Bana, aylara bir renk ver deselerdi, Mayıs’a tozpembe rengini verirdim… Haziran’a yeşil, Ağustos’a sarı, Kasım’a kapkara, Ocak’a bembeyaz, renkleri uygun görürdüm. Ayların bile rengi olabilirken, renklerini belli etmeyenler en tehlikeli sınıftır. Bunlar her an karşınıza geçebilir. Güç karşısında asla sizle beraber durmazlar… Düşmanın ne yapacağını, üç aşağı beş yukarı bilirsiniz ama bu insanlar çok tehlikelidir… Hepinize merhabalar olsun. Türkiye birden büyüktür. Buyurun başlayalım…
Batılı, sömürgeci ve de kapitalist sistemlerin dayatması olsa da, bütün Annelerin Gün’ünü kutluyorum. Varoluşun ve beşeriyetin başlangıcı olan bu kutsal kimseler her daim başımızın tacıdır… Manevi Efendimiz ‘in dediği gibi ” Cennet ayaklarının altındadır ” , Maddi liderimiz, ise onun, yerlerde sürüklenmesi değil, başlar üzerinde yükselmesi, gerektiğini söylemiştir…
Bu sefer demem gerekirken “Demiştik ” demeyeceğim… Çoğunuz tahmin etmiştir. Mansur Başkan’ın CB olması, İmam’ın CB Yrd. cısı veya Başbakan olması tezini savundum ve de hala savunuyorum… Özgür’ de bunu dillendirmeye başladı. Eeee, işte senin dediğine geldiler, daha ne sızlanıyorsun, diyebilirsiniz ama kazın ayağı öyle değil… Ben her ne kadar askıya da alsam, bu kriptoluk işi, hücre ve genetik yapıya işlemiş galiba… Hala ortada bir seçim konusu yok. İktidar inatla 2028 i gösteriyor. Bu durumda, tecrübesiz bir kasaba politikacısı bile bilir. Aday açıklamak, en basitinden yıpratılmasına sebebiyet verebilir… Kriptoluktan bir türlü vazgeçmeyen, Küçük Kripto ( KK ) , İmam’ı kolluyormuş gibi yapıp, neticede içeri tıkılmasına zemin oluşturdu, fırsat verdi… Karşı sistem, Mansur’un, kendileri için daha tehlikeli olduğunu, adlarını bildikleri gibi biliyorlar. Her ne kadar Sn Yavaş, it dalaşına girmese sadece işine de baksa, şu an itibariyle bütün dikkatleri üzerine çekmiş durumda. Peki, bunu kim sağladı ve gündeme getirdi… Evet, Küçük Kripto… Muktedirlerin, her şeyi yapmayı göze almışların önüne, Mansur Başkan, seçime kadar zaman olarak sıkıntı oluşturmayacak biçimde, atılmıştır. İktidar bu pası alıp gole çevirecek imkânlara ziyadesiyle sahiptir… Siyaset, Poker oyunu gibidir… Rusya Dışişleri Bakan’ı Lavrov’un, bir özelliği de ” Poker Suratlı ” olmasıdır… Bu oyunda, yüzde ki en ufak bir mimik, rakiplerinize çok önemli ipucudur… Siz değil mimik, bütün elinizi rakibinize açıyorsunuz… Netice: Koruyormuş gibi yaptığınız her şey, kendi ikbaliniz için yapılanlardır. Bu RT nine planlarına da uyuyor. Ayrıyeten, Kart Kripto ‘da bir köşede ve de gündemden düşürülmeden bekletiliyor.
RT nine İtalya seyahati, Başbakan Melun-i ‘ yel yaptığı temaslar, birçok şeyi daha da netleştirdi. Olay” Ama Abi bunlar Müslüman” cızlara dendiği gibi Ensar-Muhacir meselesi değil… Bir başka beyanatta , ” Tacımı tahtımı veririm, Ülkü’me sığınan mazlumu vermem ” lafı da gerçek fikri gizleyen, başka bir istismar konusu… Melun-i, övgülerde bulundu, Ülkemiz sayenizde muhacir kaynamıyor diyerek, RT nine gerçek misyonunu gözler önüne serdi. Sadaka kabilinden elimize verilen bir kaç milyar ve yandaşa sağlanan ucuz iş gücü önemli faktörler arasında. Halimiz bu iken, Orta Asya Türk Cumhuriyetlerine 12 Milyara bizi sattılar deriz… Biz, o paralar için, demografik yapımızı bile riske ettik… Ayrıyeten, RT nine taht taç lafı üzerinden görüş açıklaması, neyin özlemi içinde olduğunu gösteriyor… Gerçi mevcut durum Padişahlıktan farksız hatta daha katı…
Yıllardır söylememe ve yazmama rağmen, herhalde bile bile olsa gerek, halâ anlaşılamayan konuya kısaca bakalım mı? Bu arada TV lirini yeni açmış olanlara da özet olur… Önce yol bulma sistemini ya nim şahsi animasyonumu paylaşayım… Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ ün içinde olmadığı, benimsemediği, ona çıkmayan hiç bir yol ilgi alanımızda değildir, merak bile etmeyiz… Bir Mayıs, Rahmetli tarafından, doğu ve batı blok dengeleri bakımından değerlendirilmiş, Bayram ilan edilmekle birlikte ” Bahar Bayram’ı ” olarak kayıtlara geçirilmiştir… Bir emekçi olarak bu Bayram’a katılmak isterim ama O’nun resmi olmadığı, Türk Bayrakları yerine kızıl bayrakların dalgalandığı bir yere asla gitmem. Kıytırık, Arnavut Enver Hoca bile eller üzerinde yükselirken neden Mustafa Kemal bir resimle bile olsa temsil edilmez. Acaba; Che, Fidel bile hayranlık duyarken, Rahmetli ‘ye ” Gardırop Devrimcisi ” dediğiniz için olabilir mi… Ben yolu Deniz Gezmiş’lerine yolu olanlarla asla ve kata bir araya gelmem. İdamlarına karşı olmakla birlikte, elleri bu memleketi gerçekten sevenlerin kanına bulaşmıştır… Altıncı Filo denize dökülürken orada olmayı çok istemiştim. Ama ne Sovyetler Birliği adına, ne de Çin adına değil, Yurdum adına… Benle beraber ” Ne Amerika, ne Rusya, ne de Çin, her şey Türkiye için ” denebilseydi, bugün Türkiye’nin hali çok farklı olurdu. Kimse unutmasın. Eğer Mustafa Kemal ATATÜRK bu Ülke ‘ye herhangi bir rejimi getirmek isteseydi, önünde hiç bir engel yoktu… Mekân aynı ama düşünceler ayrı… Ozan-ı Kebir Âşık Veysel Şatıroğlu’nun dediği gibi , ” Kurt kuzuyla gezerdi, fikirler ayrı ayrı olmasaydı ” Bu yüzden fikirler birleşmedikçe, birlikteliği tesis edemeyiz. Ne zaman ki, herkes, tepemizde ki tek ışığın sarı saçlı mavi gözlü fener olduğunu kabul ederse, işte o zaman kucaklaşırız… Kısa da olsa bir hatırlatma yaptık, yaptıktan bu arada deniz de bitmiş, yapacak tek şeyimiz kaldı…
Hepinizi Yaradan’ıma emanet ediyorum. Hoşçakalınız…
