Bayramı geride bıraktık diyeceğim ama muhtemelen birçoğunuz daha iki gün var diyecek… Özel Günlerimizin tatil olarak yorumlanmasından ve de kabul edilmesinden sonra hiçbir şey eskisi gibi kalmadı… Bugün benim için ayrıyeten önemli ve özel bir gün… Erkeklerin , hiç affedilmeyeceği bir suçtan, hepinizin şahitliğiyle muaf oluyorum… Tahmin edeceğiniz gibi, eşimle birlikte evlenme yıldönümünü idrak ediyoruz… Aynı zaman da sadık bir abonem de olan kendilerini şimdiden kutluyorum… Bu arada okuyucum olan evli bayan arkadaşlardan özel ricamdır… Makaleyi alıp da kimse eşinin yanına koşarak “Utan, utan elin adamı köşesinde bile unutmamış, eşine sesleniyor” deyip, beni durduk yerde mebzul miktarda küfre muhatap etmeyiniz…
Ayrıyeten, bana diğer kızanlarınız da , yerden göğe kadar haklı. Özelimin sizlerle bir alakası yok. Sadece acılar paylaştıkça azalır, sevinçler paylaştıkça çoğalır kadrosundan bir durum oluşturdum… Yoksa ; “Başımız yeteri kadar belaya soktun yazını yaz, çek git, biz de okuyup işimize gücümüze bakalım” dediğinizi duyar gibiyim…
Bayramın ne gelişi ne de bitişi beklenen heyecanı oluşturmadı… Ben halâ gençlik yıllarımdaki bayramların heyecanı içindeyim… Her şey bir yana tebrikleşmek çok zahmetliydi… Günler öncesinden, postaneler civarına konuşlanan kartpostalcılara uğrayacaksınız… Sınıf arkadaşına farklı , yavuklunuza farklı, uzaktaki akrabalara farklı ve uygun olanları seçeceksiniz , sonra onları özenle yazacaksınız, beş kelimede bütün duygularınızı aktaracak mahareti de gösterdikten sonra pullayıp yollama kuyruğuna girerek kendinizi kuş kadar özgür ve mutlu hissedeceksiniz… Şimdi ise yüzlerce tebriği ufak bir parmak hareketiyle hallediyorsunuz… Bana sorarsanız, hangisi diye… Düşünmeden eskisi derim…
Her neyse geçmişe mazi derler. Biz dönelim bölgemize. Efendimiz 13 Uçak olayında muhalefete ne diyordu… “Bunlar memleket yönetiminden ne anlar”. Şimdi biz sahip efendimizin ne anladığını anlamaya çalışalım… Avrupa’nın plastik çöplüğü olmaktan tam kurtulduk, “Allah razı olsun, yasakladılar” diyecektik ki , bir hafta geçmeden tekrar serbest bırakıldı… Dünyanın 10 büyük plastik çöplüğünden biri olarak yaşayacağız… Nerden buldukları belli olmayan Melih Bulu Efendiyi, buldukları gibi geri postaladılar… Peki yaşanan bunca rezilliği nereye depolayacağız? Merkez Bankası Başkanını faizleri düşürmüyor diye görevden aldılar, getirdiğini ise yükseltmiyor diye görevden aldı… Şimdi hepsini saymaya kalkarsak bana ve de sizlere çok yazık olur. Sosyal medyada tamamı neredeyse Brezilya dizisi halini aldı… Bütün bunlar ortada iken, uçakları satacağını söyleyenler devlet yönetmekten anlamıyor ama Maşallah bu kardeşlerimiz de öyle bir anlıyor ki…
Yahu, Trump‘un kuru sıkı, boş atıp dolu tuttuğu şu “Senin ve ailenin mal varlıklarını açıklarım” tehdidine neredeyse inanacağım… Hani, bütün dünya gibi ben de, boğazından bir lokma haram geçmediğini bilmesen şüpheye düşeceğim… Evlatlarının, başta vakıflarını nasıl yönettiğini, bütün masrafları ceplerinden karşıladıklarından bihaber olsam, belki de şer odaklarının propagandalarına kanacağım… Yaptıkları hizmetlere nankörlük edecek olsam, hanımefendinin yok Medi… Hastanesi, yok Kom.. Fi… gibi yerlerin sahibi olduğu dedikodularını baş tacı edeceğim… Milletin ağzı torba değil ki büzesin… Malezya’daki Kulelere kadar yalan üretecek hayal gücü olanlar var… Yalnız bizler, bu hayal dünyaların da değil, gerçek yaşam içindeyiz… Bu yüzden ,bu fukaramın, bir gün, isyan edip “Kim ne biliyorsa açıklamazsa, namussuzdur , şerefsizdir , alçaktır” diyeceğine eminim… Bakalım bu yalancı ve iftiracı topluluğu nereye kaçacak… Trump’a mı sığınacaklar? Hoş O kendini bile kurtaramadı ya neyse… Bu konuya nereden geldim… Şimdiki yönetim de bir öncesinden miras bu konu üzerine bina yapmak istiyor… Örtülü aynı tehditlerle bizi; başta Rusya’nın, şimdi de kendisinin bırakıp kaçtığı Afganistan Cehennemine atmaya uğraşıyor… Urfa’da bir laf vardır. “Acılı yemedim ki karnım ağrısın” derler. Bizim de , hiçbir ayıbımız olmadığına göre, ben bu oyuna düşmeyeceğimize inanıyorum… Asrın Lideri , Mehmetçiğimizin kanını bu kirli oyuna asla pazar etmez… Bakın göreceksiniz, hepsini , harika diplomasilerle düğümleyip işin içinden sıyrılacaktır… Yeni “One Minute”ler her an olabilir. Bekleyin görün…
Başta, emekli kardeşlerim olmak üzere çalışan kesim ikramiyelerini ve zamlı maaşlarını aldı diyeceğim ama durum öyle değil… Daha önce yapılan fahiş zamlardan sonra ancak cüzi bir kısmını geri aldılar… Ayarlanmış enflasyona ve büyümelerden doğan, refah paylarının adı bile anılmadan yapılan sembolik zamlarınız gene de hayırlı olsun… Bu büyüme nemaları kime gitti, diye soracak kadar akılsız okuyucularımın olduğunu da zannetmiyorum… Haaa unutmadan… İstanbul Havaalanını yapan şirketlere yani muhteşem Beşler’e öyle bir kredi kıyağı yapıldı ki donduk kaldık… Kredi borcundan dolayı, traktörü, tarlası haczedilen çiftçilerimiz de hala donuk vaziyetteler…
İyi kötü, bir bayram daha geçti gitti… Kestiğiniz kurbanlar, yaptığınız ibadetler, inşallah, Yaradan makamında, makbuller arasına dahil olmuştur… Hepinizin tekrar Bayramını kutluyor ve cümlenizi Ulu Tanrı’ma emanet ediyorum. Hoşça kalınız…