Gayrı-Milli Eğitim Bakamayanı’nın, TBMM’deki konuşmasını hatırlayın. Yapılan protokoller le sınıflara giren imamlar ve bağlı oldukları tarikatları için ne demişti. “Onlar STK”. Hepinizin gözünün önüne gelmiştir…Bu iki ucu pisli değneklerden biri idi… Sessiz kalırsanız olmaz, ses çıkarırsanız “Dinsiz”siniz. Her yakıştırmayı göze alanlar halâ yayınlar yapıyor… Yeni siyasal mühendisliğin ilk ürünü burada pazarlandı… Hemen, aynı durum Ülkü Ocakları için de sağlandı… Onlara, hepinizin daha rahat tepki vereceğini biliniyordu. Dinsizlik suçlamalarına karşı, beynelmilelci görünmek daha uygundu. Urfa’da bir tabir vardır “Beni unutup, derdine düşesin” derler. İşte, tam bu durum gibi, imamlar unutuldu, ülkücülere saldırı başladı. Bir taşla kaç kuş vuruldu. Hesap edebiliyor musunuz, MHP ve ona bağlı tatlı su Ülkücüleri konsolide edildi… İmamlar, okullardaki görevlerini daha rahat uygulamaya başladılar… Sonuç: Muhalefet, hilafetçileri, anti Cumhuriyetçileri bir kenara bırakıp, sapına kadar Atatürkçü olan, Ülkücüleri karşısına aldı..
Ben size dedim değil mi? Yol olur diye… İşte görüyorsunuz, gene pazartesi[1] de yazma durumu hasıl oldu… Ne olacak şimdi… Ben klavyenin başına geçeyim, sizlerde kendinizi, zemin kattan aşağı atın… Hepinize merhabalar olsun…
Hükümet ve tek sahibi AKP, çok usta siyasi mühendisliklerini devreye sokuyor, uyguluyor ve de neticeyi alıyor… Başta akılsız muhalefet ve onun borazanı mahdut medya da yem serpilmiş yoldan kasabına doğru koşa koşa giden tavuk gibi. Sizlere birkaç örnek vermek istiyorum…
Gayrı-Milli Eğitim Bakamayanı’nın, TBMM’deki konuşmasını hatırlayın. Yapılan protokoller le sınıflara giren imamlar ve bağlı oldukları tarikatları için ne demişti. “Onlar STK“. Hepinizin gözünün önüne gelmiştir…Bu iki ucu pisli değneklerden biri idi… Sessiz kalırsanız olmaz, ses çıkarırsanız “Dinsiz“siniz. Her yakıştırmayı göze alanlar halâ yayınlar yapıyor… Yeni siyasal mühendisliğin ilk ürünü burada pazarlandı… Hemen, aynı durum Ülkü Ocakları için de sağlandı… Onlara, hepinizin daha rahat tepki vereceğini biliniyordu. Dinsizlik suçlamalarına karşı, beynelmilelci görünmek daha uygundu. Urfa’da bir tabir vardır “Beni unutup, derdine düşesin” derler. İşte, tam bu durum gibi, imamlar unutuldu, ülkücülere saldırı başladı. Bir taşla kaç kuş vuruldu. Hesap edebiliyor musunuz, MHP ve ona bağlı tatlı su Ülkücüleri konsolide edildi… İmamlar, okullardaki görevlerini daha rahat uygulamaya başladılar… Sonuç: Muhalefet, hilafetçileri, anti Cumhuriyetçileri bir kenara bırakıp, sapına kadar Atatürkçü olan, Ülkücüleri karşısına aldı… Bu taktiğin ilk uygulaması bu değildi, ufak tefekleri gündeme taşımıyalım ama, bir diğerine geçelim…
Emekliler olayı… Bu işin tek çözüm mercii neresidir, elbette hükümettir, gel gör ki BAĞ-KUR ve SSK’lılar kime saldırıyor? Memur emeklilerine niye onlara %49, bize niye %37 diye… Esasında memur emeklilerinin zam oranı %35, diğerlerinden az olmasına rağmen, ahmak teşkilatları dile getiremiyor... Ben, Banker Bilo Oğlan’ın anlayacağı şekilde bir daha anlatayım… Memura 2023 için %35 enflasyon farkı verilmiştir… %15 ise 2024 toplu sözleşme zammının ilk taksitidir… Yani 2024 Temmuzunda, enflasyon %20 çıkarsa zam %15 düşülerek %5 olarak ödenecek, bu durumda BAĞ-KUR ve SSK’lılar %20 zam alacaklar… Halâ anlamayan varsa, onlarda uygun bir bina bulup, kendilerini zemin katından aşağı atlasınlar… Bu işin gerçek siyasetine , dönelim. AKP, cüzi emekli zammını sulandırıp bizi, birbirimize salmıştır… Buna ahmak emeklilerin yanı sıra, ahmak muhalif medya da alet olmuştur…
Lafı fazla uzatmamaya gayret ediyorum… Epey zamandır uygulanan, her seferinde de oltaya takılanların olduğu, diğer siyasal mühendislik çok verimli biçimde işlemektedir… “Muhalefette biziz“in, en son örneği, emekliler konusunda sergilendi. Şamil Tayyar ve Cem Küçük, efendiler tepki (!) verdi. Bizim salak, muhalif medya da her gün flaş yapıyor… Yani bu ve bunun gibilerin bedava reklamını yapıyorlar. Onları objektif, yeri geldiği zaman iktidarı eleştirebilen kişiler olarak tanıtıyorlar… Manşet yaptığınız adamlar, esas gerek olduğu zaman, size öyle bir kazık atarlar ki, yerinizden kalkamazsınız… Kimse unutmasın ki, bu ve bunun gibi adamlar, asla sizle yan yana gelmezler. Onlar görevlendirilmiş kimselerdir, biline…
Gençlik zamanlarımızda bazı klişe laflar vardı. Mesela, Ülkücü arkadaşlar arasında, kendilerinden olmayanlara, “Komi” denirdi. Birçok kimse Gerçek adı olan “Komünizm“i bile telaffuz edemezdi. En çok kullanılanlar, kominis, komi, gomonist vs gibilerdi… Tabi bunun karşı sokağında durum farklı değildi… Eğer, komünist değilsen, mutlaka “Faşo“sundur, Amerimken köpeği, sermayenin uşağı gibi gayet nezih ve de veciz laflar da sık sık sırtımıza yüklenirdi… Ha, bunları niye mi yazıyorum. Durum hiç değişmedi… Son örnekte olduğu gibi. Destisini taşacak kadar tıka basa dolduran bir yaş bakla, salata malzemesi, çıktı, sahiplerinden başka herkesi terörist ilan etti…Tamam anladım, çok kızdınız , o dediklerinizi benim için bana vekâleten de bir daha tekrarlar mısınız…
Finalden önce kısa kısa iki tespit. Arabistan’da, Sn Ali Koç sayesinde haysiyetli davranmak zorunda kalan Dursun Efendi, AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Kurum’a açık açık destek verdi… Fetoş’undan, saadet zincirlerine kadar her şer taşın altından çıkan sistemin bu davranışlarına aasla şaşırmadım. Umarım, değerli taraftarları gereken dersi verirler…
Sevgili Özgür. Bana “Demiştik” demem için çabaladığının farkındayım. Seni ikaz etmiştim. DEMlenmek doğru olmaz. Getirdiğinden fazlasını götürür diye. Sen bildiğini okuyorsun. Yahu ne hamburgermiş, Kripto, ABD’den bir paket de sana mı getirdi yoksa… Adaleti sopa olarak kullanan iktidar klasiği tekrar vizyonda. CHP’li Belediye baskınları ivme kazandı, o da ters teper, benden söylemesi…
Hepiniz Allah’a emanet olun. Hoşça kalınız…
[1] Bu yazının dün değil de bugün yayınlanmasının hatası Sayın yazarımıza ait değil, yayın kuruluna aittir. Özür dileriz.