden büyüktür…
Türkiye sadece matematiğin değil her konunun tartışıldığı bir ülke. Mebzul miktarda örnek bulmak hiç zor değil. Ayrıyeten her gün yenileri de arşive kaydoluyor… Milyar dolarların çöp olduğu Ankapark rezaleti ortada durur ve de en ufak bir soruşturma bile olmazken, bir sabah kalktık baktık gazete manşetleri veryansın ediyor. Doğal olarak ne olduğunu anlamaya çalıştık ama boş yere vakit kaybetmişiz… Ekrem İmamoğlu’nun, Baba Şirketi’nin inşaatında 0,5 m yükseklik farkı vs. çıkmış. Böyle bir rezalete, Uganda’da bile rastlanmaz… Ağırlaştırılmış müebbet yetmez, idam geri getirilmeli…
Bir gün bile yatarı olmayan hormonlu iddianameler, tehditli gizli tanık ifadeleri yardımıyla oluşturulan suçlardan dolayı, insanlar aylarca içerde yatıyor. Çağdaş hukuk sistemlerinde bunun hiç mi cezai sonucu yok… Bu durumları oluşturup, adaleti katledenlere hala Cumhuriyet Savcısı mı denecek?
Kumpasın ülkeye maliyeti, şu an itibariyle 50 milyar dolar. Borsa ve diğer sistemler hariç… İlk üç aylık bütçe açığı toplam bir trilyona dayandı. Bu paralar kimden telafi edilecek? Beşli Çete denilenler mi karşılayacak yoksa gene sırtımıza mı binecek? Bir diğer büyük turp da kenarda sessiz sedasız bekliyor… Bir doğalgaz ihracatçısı olmamıza rağmen Rusya Federasyon’una 20 milyar dolar gaz borcumuz var…
Sivas, Cumhuriyet tarihinde, daha doğrusu, Cumhuriyet’e giderken çok önemli kilometre taşlarından birisiydi. Bu yüzden bütün zihinlerde dokunulmazlığı, apayrı bir yeri vardı, ta ki Fenerbahçe Maçına kadar… Şimdi mesuliyeti daha de arttı. Artık, kadınlarımız, doğum yaparken, ilk önce kocalarından, doktorundan, sonra Recep Efendi’den, daha sonra da ve en önemlisi Sivasspor futbol Kulübünden izin almak zorundalar… Velev ki almasınlar misal “Fatma Adıgüzel izinsiz doğum yaptı” pankartıyla sahaya çıkıldığında, pişman olurlar ammmma iş işten geçmiş olur… Bana kalırsa izin almaya tersten başlamak en akıllı davranış olur… Yani, Sivasspor, Recep Efendi , doktor ve olmasa da olur Koca…
Ölüm iyiliği diye bir şey vardır. Çok kimseyi ve yakınlarını yanıltır… Yahu tam hastalığı atlatmıştı, birdenbire ne oldu denir… Bir Anadolu sözü de “Mum en parlak ışığını sönmek üzereyken verir” derler. Bunları niye söyledim. Haklısınız hemen esas konuma dönüyorum… Çözüm süreci iki, ABD’nin yani Trump’un RT’yi yere göğe sığdıramamasının sebebi kara kaşımız kara gözümüz değil. İran meselesi ve Akdeniz hidrokarbon rezerv konuları çözülene kadar, ayak altında dolaşmamamız veya etliye sütlüye karışmamamız isteniyor… Bu arada sıra bize geldiğinde lazım olan alt yapı da inşa ediliyor… Bunlara sırasıyla bakalım mı?
- Burnumuzun dibindeki Dedeağaç muazzam bir üs halinde ve de sürekli takviye ediliyor…
- Trump’ın ilk döneminde Putin’ le ortaya koyduğu tiyatro gereği F-35’lerin verilmemesini sağlayan S-400’ler kapımıza bırakılıp kaçıldı. Parasını ödediğimiz F-35’ler Yunanistan’a veriliyor. Tıpkı bize satılmayan Eurofinger’lerin de onlara verilmesi gibi…
- Mavi Vatan dediğimiz alan, Libya ile yaptığımız anlaşmalar çöp oldu. ABD, İsrail, Kardeş (!!!) Katar Yunan, Fransa vs. o sularda ortak tatbikat yapıyor. Kime karşı dersiniz? Eş zamanlı sondaj çalışmaları da başladı…
- Bir zamanlar savaş sebebi ilan ettiğimiz, karasuların 12 mile çıkarılması işi namluya sürüldü. Bu durumda denize girerken Yunan hücumbotlarının tacizine uğrayabiliriz. Gerçi istedikleri zaman istedikleri yere çıkıyorlar da iş resmileşmiş olacak…
- Bizim olan ada-kayalık pozisyonundaki topraklar işgal edildi, dalga geçer gibi mangal partileri bile yapıldı. Kardak için olanlar bilinir ama şu an onlarca Kardak elimizde değil. Bu konuyu ileride daha da açacağız…
- Silahsız olmaları uluslararası anlaşmalarla kesinleşmiş adalar ağzına kadar silah doldu. Hepsi de Türkiye’ye çevri..
- KKTC olayı ayrı bir şey. Efsanevi lideri Sn. Rauf Denktas’ın oğlu bile, Türkiye güneye elçilik açsın diyor…
- En son gelişme, bizim vurdumduymaz siyasetimiz ve Avrupa’nın parası bir araya geldi. Orta Asya Türk Cumhuriyetleri de Kıbrıs Rum kesimini tanıdı ve karşı safa geçtiler... Bu konuyu ilerde teferruatlı olarak ele alacağız…
Ana başlıklar bunlar. Sıra bize gelene ve de altyapılar oluşturulurken, sırtımız sürekli sıvanacak. Şimdi paragrafın başını daha iyi anlamışsınızdır… Şimdi daha da iyi anlayacağınız gibi, benim çok çok fevkimde bilgilere sahip Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın niye rehin tutulduğunu… Sıkıntı, bunlar olurken, Simitis’le tercümansız konuşan “Eyyyy“cinin ne yaptığı…
Bir sıradan bürokrat düşünün. Evinde onlarca kilo altın, milyonlarca dolar çıkıyor. Tapu kayıtları sayfalara sığmıyor. Sakalına ve kıyafetine baktığınızda, yeni dinin müritlerinden olduğunu hemen anlarsınız… Ya KKTC’de ortaya çıkanlar. Aman Allah’ım. Ne doymak bilmezmişsiniz. Allah hepinizin belasını versin… “Ama abi bunlar Müslüman”cılara ve de beyinsiz Türkmen’e önemle duyurulur. Sen daha uyu, bu senin son uykun olabilir…
Artık saklanamayacak biçimde, muhalefet toplantı yürüyüş ve mitinglerine engelleme var. Bilal Oğlan ve Dinci(dikkat dindar değil) vakıfların serbestçe uyguladıkları toplantılar ve mekanlar Ana muhalefet partisine yasak. En son Ankara’da olduğu gibi. Vali Efendi tatil günü trafiği engeller diye, güzergaha izin vermemiş… Ankaralılar bilir ki, eski Meclis önünden, Gar ve Anıtkabir arasındaki yol çok rahat bir yoldur. Üstelik mesai olmayan bir günde… Baba göre buradaki maksat, istedikleri kimseleri, gösteri ve yürüyüşler kanununa muhalefetten içeri tıkmaktır. Resimler çekiliyor sonra, inceleme merkezinde, kimlikler belirleniyor, sonrası malûm. Sabahın köründe, “Gel canım, ben senin amcanım”
Daha uzatmadan bana müsaade. Hepiniz Allah’a emanetsiniz. Hoşça kalınız…
