FETÖ sayesinde, daha doğrusu dolaylı, FETÖ sayesinde Genel Kurmay Başkanı oldu. Tıpkı Hulusivil Paşa gibi… Ordudan darbeciler temizlenince bu ve bunun gibilerin önü açıldı. Netice malûm. Bu kıymeti kendinden menkul zatımız, teğmenlerimiz disiplinsizliğine dem vurarak, ihraçları savunur durumda… Aynı disiplin anlayışını her ne hikmetse, Anıtkabir için düşünemiyor. Her Bayramda yaşanan rezalet, ara vermeden devam ediyor…Sivil biri en ufak bir tepkisinde sertçe ikaz edilirken, malûm güruh, koruma altında slogan attırılıyor. TBMM Bütçe görüşmeleri esnasında bu zavallıya terbiyesizliğe niye sessiz kalındığı soruluyor. O da bağıracaklarını nereden bilebilirim gibi, sokaktaki simitçinin bile vermeyeceği bir cevapla, karşılık veriyor.
Geceler kimi zaman uzun kimi zaman kısadır. Aslına bakarsanız milyonlarca yıl ne uzun ne kısadır. Milimi milimine olması gereken kadardır. Onları uzatan veya kısaltan bizleriz… Kafanızın rahat olduğu, deliksiz uyuduğunuz gece değil yirmibir Aralık gecesi, kuzeyin beyaz geceleri bile olsa, size göz açıp kapayana kadar geçer… Ammma… Zihniniz meşgulse, kendi veya Ülke problemleriyle ilgileniyorsanız, yirmibir Haziran’da olsanız bile o gece bir türlü bitmek bilmez, aydınlığa hasret kalırsınız… Şu uzun gecelerde Hepinize deliksiz uykular diliyorum. Merhabalar olsun…
Bitmek bilmeyen bir şey daha var… İşin zor kısmı… Kürt asıllı İngiliz Memo, çıtayı yükseltti. İşin zor kısmının sadece bir yılı gitti, daha 2 – 2.5 yılımız daha var diyerek, önceki yazdıklarımızı doğruladı. Ne demiştik… Seçime kadar, gitti – gidiyor edebiyatıyla oyalanacağız… Sonrası malûm. Verin yetkiyi, uçuralım… 20 – 25 yıldır farklı bir şey duydunuz mu? Beyinsiz halinizi muhafaza ettiğiniz sürece değil yirmibeş, elli yıl daha aynı nakaratı duyarsınız… Bütün hesaplar, tahmini değerlere göre yapılıyor. Ücretler bile, tahmini enflasyon baz alınarak hesap ediliyor. Peki bu iş bilmezlerin doğru çıkan bir tahmini bile var mı? Her ay revize edilen enflasyona bakın yeter.
Mili Savunma Bakamayanımızı gördükçe, halimize acıyorum… FETÖ sayesinde, daha doğrusu dolaylı, FETÖ sayesinde Genel Kurmay Başkanı oldu. Tıpkı Hulusivil Paşa gibi… Ordudan darbeciler temizlenince bu ve bunun gibilerin önü açıldı. Netice malûm. Bu kıymeti kendinden menkul zatımız, teğmenlerimiz disiplinsizliğine dem vurarak, ihraçları savunur durumda… Aynı disiplin anlayışını her ne hikmetse, Anıtkabir için düşünemiyor. Her Bayramda yaşanan rezalet, ara vermeden devam ediyor…Sivil biri en ufak bir tepkisinde sertçe ikaz edilirken, malûm güruh, koruma altında slogan attırılıyor. TBMM Bütçe görüşmeleri esnasında bu zavallıya terbiyesizliğe niye sessiz kalındığı soruluyor. O da bağıracaklarını nereden bilebilirim gibi, sokaktaki simitçinin bile vermeyeceği bir cevapla, karşılık veriyor. Bu arada, ordunun disiplini ve itibarının nasıl korunması gerektiğiyle ilgili, aklımızdakileri başka bir gün paylaşmak istiyorum. Yalnız son olarak şunu söyleyeyim. ATATÜRK’ün ocağından, Harbiye’den yetişen bir kimse, oradan miligram bile feyz alsa “Başlarım size. Bu ordunun her ferdi, her zaman, her yerde, her Mustafa Kemal’in Askerleriyiz diye bağırabilir” diyerek, yumruğunu masaya vurabilmeli… Türk Ordusunun hiçbir ferdi, hele hele Genel Kurmay Başkanlığı yapmış birinin, kimsenin emir eri olmasına ihtiyacı yoktur. Kendine ait kararları alamayanlarla, iyi ki bir savaşa falan girmemişiz…
Türkiye’yi görmemiş, Belçika’da yetişmiş, yerli ve milli bir Aile Bakamayanımız var. Siz onu Afyon’da dört çeker bir aracın üstünde, boş balkonları selamlamasından hatırlarsınız… Yeni din gereği, sadece başa bir çul geçirmekle her şeyin halledildiği dönemde, o da gereğini yapıyor… Yani sadece başını kapatıyor ama hiçbir şey yapmıyor. Bu kadar çocuğumuz telef olurken, tecavüze uğrarken, aşırı yoksulluk ve açlık pençesinde boğuşurken, bu liyakatsiz çullu sadece seyretmekle yetiniyor... Yetiştiği ve terbiyesini aldığı, Belçika’da, bunun zerresine muhatap olanlar anında istifa eder. Kızımız istifa etme özürlülerin olduğu bir Ülkeye çok çabuk adapte olmuşa benzer…
Teğmenler konusunda, yandaş troller, oluşan direnci kırma çabalarına giriştiler. Kış kışlığını, p…ta p…luğunu yapacakta, problem bu tezgaha düşen zeka fukaralarında… Bir yazı elden ele dolaşıyor. Bunu da ATATÜRKçü kesim yardımcı oluyor. Teğmenlerin ismine kadar incelendiğinde, meğerse hepsi AKP’liymiş. Bu direnç kırma ve ihraç gerçekleşmesinde çıkacak sesleri kısma operasyonuna nasıl alet olursunuz. Tamam, beyninizin nimetlerinden fazla istifade edemiyorsunuz ama en azından, asparagas haber yaymaya, alet olmayın.
Arap Baharının son halkası, gecikmeli olsa da kapandı. Olan RT’nin Emeviye Camii’ndeki Cumasına oldu. Üzülmesin, ben oraya gittim, bu gidişimi kendisiyle de paylaşırım, yeter ki yerinde dursun sağa sola kıpraşmasın… Konuyu fazla uzatmayacağım. Sosyalizm-Komünizm zihniyetliler üzülüyor. Aleviler üzülüyor. Ben Nasyonalist zihniyetime rağmen nötr fikirliyim… Komşusunu ve rejimini seçme hakkımızın olmadığı bir dünyada, durum beni, zerre kadar ilgilendirmiyor. Aklımdaki tek düşünce, fırsat bu fırsat iken, içimizdekileri derhal yollayalım. Sonrası, kendimizi sağlam ve her ihtimale hazır tutarsak da kim tutar bizi…
Bir konu etrafında, olayı yayarak, Köşecilik yapmıyor, mümkün olduğu kadar çok konuyu ele almaya çalışıyorum. Ama gene de hiçbir şey sınırsız değil, bir de bakıyorsunuz ki hacım dolmuş… Bu durumda da yarına veya önümüzdeki haftaya sığınarak, istemeye istemeye veda noktasına geliniyor. Hepiniz Yaradan’a emanetsiniz. Hoşça kalınız…